Öğrenecek traducir inglés
2,577 traducción paralela
Er ya da geç öğrenecek ama.
- He'll find out sooner or later.
Bir şekilde öğrenecek ama.
He's going to figure it out eventually anyway.
Öğrenecek başka birini bul.
Find someone else to learn from.
Neyi öğrenecek?
Learn what?
Senin gibi kolay pes eden bir korkak olmamayı öğrenecek.
No, learn how not to be a coward like you.
Öğrenecek çok şeyi var, eğer önemserse kesinlikle zeka sahibi.
He has a lot to learn, certainly smart enough to do it if he cares to.
Tüm bunları öğrenecek.
She's going to see all of this.
Öğrenecek.
Sh-she'll know.
Öğrenecek.
She'll know.
"Mahkemelerin nasıl yorumladığına bakmadan, Anayasa'ya göre haklarınızın neler olduğunu öğrenecek ve kanunları adaleti sağlamak için kullanacaksınız."
"I want you to learn what your rights are under the Constitution, " regardless of how they've been interpreted by the courts, " and use the law to obtain justice.
Jubei, bir gün hayatında Shirai Ryu'nun olmadığını öğrenecek.
One day Jubei... will learn his life... cannot include the Shirai Ryu.
Ve o gün, aynı zamanda babasının onu ne kadar sevdiğini de öğrenecek.
And on that day, he will also learn... how much his father loves him.
Nasıl ki sen zor da olsa Hünkâr'ını paylaşmayı öğrendin, [Valide Sultan] Hürrem de öğrenecek.
Just like you learned, however difficultly, to share His Majesty Hürrem will too.
Percy bu saldırıyı öğrenecek olursa Alex'i geri çekecektir. - Haberi olmayacak.
If Percy finds out, he'll pull Alex off.
Bölüm, eninde ya da sonunda seni öğrenecek.
- Division would have found you out.
Er ya da geç öğrenecek.
He's going to find out.
Yüzde elli ölme ihtimali olduğunu öğrenecek, Amelia.
There's a 50 % chance she'll find out she's gonna die, ameli
Nasıl olsa öğrenecek.
She's going to find out anyway.
Onlar iki kere düşünmeyi öğrenecek.
They'll learn to think twice.
Henüz mezarlığını bulduğumuzu bilmiyorsa da, yakında öğrenecek.
If the unsub doesn't know we found his graveyard yet, he will soon.
Venedik Balyosu da öğrenecek.
The Venetian bailo will learn too.
Sonrasında, bir ay gibi bir sürede,... dünyadaki herkes, arzın dibe vurduğunu öğrenecek.
Then, in a month or so, the world finds out supply is in the toilet.
Kont'un biraz daha vadeli işlem elde etmesi gerekiyor,... hazır hale geldiğimizde, herkes hasat raporunun yanlış olduğunu öğrenecek,... işte o anda herkesi panik saracak,... biz de Çin duyurusunu yapacağız.
The count has to acquire more futures, and then when everybody sees that the crop report is wrong and panic sets in, we announce China.
Bunu öğrenecek.
She's gonna find out.
Papadol bu kaydı öğrenecek. Eğer söyleyeceğim üç şeyi yapmazsan.
Papadol is gonna hear my tape unless you do three things.
Bence kardeşleri falan olduğundan habersiz ama yakında doğduklarında ve onlarla aynı yatağı paylaştığında öğrenecek.
I don't think he thinks he's got brothers or sisters, but he'll soon find out when they're all born and sharing a cot bed.
Bu ifadeyi benden aldığını patronun öğrenecek.
Your boss is going to be sure you got that line from me.
Dışarı çıktığım vakit kameralar, oradaki insanlar benim aslında kim olduğumu öğrenecek.
When I go out there, the cameras, the people... They're gonna finally see me for who I really am :
Kısa zamanda onun dilini öğrenecek ve ne kadar inanılmaz bir çocuk dünyaya getirdiğini anlayacaksın.
The sooner you learn her language, the sooner you will get to know the incredible person that you gave birth to.
Alınma ama Rebecca oğlumu nasıl yetiştireceğimi bir kitaptan öğrenecek değilim.
No offense, Rebecca, but I don't need a book to tell me how to raise my son.
Öğrenecek.
She will.
Waldorf'u tuttuğumu öğrenecek kadar akıllı olduğuna sevindim.
I'm just glad you were smart enough to figure out I booked the Waldorf.
- Çalıntı mal bulundurduğunu öğrenecek olursak, işe sanki sen de karışmışsın gibi görünür.
No. Find you in possession of stolen property, it's gonna look like you were involved.
Bunu öğrenecek kadar beklemedim.
I didn't wait around to find out.
Dünya kiminle raks ettiğini öğrenecek diye düşünüyorum.
I think the world's going to find out what kind of man it's dealing with.
Hayır. Ama reşit değilsin, bu yüzden öğrenecek.
But you're a minor so he will have to know.
Bir iki sihir öğrenecek kadar okudum.
I read enough of it to know a spell or two.
Bill gibi birisinden öğrenecek çok şeyim var.
I have a lot to learn from someone like bill.
Şimdi herkes senin yüzünden öğrenecek!
Everyone's gonna know now, because of you!
Sırf Bilgisayar oldun diye öğrenecek hiçbir şeyin kalmadı sanma!
Just because you have the Intersect in you doesn't mean you don't have something to learn still!
Eğer Robyn ailesini kurtardığımızı öğrenecek olursa onlarla daha fazla uğraşmasına gerek kalmayacak.
Let Robyn know her family's safe, and then there's nothing keeping her there.
Şov işleriyle ilgili öğrenecek çok şeyim var.
I - I have so much to learn about show business.
Gerçekte kim olduğunu herkes öğrenecek Bridget. Ne zamandan beri o gibi davranıyorsun?
Everyone's going to know who you really are, Bridget how long have you been pretending to be her?
Gerçekte kim olduğunu herkes öğrenecek Bridget.
Everyone's going to know who you really are, Bridget.
Yine de halen öğrenecek çok şey var gibi geliyor.
But still, we'll get it, Lindsay.
Ama yaşayarak da öğrenecek çok şey olduğuna inanıyordu.
But he also believed you can learn just as much from the out-of-doors.
Lily, Barney'nin henüz girmemiş olduğu bir iddiayı kazanabilmek için hiç sevmediği bir restorana has pişirme tarzını öğrenecek diye Hoboken'a kadar altı ay boyunca gidip geldiğini mi söylüyorsun gerçekten?
Lily, are you really suggesting that Barney spent six months commuting back and forth to Hoboken to learn a signature cooking style of a restaurant he doesn't even like so he could win a bet he hadn't even made yet?
Eninde sonunda birisi senin kim olduğunu öğrenecek.
Eventually, someone's gonna find you out.
Kayla'nın annesi benim kim olduğumu öğrenecek. Benim minik minik örümceğimi duyduğu zaman...
Kayla's mom is gonna know who I am once she hears my new itsy-bitsy spider.
Oğlunuz öğrenecek olursa beni suçlar.
Your son will blame me if he finds out.
Bence kardeşleri falan olduğundan habersiz ama yakında doğduklarında ve onlarla aynı yatağı paylaştığında öğrenecek.
So, your skin keeps you alive by controlling your temperature.