Yirmi dokuz traducir inglés
170 traducción paralela
- Yirmi dokuz bin.
- Twenty-nine thousand.
Regal Court daire yirmi dokuz.
Regal... Court... flat... twenty-nine.
Yirmi dokuz mu?
Twenty-nine?
Yol parasını ödedikten sonra yirmi dokuz rupee ve altı anna kaldı.
I have twenty-nine rupees and six annas after paying the train fare
Eşimin söylediğine göre yirmi dokuz yaşındaymış.
He's about 29 years old.
- Yirmi sekiz, bilemedin yirmi dokuz.
How old about she? Maybe 28, 29.
Yirmi dokuz kaldı.
Twenty-nine remain.
Yirmi dokuz.
Twenty-nine.
- Yirmi dokuz.
- Twenty-nine.
O zamandan bu yana, yirmi dokuz yıl geçip gitti, ama eski ateş asla sönmez!
Twenty-nine others have gone by since, but the old fire never goes out!
Yirmi dokuz, Yoldaş Kumandan.
Twenty-eight, Comrade Commander.
Yirmi sekiz, yirmi dokuz, otuz.
Twenty-eight, twenty-nine, thirty.
İki sosisli bir de gazoz, yirmi dokuz yapar.
Two hot-dogs, one Canada Dry. 29.
Yirmi dokuz.
29.
5 numara ekseni dört yirmi dokuz.
Number Five axis four twenty-nine.
Yirmi sekiz.Yirmi dokuz.Otuz. Ben artık çıkıyorum.
"Twenty-eight, 29, 30, I'm out of here"?
Yaşım yirmi dokuz.
I'm 29 years old.
Otuz, yirmi dokuz, yirmi sekiz...
Thirty, twenty-nine, twenty-eight...
Yirmi dokuz artı üç, otuz iki.
Twenty-nine plus three, thirty-two.
Belki, yirmi sekiz, yirmi dokuz?
Maybe twenty-eight, twenty-nine?
Yirmi dokuz dolarlık.
Twenty-nine dollars.
Yirmi dokuz yıl önce şartlı tahliye sistemi, bildiğiniz gibi işlemez hale gelmişti.
Twenty-nine years ago, the parole system, as you know it was rendered obsolete.
Yirmi dokuz.
26!
Bin dokuz yüz yirmi dokuzda üzerinde baş olan diğer yüzünde "V" olan peni için ne düşünüyorsun?
What do you think a 1929 S Lincoln penny with the wheat on the back is worth? Ah ah ah!
Mükemmel durumda. Bin dokuz yüz yirmi dokuz "S".
Excellent condition. 1929 S.
Yirmi sekiz, yirmi dokuz.
Twenty-eight, twenty-nine.
Annem yirmi dokuz olduğumdan endişelendiğini söylediğinde yirmi dokuz olduğunu, sen ağzından kaçırmıştın.
When my mother said she was worried because I was 29, you blurted out : "You're 29?"
Kaybolur kaybolmaz öldürüldüyse, araba hareket edene kadar yirmi dokuz saat geçmiş demektir.
The Lawyer Kisaki had to kill Saito Reika-san in this courtroom.
- Hayır, Yirmi dokuz.
- Nope. Twenty - nine.
Sanırım siyah olmana rağmen yirmi dokuz yaşındaymış gibi görünüyorsundur.
I bet that, except for possibly an afro, you look exactly the way you did at 29.
Bin dokuz yüz... yirmi yedi.
Nineteen hundred and! ! twenty-eight!
- On bire dokuz. - On bire yirmi.
- Nine and two... that's 11.
- On dokuz, ama yakında yirmi olacağım.
- Nineteen, but I'll be twenty soon.
- On dokuz, yirmi... - Kes şunu!
- Nineteen, twenty...
... Yüz on sekiz, yüz on dokuz, yüz yirmi.
... eighteen, hundred and nineteen, hundred and twenty.
Daha sonra bir akademik denklem oluşturabilirim. Yirmi adam, on beş kadın, dokuz çocuk ölmüş ve üç metre ilerleme olmuş.
Afterwards I may draw up a purely academic balance... 20 men killed, 15 women, nine children, and an advance of three yards.
- Yirmi dokuz. Ne gece seçmişim.
What a night I should pick.
... altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
... six, seven, eight, nine, ten, eleven thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
... on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
... 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20.
Bir, iki üç, dört beş, altı yedi, sekiz dokuz, on on bir, on iki on üç, on dört, on beş on altı, on yedi, on sekiz on dokuz ve yirmi.
Off you go. One - One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen and twenty.
on dokuz, yirmi!
1 7, 1 8, 1 9, 20!
Yirmi, on dokuz, on sekiz, on yedi... on altı, on beş... on dört, on üç... on iki, on bir...
Twenty, 19... 18, 17 — 16, 15... 13, 13... 12, 11 —
Sekiz, dokuz, on, on bir ve iki katı, bir on beşimiz var, toplam yirmi altı.
Eight, nine, ten, 11... And double that... We have 15, we have 26, and double is...
Kabaca... Ondört saat, dokuz dakika ve yirmi saniye kalmış.
Fourteen hours, nine minutes and twenty seconds.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi -
[Both] One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, 10, 11? 17, 18, 1 9, 20?
Yirmi-dokuz.
Twenty-nine.
O yirmi dokuz yaşında.
He's 29.
Dokuz yüz yirmi altı!
926.
Yirmi üç yirmi iki, yirmi bir yirmi on dokuz on sekiz on yedi on altı on beş...
23... 22... 21... 20... 19... 18... 17... 16... 15...
Otuz dokuz, altmış altı ve benim yaşım, yirmi sekiz.
Thirty-nine, sixty-six and me age, twenty-eight.
Üç kere dokuz, yirmi yedi.
Three times nine equals twenty-seven.
dokuz 622
dokuz numara 26
dokuz mu 28
yirmi 182
yirmi yedi 16
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dakika 19
yirmi sekiz 22
dokuz numara 26
dokuz mu 28
yirmi 182
yirmi yedi 16
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dakika 19
yirmi sekiz 22