Yirmi traducir inglés
8,674 traducción paralela
Baylar bayanlar, Gardermoen'ye yaklaştık, yirmi dakika içinde iniş yapacağız.
Ladies and gentlemen, we approach Gardermoen and lands in about 20 min.
- Bu adam, Lilyhammer Olimpiyatları'nın yirmincisini organize ediyor. Açılışı, yirmi yıl önceki bir atlayıcı yapacaktı.
- He organizes a 20th anniversary for the Lillehammer Olympics, and one of the sample jumpers from the time to open.
Polisler aldığı sırada Bay Barnes margarita eşliğinde yirmi bir oynuyormuş.
- 11. Mr. Barnes was about that many margaritas in when the state troopers picked him up playing blackjack.
Yirmi yıl önce,
Twelve years ago,
Yirmi yıllık bir çileden sonra David Clarke sonunda özgür bir adam.
After this 20-year ordeal, David Clarke is finally a free man.
Yirmi yıl önce daha iyisini hak ediyorduk.
We deserved more 20 years ago.
Will neden "yirmi" dokuz yaşındakileri sever?
Why does Will like 29-year-olds?
- Çünkü tam "yirmi" tane olacaklar.
- Because there's 20 of them.
Pekala, içimdeki volkan patlamadan önce yirmi dakikam olduğunu düşünüyorum.
Okay, I'm guessing I got 20 minutes tops before things go all hot lunch on me.
Bu sene yirmi yıl oldu.
But this year, he has 20 years.
Bir haftada, belki de yirmi yılda.
Whether in a week or 20 years.
Yirmi yıl tutsak tutuldum.
I was a prisoner for 20 years.
Yirmi dokuz.
29.
Yirmi dokuz, peki.
29, right.
Ve daha yirmi beş yaşında. Yardımcı yönetmenlik için çok genç.
And he's actually... he's only 25, which is really, really young for an A.D.
Onunla tam yirmi dört saat geçirdim, bir güven ilişkisi kurmaya çalıştım.
I've just spent 24 hours with her building a trusting relationship.
Yirmi iki kilo verip ve dokuz kilo al.
You need to lose 50 pounds and then gain back 20.
Son yirmi senede yapılmış en güzel rock operalarını...
Okay, think of all the great rock operas
Yirmi sekiz güne yeni gibi olacak.
28 days, she'll be good as new.
Çünkü iki hafta içinde, yirmi yaş dişlerim çıkınca, acıya katlanmada sana ihtiyacım olacak.
'Cause, in two weeks, I get my wisdom teeth out, and I need you, because I am not good with pain.
Bir de yirmi tane üniformalı polis isteyip sanki yatan hasta var gibi bütün katı koruma altına almışsınız.
And you ordered 20 uniformed officers to protect a floor your patient is no longer on?
Obüsler. Namlu uzunluğu on iki ilâ yirmi dört olan, kuyruktan dolan silahlar.
Howitzers. 12 and 24 pound field guns with breech loaders.
Son yirmi yılda teknoloji çok gelişti.
Technology's come a long way in the last 20 years.
Saldırdılar... Yirmi dakika kadar önce.
They were hit... 20 minutes ago.
Yirmi dakika içinde çıkmamız gerekiyor.
We'll be wheels-up in 20.
Yirmi yıl ve milyonlarca dolar kârdan sonra ölmüş.
"20 years and millions of dollars in zoo revenue later, he died."
Onunla yirmi dakika konuştuk ve imzasını aldık.
We talked to him for 20 minutes, got his autograph.
Ya da yirmi, yirmi beş, malzemelere bağlı, biraz jambon hoşuma gidiyor.
Maybe like 20, 25, depending on toppings,'cause I'd love to get a bunch of ham.
Ya da on. En fazla on beş, yirmi.
Or maybe ten.
Şu yirmi dakikadır başımın etini yiyen kadınlarla fotoğraf çekileceğini söyle.
Say that you'll take a picture with these women from the 7th who have been bugging me for 20 minutes.
Yirmi iki santimlik şişe.
Nine-inch bottle.
Cece, senden borç aldığım yirmi doları buldum.
Hey, Cece, I got that $ 20 I owe you.
Cece ve ben yirmi senedir arkadaşız.
Cece and I have been friends for 20 years.
Yirmi yıllık kavgayı şimdi ediyorlar.
Okay, so what's next, Jess? 20 years of fights are happening right now.
McBride'ın, Night Ridge'deki listesinde yirmi düzenli müşteri görülüyor.
McBride's file at Night Ridge has a list of 20 regular clients.
O yirmi isimle ilgili ne bulabiliyorsan bul.
Get what you can on all 20 names.
Bay Sugar, böyle birden daldığım için özür dilerim ama yirmi kere falan aradım sizi.
Mr. Sugar, a million apologies for barging in, but I tried your office 20 times.
Yirmi saniye kaldı ve Kaptan hala bombayı etkisiz hale getiremedi.
Twenty seconds left, and Cap still hasn't diffused the bomb.
Benim dairemde sadece ışıklı İsa'nın Doğuşu ve yirmi beş bin dolarlık Target noel süslemeleri var.
Well, all I got upstairs is a light-up nativity and $ 25,000 worth of Target Christmas decorations.
Yirmi yıl önce bilgisayarını çalıp suçu üstüne atabilmesi için Conrad'a verdim.
20 years ago, I stole your computer, and I gave it to Conrad so he could frame you.
Martin Luther King, yirmi dakika önce öldü.
Martin Luther King, 20 minutes ago, died.
- Yirmi yıl olacak.
Mm, almost 20 years.
Minimum yirmi yıl oluyor.
You're looking at 20 years minimum.
Son yirmi yıldır yarattığım her şeyi... mahvetmesine mi yardım edeyim?
Help him what, destroy everything that I've built up in the last 20 years?
- Yirmi beş yıl.
25 years.
Hayır. Yirmi yedi yıl.
Hmph. 27.
Hidrojen atomu, yirmi bir santimetrelik çok özgün bir radyo dalgası yayar.
Now hydrogen atoms radiate radio waves with a very particular wavelength - 21 centimetres.
- Resmen yirmi dakika sürdü.
That took you, like, 20 minutes.
Yirmi sekiz.
Twenty-eight.
Ben yirmi altı yaşındayım!
Hey, I'm a 26!
Seni yirmi yıldır tanıdığıma inanamıyorum.
( both laughing ) I can't believe I've known you 20 years.
yirmi yedi 16
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi dakika 19
yirmi sekiz 22
yirmi üç 29
yirmi beş 51
yirmi dolar 22
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi dakika 19
yirmi sekiz 22
yirmi üç 29
yirmi beş 51
yirmi dolar 22