Çok güzel bir kadın traducir inglés
609 traducción paralela
Siz çok güzel bir kadınsınız.
You are a very beautiful woman.
Çok güzel bir kadın olmuş.
Sure is a fine-looking woman.
Çok güzel bir kadın.
A woman, a very beautiful woman.
Çok güzel bir kadın olduğunu biliyor musun?
Do you know you're a very beautiful woman?
Çok güzel bir kadın.
Oh, she's very lovely.
Çok güzel bir kadınsın, Sara.
You are a handsome woman, Sara.
Sen çok güzel bir kadınsın.
- You're a very beautiful woman.
- Çok güzel bir kadın.
- She's very beautiful.
Benim gördüğümü gördün. Çok güzel bir kadın gördün.
If you see what I will see a very beautiful woman.
Çok güzel bir kadın.
She's very beautiful.
- Şey, sen çok güzel bir kadınsın.
- Well, you're a very beautiful woman.
Uzun boylu, zayıf, sarışın, çok güzel bir kadın vardı. Onu deliler gibi sevdin, ama o başkasıyla evlendi.
She was tall, slender... blonde, very beautiful, and you loved her madly.
Büyüdün, çok güzel bir kadın oldun ve benden başka kimse sana sahip olamaz.
You've grown into a beautiful young woman and no man's going to have you but me.
Gerçekten çok güzel bir kadınsın.
You certainly are a lovely woman.
Çok güzel bir kadın, öyle değil mi Griff?
Beautiful woman, ain't she, Griff?
Karın çok güzel bir kadın.
She's a very pretty woman, your wife.
Bayan Lane çok güzel bir kadın.
Mighty handsome woman, Mrs. Lane.
Çok güzel bir kadın, değil mi?
She's sure something, ain't she?
Çok güzel bir kadın.
A very beautiful woman.
Çok güzel bir kadın.
She's beautiful.
Şu dağın üzerinde, bir kadınla çok güzel günler geçirdiğim, Bir un değirmeni var. Çok güzel bir kadın.
On that mountain there's a flour mill where I spent a wonderful time with a woman.
Evet, o çok güzel bir kadın.
Well, she's a very beautiful woman.
Çok güzel bir kadın.
Such a good-looking woman.
Çok güzel bir kadınsınız.
You are a woman of great beauty.
Bayan Gerber çok güzel bir kadın, Başçavuşum.
You have a beautiful wife.
Sen çok güzel bir kadınsın, Ellie.
You're a beautiful woman.
Hem annen çok güzel bir kadın, halen 30 yaşındaymış gibi görünüyor.
And your mother is so beautiful, she looks like she is only 30years.
Ve şu kadın, paraşütle gökyüzünden düştü. Çok güzel bir kadın.
And this lady fell from the sky and she's gorgeous and you're gorgeous.
"Sambayı kedersiz söylemek çok güzel bir kadını sevmek gibidir."
"To sing a samba without sadness is like loving a woman who's nothing but beautiful."
Çok güzel bir kadının sesi.
The voice of a beautiful woman.
Hala çok güzel bir kadınsınız.
You're still a very beautiful woman.
Annen çok güzel bir kadın Joanna.
She's beautiful, Joanna.
Göremiyor olsam bile, parmaklarım bana çok güzel bir kadın olduğunuzu söylüyor.
Even if I can't see, my fingers tell me you're a very pretty woman.
Çok güzel bir kadınsın.
You're a very beautiful woman.
Bir kadının kocasına güvenmesi çok güzel bir şeydir. Ama şunu anlayın.
Now, it's nice, very nice for a wife to trust her husband, but get this.
Çok güzel ve komik bir kadınsın.
You're a divinely ridiculous woman.
Onuncu yıldönümlerinde, kadının kocasını başından atması çok zor bir olay hele ki koca senin gibi güzel konuşuyorsa.
It's very difficult for a woman to send her husband away on their 10th anniversary... especially when he speaks as beautifully as you do.
Evet, çok güzel olduklarını düşündüğüm bir çift küpe takan bir kadın görmüştüm.
Well, I've seen women wearing earrings that I thought were very pretty.
Çok güzel, kürklü bir kadın indi.
This beautiful woman in furs gets out.
Bu güzel bağda çok emeğin var, şerif ve emeğin iyi bir kadının sevgisiyle ödüllendirilmiş.
You have labored hard in this lovely vineyard, Marshal... and your labor is rewarded by a fine woman's love.
Eğer kıçını kurtarmış olsaydın yeni bir kadın bulurdun kendine yüzü güzel bir kadın! ... çok içmeyen bir kadın!
If you saved yourself now, you'd fiind another woman... one who wasrt marked... one who didn't drink too much.
Güzel bir kadın benimle buluşmak isteyince onu hakkında iyi, çok iyi şeyler düşünürüm.
When a beautiful lady asks to meet me I think well, very well of her
Güzel ve çok tutkulu bir kadın.
She's beautiful and very ambitious.
O çok güzel bir kadın.
- Do you agree, Big Jule?
Riddle'daki akrabalarımla ilgili, bir anıyla başlamam gerektiğini biliyorum. Ancak, bu öğleden sonra, genç ve güzel Amerikan kadınlarını temsilen burada duran bu güzel gruba baktıkça kendimi çok basit hissediyorum.
I know I should start off with a funny story about them kinfolk of mine in Riddle but I just feel too humble this afternoon as I look out upon this fine representative body of wholesome young American womanhood.
Ve aile porseleni ile amacı alışılmışın dışında olan Ev kadını için işte çok güzel bir parça, patlayan krema testisi.
And for the Hausfrau whose aim with the family china is not what it use to be, here is a very handsome item, an exploding cream pitcher.
- Güzel bir kadın. - Çok doğru.
- A beautiful woman.
Çok güzel bir kadın.
The face I face the world with, baby.
Şifalı suyu dağıtan kızlardan biri, çok çok güzel, genç ve eskil, bir çocuk, şimdiden bir kadın... kendine has, ışıltılı.
She's one of those girls that distributes the healing water, she's beautiful, young and ancient, a child and a woman already, authentic and radiant.
Ne zaman bir kadın çok güzel olsa, erkekler ona yaklaşmanın çok zor olduğunu düşünür.
When a woman's so pretty, men can find it hard to approach her.
Dün gece dünyam başıma yıkıldı her şeyden çok sevdiğim kadının o güzel ismini lakayt bir gencin ağzından duyunca birden yaşlandığımı hissettim.
Last night my life was shattered when I heard the one I loved more than anything - when I heard her name dragged through the mud by a reckless young man - one suddenly feels old.
çok güzel bir kadındı 17
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43