English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ A ] / Açıklayın

Açıklayın traducir español

684 traducción paralela
Sorun nedir açıklayın.
Explíquese.
Şunu bana açıklayın...
A ver si alguien me lo explica...
- Açıklayın onlara.
Explíquenles.
- Mahkemeye açıklayın.
- Puede decírselo a la corte.
Ziyaret maksadınızı açıklayın lütfen.
Explique el propósito de su visita.
Bayan Warriner, ayağa kalkın ve bize neden köpeği şahsi malınızmış gibi elinizde tuttuğunuzu açıklayın, böylece mahkeme köpeğin sizinle kalıp kalamayacağına karar verebilir.
Sra. Warriner, póngase de pie y dígame por qué el perro... le pertenece, así el tribunal puede decidir si debe permanecer con usted.
O'na açıklayın lütfen, ya da zaten açıkladınız mı?
Explícaselo. ¿ O ya lo has hecho?
Lütfen bu iki amacı açıklayın, Bay Darcy.
Explique cuales son esos dos motivos, Sr. Darcy.
Lütfen Tito'ya açıklayın.
Por favor, explíquele a Tito.
- Peki, açıklayın.
Deje que le explique.
Neden size yardım eden adamı siz burada sessiz otururken... onu ölüme götürdüklerini açıklayın.
De acuerdo, explíquese. Explique por qué dejó que se llevaran Al hombre que le salvó de la muerte sin que dijera una palabra.
Açıklayın bakalım.
Ahora, explique.
Nakilci'ye vahim hatanızı açıklayın...
Explicará su grave error a Carter...
Açıklayın lütfen.
Hágalo.
Sorunuz konu ile ilgili olmalı, Bay Keane. Açıklayın lütfen.
Su pregunta puede ser relevante, pero su relevancia se me escapa.
Evet, elbette. Ama biraz daha açıklayın lütfen.
De acuerdo, pero sea más explícita.
- Hemen açıklayın.
- Explíquese.
Açıklayın bana şunu. - Bir parti eksik veya fazla, ne fark eder?
- ¿ Qué más da una fiesta más o menos?
Vergilere gelince, vergi dışı bonolara hükümetinizin insan beyninden esirgediği bir cömertlikle desteklediği petrol kuyularına kaç milyon yatırdınız, bay Edwards? Lütfen bunu açıklayın.
Y respecto a los impuestos, cuantos millones tiene invertidos en bonos del estado y pozos de petróleo cuya poderosa producción su gobierno protege mientras le está negando tales beneficios?
Şimdi onu kaldırıp kendine getirin ve ona bir tek oyun olursa, boğazı kesilmiş bir oğlu olacağını ona açıklayın.
Ahora tráela y explícale que si hay un movimiento en falso le corto el cuello al chico.
" Durumu Alex'e açıklayın.
" Dale la noticia a Alex.
Kendi şahsi düşüncelerinizi... bu mahkeme salonunun dışında açıklayınız.
Se le ordena que haga sus declaraciones propagandísticas fuera del recinto de esta sala del Tribunal.
Dr. Hastings'i neden buraya getirdiğinizi açıklayın.
¿ Explique por qué ha traído aquí al Dr. Hastings?
French'i evi gözetlemek üzere göndermenizi ama durumu açıklayıncaya dek, hiçbir şey yapmamalarını rica ediyorum.
Le pido que envíe a French a vigilar la casa y que no haga nada hasta que se lo explique.
Ama bu, aynı Jean Valjean'ın hırsız ve katil olmasını engellemiyor. - Açıklayın.
Eso no quiere decir que no sea un ladrón y un asesino.
Madam, durumu lütfen Hans'a açıklayın.
Señora, dígale esto a Hans.
Lütfen, Bayan Smith, ona durumu açıklayın.
Señorita Smith, explíquele...
Bana bir şeyi açıklayın, bu konuda ne biliyorsunuz :
Explíqueme una cosa, Ud. Que sabe de esto :
Şimdi bana açıklayın.
Explíquemelo ahora.
Biraz daha açıklayın.
Expliqueme mas.
ona açıklayın Bay Pendergast.
- Explíquele, Sr. Pendergast.
Şimdi, hemen neden Vicky'e böyle şeyler yaptığınızı açıklayın?
- ¿ Por qué le hicieron eso a Vicky?
Güzelce açıklayın.
- Bien, Nick! Ahora bien, ser un sheriff puede ser una cosa muy peligrosa.
Ve kibarca neden burada olmadığınızı açıklayın.
Y sea tan amable de explicarnos por qué no está aquí.
- Bize durumu açıklayın, biz cahiliz!
- ¡ Somos ignorantes!
Evet, şimdi açıklayın.
¿ Por qué?
Lütfen kimliğini bize açıklayın.
Nos lo señala, por favor.
Açıklayın. Açıklayın, biri...
Que alguien me lo explique.
Bana açıklayın nasıl oluyorda, düzensiz kabileler, kılıç ve mızraklı bir ordu - çağdaş bir orduyu yenebilir...
¿ Cómo una tribu con lanzas y espadas puede destruir un ejército moderno?
Londra'ya gidip, onlara açıklayın.
Vaya a Londres y explíqueselo.
Açıklayabiliyorsanız lütfen açıklayın, yoksa uluslararası bir gerginlik çıkabilir.
Si se puede explicar sugiero que lo haga antes de que haya complicaciones internacionales.
Lütfen şimdi açıklayın.
Por favor, expliquese ahora.
Bakın, önce bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayın.
Mira, primero explícanos por qué nos has traído aquí.
- Açıklayın.
- Explíquese.
- Lütfen "mutsuzu" açıklayın.
- Explique "infeliz", por favor.
- Açıklayın.
- Explíquelo.
Lütfen açıklayın.
Cuéntenos de todos modos.
Ama dinle de ey muhteşem, ilahi kadın sözümona işlediğim cinayetleri açıklayıp kendimi temize çıkarayım.
Permitidme, mujer de divina perfección, excusarme de estos supuestos crímenes, que sólo por circunstancias tengo noticias.
Şimdi bana açıklayın bakayım.
¿ Qué culpa tengo que él se haya puesto a hacer el estúpido?
Açıklayın.
¡ Explíquese!
Hakkını vermem lazım Stanley. Çok açıklayıcı oldu.
Stanley, debo admitirlo, esta vez sí has concretado bien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]