Aks traducir español
630 traducción paralela
- Geri aks, yan atış yok, 45 inch silahlar, yakalama kancalan
Si es eso, retaguardia, sin tiradores laterales, cuatro armas de 5 pulgadas, aferra los ganchos.
Berlin'de kan aksın!
¡ Que corra su sangre en Berlin!
Kan aksın!
¡ Que corra su sangre!
Suyu da aksın.
Y agua corriente.
Suyu aksın.
Agua corriente.
Su ne diye boşa aksın ki?
¿ Qué sentido tenía desperdiciarlo?
Aksırıklı, Keloğlan- -
Estornudo, Tontín- -
Sen Aksırıklı'sın.
Eres Estornudo.
Bunun arkasında ülkenin en nüfuzlu adamı var. Aptal bir ihtiyar... küçücük aptal bir evi satmıyor diye bütün iş aksıyor.
Detrás está uno de los hombres más poderosos del país, y un viejo tonto... con esa estúpida casita está entorpeciendo todo el negocio.
Belki de aks mesafesindendir.
Claro, puede ser la distancia entre los ejes.
- Bırakın aksın.
- Y que corra.
- Oluk gibi kan aksın!
- Como un río.
- Bırak şelale kendi kendine aksın!
- ¡ Déjalas que caigan! - ¡ Espera un momento!
Akmaz. Nasıl aksınlar ki?
No. ¿ Cómo iban a hacerlo?
Bana aksıyor gibi geldi.
Se ve coja.
İki gözüm önüme aksın ki ona yaklaşırsan paranın bir kuruşunu dahi göremeyiz.
- Me arriesgaré. - Es la verdad.
Buna karşın, zatürre, kurbanların nefes, aksırma veya tükürüğündeki sıradan bir nezle virüsü ile yayılabilir.
La peste neumónica, al contrario, se transmite como un resfrío común... en el aliento, los estornudos o el esputo de las víctimas.
Gözyaşların benim garip mezarıma aksın.
Ojalá tus lágrimas mojen esta pobre tumba.
Ordu Kongre önünde ifade verirken, kendini yağlayabilen bir aks gibi hızlıdır.
Cuando el Ejército declara ante el Congreso opera como un engranaje autoengrasado.
Bir adamın hırsını tatmin etmek için neden binlercesinin kanı aksın? Kendi babasını tanımayıp, delirmiş gibi, tanrılarla akrabalık taslayan biri için?
¿ Por qué derramar tanta sangre para satisfacer la ambición de un hombre que ha renegado de su padre y reclama enloquecido parentesco con los dioses?
Durun bakayım Şapşal, Aksırıklı Huysuz, Neşeli, Uykucu Rudolph ve Blitzen.
Déjeme recordar. Son Tontín, Estornudín... Gruñón, Feliz, Dormilón...
Eğer kanın kırılgan ve hassassa sadece Alan Stewart için akacak kadarsa bırak onun için aksın.
Si tu sangre es tan frágil y tan delicada... que sólo llama a Alan Stewart... amén, que sea él.
- Kan aksın isteyecektir.
- Querrà sangre.
Bu aksıran bunak bir psikiyatrmış.
¡ Hey! ¡ Mark! Ese que acaba de estornudar es un psiquiatra.
Generallere komutanlık teklif ettiğin anda... katır gibi aksırıp tıksırmaya başlıyorlar.
Cuando les ofreces el mando a los generales... empiezan a resollar como mulas viejas.
İki gözüm önüme aksın oydu.
Hubiera apostado mi brazo derecho a que era él.
Ağızlarının suyu aksın, Baron.
Muéstreles, Barón.
Gördüğün gibi, biraz aksıyorum.
Yo arrastro la mía
Bırak su, sırtından aşağı aksın.
Que el agua te corra por la espalda.
- Aksıracaksınız! - Ne?
Estornudará.
Üç kere aksırın. Ben, anlar ve hemen gelirim.
Estornude 3 veces, y llego.
- Aksıralım, aksıralım.
- Hay que estornudar.
Tamamdır, aksırdım.
Así, ya estornudé.
Polisler geliyor. Dedikleri gibi aksırdım.
La policía ya llega, ellos lo harán.
15 kere anlattım, 5 kere aksırdım, hiç bir şey anlamadınız!
Tengo que explicarle, estornudé... ¡ No ha comprendido nada!
Bırak burnuna vursun da biraz kan aksın.
Déjale que te dé en la nariz, a ver si sangras.
Bırak her şey aksın.
Sólo dejá que todo fluya.
Bırak herşeyin merkezine doğru aksın.
Sólo flota derecho al centro de todo eso.
Bu akşam, Spektrum'da köpürme düşme öksürme aksırma, bağırma çağırma azdırma kızdırma ve "zallama" var.
Revisaremos el tema de la espuma y la caída, del toser y el gritar... toser y gritar, gritar y toser, espumar y caer, caer y espumar.
Arabaya koşulu atlardan biri aksıyor.
Uno de mis caballos cojea un poco.
Saman taşırken arabanın aksı kırıldı. Beni çit kazığıyla dövdü.
Me di contra la pared llevando unos nabos, rompí un eje y me pegó con una vara.
İçinizdeki enerji tatlı bir şekilde omurganıza kadar aksın.
Dejen que el flujo corra dulcemente por su espina.
- Dur biraz aksın.
Ya voy.
Bütün sıcaklık vücudundan aksın.
Que todo el calor emane de tu cuerpo.
Kalbin sana üzgün olduğunu söylediğinde bırak gözyaşların aksın.
Deja que las lágrimas salgan cuando tu corazón te hable de su tristeza.
Bu aksıyor.
Vaya, qué desastre.
Aksırdım.
Yo estornudé.
Yeter ki kanım aksın asırlarca Damarlarımdan.
Para que de siglo en siglo mi sangre corra.
Aksırıp tıksırıyorum.
He estado tosiendo como un motor viejo.
- Aksırmama gerek var mı?
¿ Será necesario estornudar?
O akşın bir deniz kırlangıcıdır, o kadar.
Peter Pan. No.
akşam 53
aksa 19
akşamları 18
akşam görüşürüz 54
akşam yemeği 121
akşam oldu 22
akşama görüşürüz 118
akşam yemeği mi 27
akşam 8 25
akşam yemeği hazır 37
aksa 19
akşamları 18
akşam görüşürüz 54
akşam yemeği 121
akşam oldu 22
akşama görüşürüz 118
akşam yemeği mi 27
akşam 8 25
akşam yemeği hazır 37
akşam 6 17
akşam yemeğine ne dersin 33
akşam haberleri 28
aksiyon 31
aksine 201
aksi 17
aksi halde 118
aksi takdirde 140
aksi taktirde 40
akşam yemeğine ne dersin 33
akşam haberleri 28
aksiyon 31
aksine 201
aksi 17
aksi halde 118
aksi takdirde 140
aksi taktirde 40