Ale traducir español
622 traducción paralela
Viski ve gazoz.
Un poco de whisky con ginger ale.
Soda mı zencefilli gazoz mu istersiniz?
¿ Prefiere soda o ginger ale?
- Birayla ale arasında mı? - Evet.
- ¿ Entre la cerveza y el "Ale"?
Ale, fıçının üstünde..... bira ise altında mayalanır.
El "ale" fermenta arriba y la cerveza fermenta abajo.
Siyah ale, kahverengi ale, sarı ale, sert ale.
- No. Tampoco me gusta la cerveza rubia, ni la negra, ni la seminegra ni la suave, ni la fuerte.
Ama ben bu bira ve ale işini asla sevemedim.
Pero nunca me ha gustado el negocio de la cerveza.
Ale işi yapıyor.
Está en el negocio del "ale".
Hoşça kal.
¡ Ale!
- Pratt, Ale ve Quail.
- Pratt, la Cerveza y la Codorniz. - Billdocker.
- Ona zencefilli bira, bana bir konyak.
Ella ginger ale, yo tomaré un coñac doble.
Zencefilli gazoz.
¡ Ginger ale!
Zencefilli gazoz olmalıydı, bira bile olurdu.
La bebida para tipos como él es el ginger ale o la cerveza.
Bir bardak limonlu zencefil gazozu aldı.
Sí, bebió un ginger ale con limón.
Bir bardak zencefil gazozu ile fazla kural çiğnemiş olmazsın.
Venga. No se saltará muchas normas por beber un poco de ginger ale.
Bir zencefilli gazoz lütfen.
Ginger ale, por favor.
Peki efendim. Zencefilli gazoz ve?
Sí, señor. ¿ Ginger ale con qué?
Zencefilli gazoz ve zencefilli gazoz.
Ginger ale con ginger ale.
Hadi-hop.
Ale-hop. ¡ Ah!
Hadi-hop derken.
Entre ale-hop.
Hadi-hop.
Ale-hop.
Hadi... hadi...
Ahora, ale-ale...
Hadi.
Ale...
Hadi, August.
Ale, August.
Hadi.
Ale.
- Bir şişe bira lütfen
- Una botella de ginger ale.
Zencefilli gazoz ister misin tatlım?
- ¿ Te apetece una ginger ale?
Bayan Stewart'a bir zencefilli gazoz lütfen.
- Una ginger ale para la Srta. Stewart.
Soda, meyve suyu ve zencefilli gazoz
Gaseosas, jugos de fruta, ginger ale.
Zencefilli rom lütfen.
Ron y ginger-ale, por favor.
- Rom ve zencefil. İki tane.
- Ron con ginger-ale, dos.
Ale, koyu mavi takımımı getir, bavulda hala yer var.
¡ Ale! Tráeme el traje azul oscuro, todavía hay sitio.
Ale, nereye koydun...
Oye, dónde has puesto...
- Çıkın hadi!
- Ale, anda, largo.
Hemen dön, görürsün!
¡ Lo mato! Ale, corre, corre.
Zencefilli gazoz, lütfen.
Oh, un ginger ale, por favor.
Gidip bir otelde uyuyun.
¡ Ale hop! A dormir al hotel.
Bana sicil numaranı göster.
Se le va a caer el pelo. ¡ Su número de placa, ale hop!
Tadı'ginger ale'gibi.
¡ Sabe a agua mineral!
Ale, çekmeceme bir şiir bırakmış.
Ale me ha dejado una poesía sobre la cómoda.
Ale, etimi kesebilir misin?
¿ Ale, por favor, podrías cortarme la carne?
Ale'nin şiiriyle ilgili başka bir şey duymak istemiyorum.
La poesía de Ale no me interesa, no quiero ni oír hablar.
Ale nerede?
¿ Ale dónde está?
Tebrikler, Ale.
Bravo, Ale.
Ale, sizi bugün mezarlığa götürmek için, benden izin istedi.
Ah, mientras volvíamos me ha preguntado Ale si podría acompañaros él al cementerio.
Her zaman sen götürürdün, şimdi aniden Ale götürüyor.
Nos has llevado todos los años, y ahora, de repente, nos lleva Ale.
Ale'ye güvenmek zorundayım.
Y tengo que fiarme de Ale.
Pekâlâ, Ale. Sen de, annemle Leone'yi götürürsün.
Está bien, Ale, qué quieres que te diga.
- Ale, korkuyorum.
- ¡ Ale, tengo miedo!
Yavaşla, lütfen.
¡ Ve despacio, te lo ruego! ¡ Tengo miedo, Ale!
Beni bekle, Ale. Nereye gidiyorsun?
Espérame, Ale. ¿ A dónde vas?
Ale.
¡ "Ale"!