Açıklayamam traducir español
982 traducción paralela
Nazik ve anlayışlı olduğunu biliyorum, ama... Açıklayamam.
Sé que eres dulce y comprensiva, pero... no puedo explicártelo.
Açıklayamam ki.
No puedo explicarlo.
Açıklayamam.
No puedo explicarlo.
Tam olarak açıklayamam, ama böyle bir şeyin altından kalkamam.
No puedo explicarlo, pero soy incapaz de hacer algo así.
Üzgünüm. Planımın detaylarını şu anda açıklayamam.
Lo siento, en estos momentos no puedo revelar mis planes.
Lütfen. Böyle yüzünü asarsan sana açıklayamam ki.
No puedo seguir explicándote estas cosas al oído.
Bunu açıklayamam.
No puedo explicarlo.
- Şu an açıklayamam.
No puedo explicárselo ahora, Comandante.
Evet, daha detaylı açıklayamam, çünkü şu anda dışarda bekliyor.
No puedo explicártelo porque está junto a la cabina.
- Açıklayamam.
- No puedo explicarlo.
- Sorun şu ki, açıklayamam!
- ¡ El problema es que no puedo explicar!
Bunu açıklayamam ama kendim için yapmak istiyorum.
No puedo explicarlo. Quiero hacerlo por mí.
Bunu açıklayamam.
Fue como si la casa misma me diera la bienvenida... y me pidiera que la rescatara de estar tan vacía. No puedo explicarlo.
Bunu açıklayamam. Açıklasam bile bana inanmazsınız.
Podría explicarles, supongo, pero no me creerían.
Hayır, Whit. Şimdi açıklayamam, sevgilim.
No, no puedo explicártelo ahora.
O halde size açıklayamam.
Yo... yo no puedo explicarlo.
Bunu telefonda açıklayamam.
No puedo explicárselo por teléfono.
Aslında gerçekten bunu açıklayamam.
De hecho, no puedo explicárselo en absoluto.
Muhtemelen açıklayamam.
Ay, no podría explicárselo.
Yani açıklayamam
Tanto que no lo puedo explicar
Bunu daha iyi açıklayamam.
No sé explicarlo mejor.
Telefonda açıklayamam ama... Bunun en yüksek öncelikli bir mesele hakkında olduğunu bilmesini sağla.
Ahora no puedo explicarlo, pero debe hacerle entender que es de suma urgencia.
Açıklayamam. Kendime bile açıklayamıyorum.
Ni yo misma puedo explicármelo.
Ve niye olduğunu kendime bile açıklayamam belki de...
Incluso ni yo misma lo sé.
Eğer bilmiyorsanız, size bunu açıklayamam.
Si usted lo ignora, yo no puedo explicárselo.
- Telefonda açıklayamam.
- No puedo hablar por teléfono.
Yapamam, Peder, henüz değil. Ve bunun niye böyle olduğunu açıklayamam.
- No puedo, todavía no y no puedo explicar por qué.
Yapabilmeyi isterdim ; ama bunu açıklayamam.
Eso quisiera yo, no me lo explico.
Rosina, neden benimle olamayacağını, neden artık çalışmak istemediğimi şimdi sana açıklayamam. Fakat göreceksin, bu değişecek.
Rosina, papá no puede explicarte por qué ya no tiene ganas de trabajar.
O kadar çabuk değil. Henüz hangi parçaların çalıştığını dahi açıklayamam.
Todavía no entiendo bien cómo funcionan algunas piezas.
Açıklayamam. Onu tanıyorsun.
No puedo explicarlo.
Şu an nedenini açıklayamam ama 5300 dolara ihtiyacım var.
Ahora no te lo puedo explicar, Mario, pero necesito $ 5.300.
Bunu sana açıklayamam.
No he podido negarme.
Şu an açıklayamam.
Ahora no puedo explicarlo.
Sana bunu açıklayamam. Bu konuda tek değilsin Ben.
- tú no eres el único, Ben.
Socrates'in... bunu açıklayamam.
Sócrates... No puedo explicarlo.
- Fitz, açıklayamam ama...
- Fitz, no puedo explicarlo pero...
Telefonda açıklayamam.
No puedo explicarlo por teléfono.
- Ama ne? Ah bunu açıklayamam. Bu şekilde devam etmesi artık beni çok mutsuz ediyor.
No puedo explicártelo, pero me siento tan desgraciada que no puedo seguir así.
Bundan daha iyi açıklayamam Becky.
No puedo explicarlo mejor que eso.
Böyle bir şeyi açıklayamam. Ama kadınlar ne zaman iyi ne zaman değil bilirler.
Ciertas cosas no se pueden explicar,... pero una mujer siempre sabe cuando es bonito y cuando no lo es.
Açıklayamam ama içinde bulunduğumuz tehlikenin şimdi farkına vardım.
No puedo explicarlo, pero acabo de darme cuenta del peligro que corremos.
Şu anda açıklayamam.
- Barbara, ¿ sabes lo que estás haciendo?
Korkarım öyle. Evet, ben, bunu herhangi bir şekilde açıklayamam.
Sigo enamorado... y no puedo explicarlo.
Bak, herşeyi açıklayamam, fakat bana güvenmelisin.
Mira, no puedo decirte qué ocurre, pero tienes que confiar en mí.
Bunu üç günde açıklayamam.
No... no puedo explicárselo realmente en tres días.
Minnettarlığımı kelimelerle açıklayamam.
No hay palabras que expresen mi gratitud.
Sadece açıklayamam, bir çıkmazdayım.
No puedo explicarlo, estoy atrapada.
- Şimdi açıklayamam.
- No puedo explicárselo ahora.
Açıklayamam.
No puedo explicártelo.
Açıklayamam.
Es imposible.