Çok büyük traducir inglés
21,101 traducción paralela
Tek bir beyaz avcının bir sezonda 5000 kadar buffalo öldürdüğü söylenir. Bu çok büyük bir sayıdır.
There's stories of the single white hunter killing maybe 5,000 buffalo in a season... very large numbers.
Benson'dan Tombstone'a giden posta arabasının soygunu çok büyük ve önemli bir soygundu. Çok büyük bir olaydı.
When a robbery, such as the spectacular robbery of a stagecoach going from Benson to Tombstone occurred, it was really a big deal.
Eğer değilse çok büyük bir tesadüf demektir.
If not, it's a pretty big coincidence.
- Alice bu çok büyük bir gizem...
- Alice, this is Major Arcana... - What?
Bu deneme bu kadar başarısızsa çok büyük ihtimal saldırgan yeni bir kurban bulacak.
If this attempt is so badly botched, it pretty much guarantees that the attacker's gonna find another victim.
Benim için anlamı çok büyük.
She means a lot to me. Yeah, yeah. Um...
Bu çok büyük bir iletişim sinyali.
This is a massive communications spike. Eph.
Alfred'in doğum şartlarını biliyoruz Alfred'in Tanrı tarafından çok büyük şeyler için seçildiğine ozamanda inanıyordum şimdide inanıyorum.
We all know the circumstances of Alfred's birth. It was my belief then, and it is still my belief, that Alfred has been chosen by God for great things.
Tanrıların onun için çok büyük şeyler planladıklarından hiç şüphem yok.
I have no doubt that the gods have great things in store for him.
Krallığın çok büyük olacak.
Your kingdom will be huge.
Çok büyük bir hata yapıyorsunuz.
You're making a big mistake here.
İşlem krize ve çok büyük acıya sebep olacak.
The process will induce a seizure... and great deal of pain.
Pritchard, diğer ajanların sana patronunu ve ortağını ele verdiğin için yan gözle baktıklarını bililyorum. Ama bana kalırsa çok büyük bir iş başardın.
Pritchard, I know some of these other agents are looking at you sideways for turning your partner and your boss in, but from where I stand, that was damn fine work.
Bunun sizin için çok büyük bir anlam taşıdığını anlayabiliyorum, Bay Pritchard ve çözmek istiyorsunuz..
I can tell this means a lot to you, Agent Pritchard, and that you want to get this done.
Kızımın çıktığı adam çok büyük işler peşinde.
He's into something big.
Ajan Greg Knox, çok büyük bir balık yakaladı ve onu ekibe geri almak büyük bir onur.
Agent Greg Knox has caught us a very big fish, and it is with great pleasure that I welcome him back on the team.
- Çok büyük bir günah.
It's a big-time sin.
- Bu olay çok büyük.
This is massive!
- Çok büyük ama.
It's huge.
Bunun benim için çok büyük anlamı var.
That means a lot.
Bana çok büyük boçlusun.
You owe me so hard!
Çok büyük.
So hard!
Makalede çok büyük bir hikaye bile değildi Ya da haberlerde.
It wasn't even too big a story in the paper or on the news.
Yaptığım, çok büyük bir hataydı.
Which was an embarrassing mistake by me.
Bana hiçbir zaman çok büyük hayaller kurmamayı öğretti.
He taught me I could never dream too big.
Size yardım etmeyi çok isterdim ancak çok büyük bir davayla meşgulüm şu ara.
I'd really love to help you out, but I'm in the middle of a huge trial.
Çarptığımız kadın ölmemişti ama ödeyeceğimiz çok büyük bir bedel vardı.
The woman we hit didn't die, but there was hell to pay.
Tanrım, başım çok büyük belada.
God, I'm in so much trouble.
Dinle, çok büyük bir hata yaptım.
Listen. I made a huge mistake.
Sen gittikten sonra çok büyük bir iş başarmış gibi görünüyordu.
And after you'd left, she looked like the cat who'd got the cream.
Bir cevap verebilirsen bize yardımı çok büyük olur.
It would help us enormously if you could provide an answer.
Çok büyük bir mücadele verdiğini söylüyorlardı.
They say she put up one hell of a fight.
Bu kasabada bir hastalık var ve çok büyük bir hızla yayılıyor.
There is a disease in this town and it's spreading like a wildfire.
Çok büyük bir hataya düşmeden önce beni dinlemenizi istiyorum.
But before you all make a grave mistake, I would like to be heard.
Akademi çok büyük bir yer değil mi?
The institute must be very big, isn't it?
Senden yardım isteyerek çok büyük hata yaptım.
I made a horrible mistake asking you to help.
Büyük ihtimalle Sam'in çok işi vardır.
Well, you know, most likely Sam is probably really busy.
Oturan Boğa büyük bir manevi rehber olarak tanınıyordu. Savaş sırasında büyük başarı kazanmıştı ve çok daha yaşlıydı. Çılgın At'tan en az 10 yıl daha yaşlıydı ve pek çok açıdan daha bilgeydi.
Sitting Bull was known both as a great spiritual guide and also someone who had tremendous success during warfare, and he was much older, at least probably a decade older than Crazy Horse, and in many respects better established.
Ev'in çok kuvvetli müttefikleri vardı. İçlerinden biri de Birleşik Devletlerin en büyük arazi sahiplerinden biri olan..... Thomas Catron'du.
The House has some very powerful allies, including one of the largest landowners in the United States,
Bunun sadece Charlie'yle ilgili olduğunu düşündüğünü biliyorum. Ama bence çok daha büyük bir şey olabilir. Çünkü Charlie yerine aynadan çıkıp gelen şey tam olarak yakınlardan çıkmadı.
And I know that you think that this is just about Charlie, but I think- - I think maybe it's bigger, because what came through that mirror instead of Charlie, it didn't exactly grow up in the neighborhood.
Ama senin çok daha büyük işler başarmana yardım edebilirim
But I can help you do greater things.
Eninde sonunda her türlü soruyu cevaplamak zorunda kalacaksınız ve büyük jüri çok saldırgan olacaktır.
Eventually, you're gonna have to answer all kinds of questions, and a Grand Jury can be very invasive.
Köpek balığı Kool-Aid Man gibi evinizi yıktı Flash ortaya çıktı, ve siz bu çok da büyük bir mesele değilmiş gibi davranıyorsunuz.
Jaws busts through your house like the Kool-Aid Man, the Flash shows up, and y'all just act like it's no big deal.
Ondan çok daha büyük.
It's far bigger than that.
Bu senin sandığından çok daha büyük bir şey.
This is just so much bigger than you know.
Çok da büyük bir sorun değil.
It's not a big problem.
Pekâlâ, çok da büyük ve zorlu değilsin.
You're not so big and tough.
Benim kadar çok eş kaybettiğinde her biri gülümsemelerin ve seslerin olmadığı büyük boş bir çukurda birbirine karışıyor.
When you've lost as many as I have, they all get mashed up into one big empty whole, where there's no voices and no smiles.
Bunun benim için anlamı büyük, çok naziksiniz.
You know, this really means a lot to me, this is very nice of you.
O adam çok daha büyük zararlar verebilir.
That man could cause a lot of harm.
Bundan çok daha büyük hayallerim var.
I have far bigger dreams than that.
çok büyüktü 16
büyük 617
büyükanne 565
büyükbaba 717
büyük anne 71
büyük patron 23
büyük mü 50
büyük ihtimalle 122
büyük iş 25
büyük iskender 25
büyük 617
büyükanne 565
büyükbaba 717
büyük anne 71
büyük patron 23
büyük mü 50
büyük ihtimalle 122
büyük iş 25
büyük iskender 25
büyük adam 60
büyük baba 86
büyük bir zevkle 63
büyük ihtimal 23
büyükannem 65
büyük kardeş 50
büyük britanya 20
büyük bir ev 19
büyük bir hata yaptın 18
büyükelçi 309
büyük baba 86
büyük bir zevkle 63
büyük ihtimal 23
büyükannem 65
büyük kardeş 50
büyük britanya 20
büyük bir ev 19
büyük bir hata yaptın 18
büyükelçi 309