Açıklayacağım traducir español
1,648 traducción paralela
Sana daha sonra açıklayacağım, tamam mı?
Luego te lo explicaré mejor, ¿ de acuerdo?
Bunu diğer ebeveynlere nasıl açıklayacağım?
¿ Cómo se supone que voy a explicarselo a los padres de las niñas?
İleride gazetecilere senin sayende lezbiyen olduğumu açıklayacağım.
Le diré a los periodistas que me hice lesbiana por ti.
Nasıl açıklayacağımı bilemiyorum.
No sé cómo explicarlo.
Joanie'ye gerçeği nasıl açıklayacağımı bilemedim.
No sabía cómo explicarlo sin que Joanie supiera la verdad.
Atla. Açıklayacağım.
Entra, te lo explicaré.
Bunu şu anda nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, ama bu demek değildir ki, denemekten vazgeçeceğiz.
No sé cómo explicar eso ahora... pero eso no significa que dejaremos de intentarlo.
Bunu acılı aileye de açıklayacağım ama böyle durumlarda bazı sebeplerden ötürü otopsi yasal zorunluluktur.
También tendré que explicárselo a los familiares del difunto, pero en estos casos, la autopsia se realiza por muchos aspectos.
Neptune Protokolü'nün kurallarını açıklayacağım.
Éstas son las reglas de las convenciones de Neptune.
Size küçük bir aile sırrımızı açıklayacağım.
Les contaré a todos un pequeño secreto familiar.
Peter, sen biraz düşün, çünkü eve vardığımızda... bu durumdaki tüm yanlışları sana açıklayacağım.
Peter, deja de pensar eso, porque voy a explicarte cuando volvamos a casa todas las cosas que están mal en esta situación.
Bunu daha başka nasıl açıklayacağımı bilemiyorum.
No sé como explicarlo
Ama şu bil bebeğim, çok üzgünüm ve seni seviyorum. Ve zamanı geldiğinide her şeyi açıklayacağım.
Pero debes saber, nena, que lo siento, y te amo y cuando llegue la hora, te lo explicaré todo.
Oraya geldiğimizde daha ayrıntılı açıklayacağım.
Le explicaré más cuando lleguemos ahí.
Her şeyi sonra açıklayacağım.
Te explicaré todo más tarde.
Söz veriyorum, her şeyi açıklayacağım.
Y te prometo que te explicaré todo.
Seni güvenli bir yere götürür götürmez açıklayacağım.
Te explicaré todo tan pronto consigamos un lugar seguro.
Sadece benimle gelin. Her şeyi açıklayacağım.
Si tan sólo me acompaña, le explicaré todo.
Şu an size bu şirketin resmi etkinliğini açıklayacağım.
Haré una racionalización oficial de la eficiencia de esta corporación. - Segundo, yo...
Bir kere daha açıklayacağım.
Foto misteriosa. Deja de jugar a ser Nancy Drew.
Panik odasına girdiğimizde sana her şeyi açıklayacağım.
Te diré todo una vez que estemos en la habitación del pánico.
- Nasıl açıklayacağım?
- ¿ Cómo explico... - Es Navidad.
Ve sana en kısa zamanda hepsini açıklayacağım.
Y voy a explicarte todo muy pronto.
Daha fazla saklamaya gerek olmadığını düşünüyorum. Bu yüzden size şimdi açıklayacağım.
Aun si intentará esconderlo, de seguro que se darán cuenta tarde temprano, así que se los diré ahora.
4 gün içinde başkentin merkezinde durup,.. ... kentteki adi suç oranının yüzde 43, şiddet suçları oranının ise yüzde 37 düştüğünü açıklayacağım.
Y en cuatro días me presentaré en la puerta del Capitolio y anunciaré que la tasa de delitos menores, en Washington cayó un 43 % y la de crímenes violentos descendió un 37 %.
En kısa sürede sana açıklayacağım, fakat şu an, senin ve Derek'in bu adrese gitmeniz gerekiyor.
Les explicaré tan pronto pueda, pero ya mismo, Derek y tú, deben ir... -... a esta dirección.
Yarın herşeyi açıklayacağım şimdi eşyaları toparlamalısın.
Te lo explicaré mañana. Ahora, necesito que tú empaques nuestras cosas.
Haftaya açıklayacağımız rapor bu.
Este es el reporte que vamos a presentar la semana que viene.
Döndüğümde açıklayacağım.
Lo explicaré cuando regrese.
Ve bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.
Y realmente no sé cómo explicarlo sin sonar como...
Bunu onun kocasına nasıl açıklayacağım? Çocuğuna?
¿ Cómo se lo explicaría a su marido?
Bunu başka nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.
- No sé cómo explicarlo.
Ben sana her şeyi açıklayacağım.
- Te lo explicaré.
Onunla konuşacağım ve her şeyi açıklayacağım.
Hablaré con él y le explicaré todo.
Sana her şeyi açıklayacağım.
Te explicaré todo. Lo prometo.
Aradığınızda evinize gelip her şeyi açıklayacağım.
Cuando haga la llamada iré a su casa y le explicaré.
Adrian'ın sağladığı ufak bir ilhamla, senin hastalıklı bilim fuarını tüm dünyaya açıklayacağım.
Después del espectáculo de Adrian voy a dejar al descubierto tu morbosa feria de ciencias al mundo.
- Birazdan açıklayacağım, ama ilk önce, ailelerimize ne oldu?
- Habra una explicación pero primero, ¿ qué pasa con nuestros padres?
Bunu ona nasıl açıklayacağım?
¿ Cómo se lo voy a decir?
Birazdan. Size ne istediğimi açıklayacağım.
No he terminado con mi exposición.
Açıklayacağım.
Te explicaré.
Herşeyi açıklayacağım.
Se lo explicaré.
Sonra açıklayacağım.
Te lo explicaré.
Pekala, lütfen güven bana, sana herşeyi açıklayacağım.
De acuerdo. Sólo confía en mí que lo explicaré todo.
- Sana şunu açıklayacağım...
- Voy a explicarte...
Açıklayacağım hiçbir şey yok.
No tengo nada que explicar.
Yeniden karşımıza oturtup, artık anneyle babasının birlikte yaşayamayacağını açıklayacağız.
Tendremos que sentarlo y explicarle por qué mamá y papá ya no pueden estar juntos.
Herkese, bu konu hakkında sabırlı oldukları için teşekkür ediyorum. Ama biraz daha düşünmeye ihtiyacımız var. Bu yüzden nihai kararımızı önümüzdeki hafta sonuna doğru açıklayacağız.
Quiero agradecer a todos por su Paciencia en relación a este asunto, pero necesitamos de mas tiempo para tomar una desciño, por tanto... solo tendremos una decisión final por el final de la semana.
- Olanları nasıl açıklayacağız bakalım.
- Cómo explicaremos lo que pasó...
Bir dakika içinde, Smallville'in yeni "Mısır Güzeli" nin kim olduğunu açıklayacağız.
Y ahora, en sólo un momento, anunciaré a la nueva señorita Maíz Dulce.
Silahını indir, her şeyi açıklayacağım.
Baja el arma y te diré.