Bilmiyorum efendim traducir español
920 traducción paralela
- Bilmiyorum efendim.
- No lo sé.
Gelmezseniz bana ne olur bilmiyorum efendim.
No sé qué me ocurrirá si no viene.
Bilmiyorum efendim, doktor bulmaya çalışıyordum Ona yapılması gerekeni yapmıyorlar gibi
- ¿ Qué le ha pasado al músico?
- Bilmiyorum efendim.
- No lo sé, señor.
- Henüz bilmiyorum efendim.
- Aún no lo sé, Sr.
Bilmiyorum efendim.
No lo sé, señor.
- Bilmiyorum efendim.
No sé.
- Bilmiyorum efendim.
- No tengo la menor idea.
Hiç bilmiyorum efendim.
No sé, señor.
- Bilmiyorum efendim.
- Eso no lo sé, señor.
Evet öyle. Bilmiyorum efendim.
¿ Aquella, señor?
Bilmiyorum efendim.
No lo se, señor.
Bilmiyorum efendim.
No sé nada, señor.
Bilmiyorum efendim.
Su litera está en el otro extremo.
Neye inanacağımı bilmiyorum efendim.
No sé qué creer, señor.
Zavallı efendim acı çekiyor ve ben nedenini bilmiyorum.
¡ Mi pobre amo está sufriendo y no sé cuál es la causa!
- Size söyledim efendim. Bilmiyorum.
- Ya le he dicho que no lo sé.
Hayır efendim, bilmiyorum.
No, señor, no lo sé.
- Şey, efendim bilmiyorum.
- No lo sé, señor.
- Bilmiyorum, efendim.
- No sé, señor.
Hayır efendim, açıkçası bilmiyorum.
No, señor, no tengo ni idea.
Tam olarak bilmiyorum, komutanım. Sanırım Yüzbaşı Danforth bunu biliyordur, efendim.
Creo que el capitán Danforth sabe esa cifra, señor.
Bilmiyorum efendim.
- No lo sé, señor.
Bunların derdi nedir bilmiyorum ama sanırım bizi görmediler efendim.
No sé qué les pasa. No deben de habernos visto.
Bilmiyorum, efendim.
- No Io sé, señor.
İçtenlikle, bilmiyorum, efendim.
Francamente, no lo sé.
- Bilmiyorum, efendim.
- No sé, estábamos fuera.
Oh, bilmiyorum, efendim.
No lo sé.
Tam olarak bilmiyorum, efendim.
- No estoy seguro.
- Bilmiyorum, efendim.
- No lo sé.
- Bilmiyorum, efendim. Hiç kayıp uçak var mı?
- ¿ Desapareciô un avión?
Bir sorun var Barnaby. - Ne oldu efendim? - Bilmiyorum.
¿ Ocurre algo, Barnaby?
Bilmiyorum, efendim.
No lo sé, señor.
Bilmiyorum, efendim.
No lo sé.
- Bilmiyorum, efendim. Belki iletimle ilgili bir sorundur.
- Quizá fuera un problema de transmisión.
- Bilmiyorum, efendim.
- No lo sé, señor.
- Bilmiyorum, efendim.
- No lo sé, señor, sir.
- Sorun da bu efendim, bilmiyorum.
- Ése es el caso, señor, yo no sé.
Bilmiyorum, efendim.
No lo sé, teniente. Es difícil saberlo.
- Bilmiyorum, efendim.
- No sé, teniente.
Bilmiyorum, efendim.
- No sabemos.
Tam olarak bilmiyorum, efendim.
Exacto no lo sé, señor.
Bilmiyorum, efendim. Çok inandırıcı göründü.
- Sonaba convincente.
Ne demek istediğini bilmiyorum, efendim.
No sé qué quiere decir.
Adı ne? Bilmiyorum, efendim.
No lo sé, señor.
Bilmiyorum, efendim.
No sé, señor.
Neden bahsettiğini bilmiyorum, Bay Cartwright. Ya siz, Efendim?
No sé de qué está hablando, señor Cartwright. ¿ Lo sabe usted, señor?
Bilmiyorum efendim.
No lo sé, señor. No me fijé.
Bilmiyorum, efendim!
¡ No lo sé, señor!
Bilmiyorum, efendim.
señor.
- Çarpışma alarmını kim verdi? - Bilmiyorum, efendim.
señor.
efendim 34795
efendimiz 532
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyordum 699
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
efendimiz 532
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyordum 699
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyor 92
bilmiyorsun 241
bilmiyordun 27
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyoruz 277
bilmiyordu 23
bilmiyorlar 33
bilmiyorsunuz 29
bilmiyor muydun 125
bilmiyorsun 241
bilmiyordun 27
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyoruz 277
bilmiyordu 23
bilmiyorlar 33
bilmiyorsunuz 29
bilmiyor muydun 125