English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bilmiyorlar

Bilmiyorlar traducir español

3,212 traducción paralela
Evet yok. Ama piknik alanlarında ve parklardaki kadınlar için çok dokunaklı hikaye oluyor. Onlar hiçbir şey bilmiyorlar.
Sí, lo sé, pero ciertas damas apenas mayores que se juntan en ciertas áreas designadas para picnics no sabían eso.
Sen devam et. İnsanların benim sokak resimlerimi gördüğünü biliyorum ama onları kimin yaptığını bilmiyorlar.
Sé que la gente ve mi arte callejero, pero es anónimo.
İşe ihtiyaçları olduğu için çalışıyorlar ve kazanmak için başka bir yol bilmiyorlar.
Bueno, yo no hice ninguna llamada. Alguien llamó.
Gerçek adını bilmiyorlar.
No saben su nombre real.
Sid ve Amy bilmiyorlar.
Sid y Amy no saben que estamos juntos.
Ama çocuklarımız henüz neyi sevdiklerini bilmiyorlar.
Pero nuestros chicos realmente no saben lo que realmente les gusta.
Evet ama bunu bilmiyorlar.
Sí, pero ellos no lo saben.
- Hangisi olduğunu bilmiyorlar.
O podría haber sido empujada.
Aşkın ne demek olduğunu bilmiyorlar. Hiç aşık olmamışlar.
No saben qué es el amor, nunca han estado enamorados.
Kanın kime ait olduğunu bilmiyorlar ama ona ait olmadığını biliyorlar.
A que no saben de quién es, pero saben que no es suya.
Bak, seninle annem ve babamın konuşması lazımdı, ama yapmıyorlar çünkü kötüler, ve ilişkiler hakkında hiçbirşey bilmiyorlar.
Mira, mamá y papá deberían ser quienes hablen contigo, pero no lo harán, porque son patéticos. y no saben nada sobre relaciones.
Nerede olduğunu bilmiyorlar ve eminim senin için endişeleniyorlardır.
No saben dónde estás, y estoy seguro de que están preocupados por ti.
Bilmiyorlar değil mi?
¿ De modo que no la conocen, no es así?
Kim olduğunu bilmiyorlar.
Los policías con los que trabajas. No saben quién eres.
Ne konuştuklarını bilmiyorlar.
No saben de lo que están hablando.
Bununla nasıl baş edeceklerini bilmiyorlar.
No saben cómo abordarlo.
Bilmiyorlar.
- Ellos no lo saben. - Usted es un científico.
Doğuştan bilmiyorlar, bunu okullarda öğretmiyorlar anneleriyle deneyim alışverişinde bulunamıyorlar.
Ellas no nacieron sabiendo, no aprendieron en la escuela, no cambiaron experiencias con la mamá.
Bak, kadınlar ne istediklerini bilmiyorlar eğer ne istediklerini bilseler bile bildiklerini kabul etmiyorlar.
Mira, las mujeres no saben lo que quieren, e incluso si lo supieran, ellas nunca admitirían que lo que quieren es lo que quieren.
Holly'nin kaçırılması konusunda hiçbir şey bilmiyorlar.
Ellos no saben nada del secuestro ni de Holly.
Aslinda onlar da sonunu bilmiyorlar.
que no tienen un final.
Tamiri ne kadar sürer hala bilmiyorlar.
No tienen idea de cuánto van a tardar en arreglar esto.
36800 hissedarın taraf değiştirmesinden endişeleniyorlar ve bunların hangileri olduklarını bilmiyorlar.
Están preocupados por 36.800 acciones que han cambiado de lado... y no saben cuáles.
Onlar bilmiyorlar ki!
- ¡ Ellos no lo saben!
Çocuklar hemen uyudu. Olayların ters gittiğini bilmiyorlar.
No tienen ni idea de que algo va mal.
Neresi olduğunu bilmiyorlar.
No saben lo que es.
Öğrenemeyecekler. - Evet, İsveçliler hiçbir şey bilmiyorlar.
No se van a dar cuenta.
Senin kim olduğunu hiç bilmiyorlar.
Nadie tiene ni idea de quién eres tú.
Amerikalılar Axmali'yi veya tetikleyicileri bilmiyorlar.
No es posible que los americanos supieran de Axmali o los disparadores.
Ne yapacaklarını bilmiyorlar, Callie.
No saben qué hacer, Callie.
Nerede olduğumuzu bilmiyorlar.... çünkü verici kaza sırasında hasar görmüş olmalı.
No saben dónde estamos. No saben dónde estamos. Es porque, probablemente, el transmisor se estropeó en el accidente.
Ben de artık politikacılardan ve iş adamlarından bu bahaneleri duymaktan bıktım. Fakirlik, hastalıklar ve insanları doyurmayı nasıl becereceklerini bilmiyorlar. Ama biz "Yeter artık bir yolu var." diyoruz.
Y todos estamos totalmente hartos de oír estas excusas de los políticos y las grandes empresas sobre como no pueden luchar contra la pobreza y la enfermedad o alimentar a su gente, y nosotros decimos, "Basta, porque hay una manera".
Haplar konusunda hiçbir şey bilmiyorlar.
No tienen ni idea de que son drogas.
Nasıl bir virüsmüş? - Henüz bilmiyorlar.
¿ Qué maldito tipo de virus es este?
Ama burada olduğunu bilmiyorlar.
- Pero no saben que está aquí.
Bilim adamları bitki dilindeki bütün detayları bilmiyorlar, ama tüm çevremizde bitkiler arasında gittikçe artan bir gevezelik olduğuna inanıyorlar.
Los científicos no conocen todos los detalles de este lenguaje, pero ellos creen que hay una charla entre las plantas que nos rodean.
Bizim kim olduğumuzu bilmiyorlar. Yani olduğunuz yerde oturun.
No nos distinguen de los objetivos reales, así que siéntese erguido.
- Nerede olduğunu hiç bilmiyorlar.
No tienen ni idea de dónde está.
Geçmişimle ilgili hiçbir şey bilmiyorlar, kimdim ya da ne yaptım bilmiyorlar.
Ellas no saben nada acerca de mi pasado quien fui, o lo que he hecho.
Nasıl hâlâ kim olduğunu bilmiyorlar?
¿ Cómo no saben quién es?
Zavallılar onlara neyin vurduğunu bilmiyorlar.
Pobres bastardos, no sabrán qué los golpeó.
Hayır, burayı benim gibi bilmiyorlar.
No, no conocen el lugar como yo.
Yetmek bilmiyorlar.
Pero parece que no basta.
Sayın Yargıç, okulda küçük çocuklar dua diye bir şey bilmiyorlar.
los niños pequeños en la escuela.. .. no recuerdan la oración entera.
Kim olduğunu ve fotoğrafının Phil'in cüzdanında ne işi olduğunu bilmiyorlar.
No saben quién es, ni por qué su foto estaba en la cartera de Phil.
Tüm sahip olduğumuzun o olduğunu bilmiyorlar.
Ellos no saben que es todo lo que tenemos.
- Ne zaman duracaklarını bilmiyorlar.
No saben cuando parar.
Aslında ne diyeceklerini bilmiyorlar.
La verdad es que no saben qué decir.
Tam olarak bilmiyorlar.
No vieron lo que sucedió.
Dilinizi bildiğimi bilmiyorlar.
Su inglés está bien.
Bazı insanlar şeyi bilmiyorlar...
Dios, es como... alguna gente no sabe cómo...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]