English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bir şeyler yapmalısın

Bir şeyler yapmalısın traducir español

518 traducción paralela
Onlar için bir şeyler yapmalısın.
Eddie, tienes que hacer algo.
Çok meşgul biri olduğunuzu biliyorum, ama bir şeyler yapmalısınız.
Sé que está muy ocupado, pero tiene que hacer algo.
Gerçekten hafızanla ilgili bir şeyler yapmalısın.
La verdad es que tiene muy mala memoria.
Poponla ilgili bir şeyler yapmalısın.
Debes hacer algo con tu cola.
Bir şeyler yapmalısın, tıpkı geçen gün dediğin gibi.
Hay que hacer cosas, como Ud. dijo el otro día.
Bayan Antony, bu konuda bir şeyler yapmalısınız.
Sra. Anthony, oblíguelo a hacer algo sobre esto.
Bir şeyler yapmalısınız...
Debe hacer algo...
Barnaby için bir şeyler yapmalısınız hem de hemen.
Hay que hacer algo enseguida para ayudar a Barnaby.
Gerçek bu ve bir şeyler yapmalısınız.
- Tiene que hacer algo.
Lex, bir şeyler yapmalısın.
Lex, tienes que hacer algo.
Dinle, şimdiye kadar senden hiçbir şey istemedim fakat bu kez Roberto'nun serbest kalması için bir şeyler yapmalısın.
Escucha, nunca te he pedido nada,... pero esta vez tienes que hacer algo para liberar a Roberto.
Bir şeyler yapmalısın.
Tienes que hacer algo.
- Sanırım onun için bir şeyler yapmalısın.
- Entonces, tendrá que sustituirle.
- Bir şeyler yapmalısınız!
- Debe de tener algo.
Kaptan belki de bir şeyler yapmalısınız...
Quizá tiene que serlo, capitán, para hacer algo como esto.
Bir şeyler yapmalısın.
A ver como le haces.
- Bir şeyler yapmalısın.
- Tienes que hacer algo.
Bir şeyler yapmalısınız.
Tiene que hacer algo.
Onun için bir şeyler yapmalısınız, hiç olmazsa kilise yapmalı.
Seguramente pueda hacer algo, acudir a jerarquías superiores.
Evet, boğdu. Bir şeyler yapmalısınız.
Sí, estrangulada Tiene que hacer algo.
Kesinlikle bir şeyler yapmalısınız! Örtün üstünü!
Le advierto que Vds. se encuentran en una situación muy grave.
- Noel'e kadar bir şeyler yapmalısın!
- En Navidad debes trabajar.
- Saçına bir şeyler yapmalısın. - İhtiyacım yok!
- Te hiciste algo en el cabello.
Şu oğlan için bir şeyler yapmalısın, balım
Tienes que hacer algo por ese chico, cariño.
Bu yüzden biz, mal sahipleri borçlarımızı ödemek için topraklarımızı satacağız. Ve birkaç dolara hepsi bankanın olacak. Ama bize yardım edecek bir şeyler yapmalısın.
Entonces, nosotros los propietarios, para pagar las deudas... debemos vender nuestra tierra... y no encontrando naturalmente quien la compre... el señor nos ayudará, comprándolas...
Fakat bir şeyler yapmalısınız!
¡ Pero tiene que hacer algo!
Sivil trafiği hakkında bir şeyler yapmalısınız.
Hay que hacer algo con el tráfico civil.
Henry, bir şeyler yapmalısın.
Henry, tienes que hacer algo.
Bir şeyler yapmalısın.
Debes hacer algo.
Ama bir şeyler yapmalısın, Esteban.
En algo tendrás que trabajar.
Bir şeyler yapmalısın!
¡ Tienen que hacer algo!
Howard Beale konusunda bir şeyler yapmalısın.
¡ Tienen que hacer algo con Howard Beale!
Şimdi bir şeyler yapmalısın.
Tienes que hacer algo. ! Pero ahora!
Bu konuda bir şeyler yapmalısın.
Vas a tener que hacer algo.
Bir şeyler yapmalısın.
Pues algo tendrás que hacer.
- Yerinden kalkıp bir şeyler yapmalısın.
- Sólo tienes que levantarte y un poco.
Bir şeyler yapmalısın.
Hay que hacer algo.
O haklı Willy, bir şeyler yapmalısın.
Tienes que hacer algo con ese chico.
Artık akıllanıp, bir şeyler yapmalısın.
Mejor ponte a hacer algo.
Dan... Bir şeyler yapmalısın.
Dan... necesitas funcionar.
- Bir şeyler yapmalısın.
- ¡ Debe hacer algo!
Söylediğim gibi... Erkekler sana gelmez. Bir şeyler yapmalısın.
Los hombres no se acercan sin más, hay que hacer algo.
Ama siz... bir şeyler yapmalısınız.
Pero usted... usted tiene que hacer algo.
Hayatını değiştirmek senin elinde. Kendin bir şeyler yapmalısın.
Coge el toro por los cuernos, toma la iniciativa.
- Bir şeyler yapmalısın.
- Haga algo.
- Bunu yapamam. - Ama bir şeyler yapmalısın.
- No puedo hacer eso.
Dikkate alınmak için, bir şeyler yapmalısın.
Para que te presten atención, debes hacer algo.
Bir şeyler yapmalısın.
Tenéis que hacer algo.
- Bir şeyler yapmalısın.
- Tienes que hacer una declaración.
Ted, bir şeyler yapmalısın.
- Ted, haz algo.
Bu köfte hakkında bir şeyler yapmalısın Larry. Yemesi imkansız.
Deberías hacer algo con esta carne asada es incomible

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]