English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ş ] / Şımdı

Şımdı traducir inglés

5,547 traducción paralela
Umarım kötü bir şey yapmamışımdır.
I, uh... no. I hope nothing bad.
Bu sırada tırnaklarımı 30 kez kırmışımdır da.
even if I split my nails 30 times.
Ben 200 kadınla tanışmamışımdır bile.
! Well, I've never even met 200 women!
Umarım yanlış bir şey yapmamışımdır.
I hope I haven't done something wrong?
Burnunu falan kırmışımdır.
I must have broke his nose.
Muhtemelen kolyeyi baloda bulup okuldaki kayıp eşyalar bürosuna vermek için almışımdır.
I-I probably found the pearls at the... At the dance and picked them up to turn them in to lost and found at school.
Belki kapıyı çarpmışımdır.
Maybe I slammed the screen door.
Belki de bilmediği bir kelime kullanmışımdır.
Maybe I used a word he didn't know.
Umarım çok şey kaçırmamışımdır.
I hope I didn't miss too much.
İnanabilen insanları her zaman kıskanmışımdır.
I was always jealous of people that could believe.
Umarım Coral'ı uyandırmamışımdır.
I hope I didn't wake Coral.
Kesin az önce rekorunu kırmışımdır.
Pretty sure I just broke your record.
Zaten hiçbir zaman giyim konusunda iyi olmamışımdır.
Well, never was comfortable in a dress.
Lana'yı zar zor tanıyordum. Ve bildiğim şey ise gerçekten ondan hoşlanmayışımdı.
I barely knew Lana, and what I did know I didn't really like.
Evet, muhtemelen bu aralar çok paslanmışımdır.
Yeah, I'm probably very rusty at this point.
Ed bu arada doktorun ismi Jewsenhemer. Arkadaşımdır.
And by the way, Ed, it's "Jewsenhemer." He's a colleague.
Umarım seni uyandırmamışımdır.
Hey. I hope I didn't wake you.
Belki de Bay Gardner'in ne gözlemlediğini yalnış anlamışımdır.
Per... perhaps I was mistaken as to what Mr. Gardner observed.
- Umarım tek onu kırmışımdır.
I hope that's the only thing I broke.
Belki bunun için yaratılmamışımdır.
Maybe it just wasn't meant to be.
Belki üç köpek yavrusunu küvette yıkarken formu doldurmamışımdır.
Maybe I shouldn't fill out forms while I'm washing three puppies in the sink.
Belki ara sıra bir kamyon kullanmışımdır.
So maybe I drove a truck now and again.
Atmışımdır.
Certainly,
Ama onun yaşındayken ben de salakça şeyler yapmışımdır.
But I'm sure I did dumber things when I was his age.
Orada bir kabile var, Luna adında bir kadın liderlik ediyor. Arkadaşımdır.
There's a clan there, led by a woman called Luna, a friend.
İlk silah satışımdı.
It was my first gun deal.
Tanırdım ama ne arkadaşımdı ne de bizim sınıftaydı.
I knew him... But he wasn't my friend, nor in my class.
Belki de söylenenleri yapmışımdır.
Maybe I actually did those things.
Arayan arkadaşımdı. Herif komadan çıkmış. İntikam almak istiyormuş.
That was my buddy calling, saying the dude's out of his coma.
Her zaman İskender'in cüreti konusunda şaşırmışımdır.
I've always been taken by the audacity of Alexander.
Ben... düşünüp duruyordum, bu..... bir hayat kurtarmak için benim fırsatımdı bilirsin, başarı kazanırdım ama bilemiyorum, insanları kurtarmak için kullanmayacaksak güçlerin ne anlamı vat?
And I kept... I kept thinking, this is... this is my chance to save a life, you know, even the score, but... I don't know, what's the point of having all these powers if we can't use them to save people?
Bu büyük bir adımdı.
It's a big one.
Yani, olağandışı bir şey gördüğünüzde görsel notunu çıkarmanız lazımdı.
I mean, you had to make visual note of that before you saw anything unusual.
Seçimler uzun barış yolunda... ilk adımdır..
Elections are the first step... on the long road to peace...
Shane "vücudum tapınağımdır" diyen tiplerden.
Shane's one of those people, well, like his body is his temple.
Son şansımdır diye düşünmüştüm.
I figure it's my last chance.
Bana sırf sen lâzımdın.
I just needed you.
Bedenimle oldukça barışığımdır.
- Pretty happy with my body right now.
O bir suçlu olabilir, ama aynı zamanda benim ortağımdı.
You think that he's a criminal, to me, he's my partner.
Ben Kara Şahinlerden Huang Shi kai Bu son mesajımdı.
It's the last message from the Black Hawk Huang Shi kai.
Brian Freeman, asistanımdı.
Brian Freeman, he's my assistant.
- Bilirsin onun yumuşak karnıyımdır.
Well, you know, she's got a bit of a soft spot for me.
Çılgınca, aptalca şeyler benim göbek adımdır!
Crazy, stupid stuff's my middle name!
Birinin onlara kimin sözünün geçtiğini göstermesi lazımdı.
Someone's gotta show'em who's in charge.
Tabii canım, bize de zaten televizyonu çocuklara daha çok sevdirecek bir şey lazımdı.
Yeah, that's just all we need around here is something that makes television more attractive to kids.
- Boş olması lazımdı.
- It's supposed to be empty.
Barrow'un Kira'yı öldürmesi için tahtaya bırakılan mesaj benim yazımdı. Ayrıca kimya laboratuvarının anahtarı da bendeydi.
And the message left to Barrow spelling Kira's name was right there on the board in my handwriting and I had the key to the chemistry closet.
O satış ilk satışlarımdan biri değildi. İlk satışımdı.
It was my first deal.
O benim danışmanımdı.
He's my mentor.
Beni değil, Amber'i kurtarmaya çalışıyor olman lazımdı. Planım ikinizi de kurtarmaktı.
The plan was to do both.
Isabel'in babası benim anamın üvey kardeşi daha kimse senin bağlantını bilmiyor ama öğrenirlerse... o hain benim dayımdı... sen asla kral olamassın...
Isabel's father was my mother's half-brother. No one knows of our true connection, not yet, but if they learn... that a traitor was my uncle... You could never be king.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]