Birisi var traducir español
3,167 traducción paralela
Haberi olan birisi var helikopter pilotu.
Hay una persona que lo sabía : el piloto del helicóptero.
Yanımda gözaltında birisi var, sizin ajanlarınızdan biri olduğunu söylüyor.
Tengo un compañero aquí en custodia, que dice que es uno de ustedes.
Programı yapan birisi var mı veya ofis müdürünüz?
Tiene una gerente o algo?
Bir şey, birisi var yukarıda.
Algo, alguien está allí arriba.
Bu güzel "köleye" teklif vermek isteyen birisi var mı?
¿ Alguien quiere ofertar en este eslavo... muy bueno?
Araştırdığın bir cinayet yüzünden seni durdurmak için öldürmeye çalışan birisi var.
Sí. Alguien está intentando matarte para evitar que investigues un asesinato.
Orada insan birisi var mı?
¿ Hola? ¿ Hay... algún humano aquí?
Gözetimim altında, uranyum anlaşmasının ne zaman ve nerede yapılacağını ve Michael'ın Türkiye'de nerede tutulduğunu büyük ihtimalle bilen, ikimize de yardım edecek birisi var.
Tengo a alguien en custodia que puede ayudarnos sabe dónde y cuándo se hará el trato por el uranio y dónde es más probable que esté detenido Michael en Turquía.
Roya ve birisi var.
Roya y alguien más.
Orada seninle beraber birisi var olduğuna sevindim, hımm, zor zamanlarında.
Estoy tan contento de que hubiera alguien allá contigo durante esta dura experiencia.
Benim de içimde birisi var.
También tengo a alguien dentro de mí.
Tüm hayatım boyunca özür dilemek istediğim birisi var.
Hay alguien a quien siempre he querido compensar por las cosas malas que he hecho toda mi vida.
Evde sürekli birisi var yani Shania'ya da bakabiliriz.
Siempre hay alguien en casa así que habrá un cuidado continuo para Shania.
- Aşağıda birisi var.
Hay alguien abajo.
- Bunu kanıtlayacak birisi var mı? - Hayır. - Bunu kanıtlayacak birisi var mı?
- ¿ Alguien que pueda verificarlo?
Destek alabileceğin başka birisi var mı?
¿ Tienes otra persona en la que apoyarte?
Polisi aradım ve dedim ki ; Evet, dışarıda birisi var.
Llamé a la policía y dije... hay alguien afuera de mi casa.
- Evde başka birisi var mı?
- ¿ Hay alguien en el piso?
Orda birisi var mi?
¿ Hay alguien ahí?
Burda birisi var.
Tenemos a alguien aquí.
Burada birisi var aslımda.
Tenemos desconcentración aquí.
Bu soruyu sormamı mazur gör ama dün gece Big Sur'da olduğunu teyit edecek birisi var mı?
Disculpa la pregunta, pero ¿ alguien podría verificar que estabas en Big Sur anoche?
10 Patron, Nen'in ne kadar korkutucu olabileceğinin farkında. Takımda Nen vasıtasıyla zorla doğruları söyleten birisi var ise işkenceye başvurmalarının bile lüzumu olmaz.
Los Diez Don comprenden lo peligroso que puede ser el Nen. no necesitarían torturarlo siquiera.
Diyelim ki yardım etmek istediğin birisi var ama senin yardımını istemediğini söylüyor.
Supón que hay alguien, a quién quieres ayudar, pero dice que no quiere tu ayuda.
Öyle birisi var ya da en azından bir zamanlar vardı.
Sí, existe, vale. O al menos solía.
Burada evlatlık olduğunu bilen birisi var mı?
¿ Hay alguien más aquí adoptado que ellos sepan?
Kazaya tanık olan birisi var mı?
¿ Algún testigo del accidente?
Cinayet kurbanı ile anlaşmazlığı olan birisi var mı?
¿ Había alguien especialmente enfadado con la víctima, Hank Gerrard?
Bu sefer değer verdiğin birisi var.
Esta vez tienes alguien que te importa.
Birisi var... Değerlendirmende fayda var.
Hay alguien a quien deberías tener en cuenta.
Arayabileceğimiz birisi var mı?
¿ Hay alguien a quién debamos llamar?
Birisi şirketi satın almak istemiş ve şirketi satmak isteyen birisi var.
Alguien ha hecho una oferta por la empresa, y hay un comprador muy impaciente.
- Kızdırmış olabileceğin herhangi birisi var mı?
Un enojado agente del FBI. ¿ Te acuerdas de alguien a quien hayas molestado?
Tamam, ATM kamerasının görüntülerine bakın, yanında birisi var mı görelim.
De acuerdo, veamos la secuencia del cajero a ver si estaba con alguien.
Kocanıza zarar vermek isteyebilecek birisi var mıydı?
¿ Puede pensar en alguien que quisiera causarle daño a su marido?
İsmi daha önce çıkan birisi var.
Hay otro tipo cuyo nombre apareció en primer lugar.
- Bunu doğrulayabilecek birisi var mı?
- ¿ Alguien puede confirmarlo?
IHOP'un çilekli ve muzlu kreplerini benim gibi seven birisi var mı?
¿ A alguien más aquí le gustan los panqueques de fresa y de banana de IHOP?
Hiç farketmez. Birisi bungee jumping bile yaptı. İnternette videosu bile var.
Hay un vídeo en Internet.
Burada birisi var mı?
¿ Está ahí alguien?
Walter'la kavgalı olan birisi var mıydı? Walter'la kavgalı olan birisi var mıydı?
¿ Alguien estaba enojado con Walter?
Ölmesi gereken birisi mi var?
Así pues, ¿ necesita que se mate a alguien?
Birisi daha mı var?
¿ Hay alguien más aquí?
Şey, bakalım sizinkilerin evinde hiç uyumadım uçuşlarımızın ikisi de rötar yaptı birisi taco ekspresinde bomba var diye ihbarda bulundu havaalanını kapattılar, yani 487 saat falan!
Veamos... No dormí nada en lo de tus padres, ambos vuelos se retrasaron, alguien llamó por una amenaza de bomba al local de comidas rápidas, y cerraron el aeropuerto, así que... ¿ 487 horas?
Çıktığın birisi var mı, tatlım?
¿ Estás saliendo con alguien en estos momentos, cariño?
daha iyisi var... birisi bacağını kaldırıyor ve diğeri de aynı zamanda işemeye başlıyor... ikisi de ( duvarın ) orada olmadığını farkedemiyorlar... ve ilk köpek... hala bu şekilde işiyor.
Espera, tengo uno mejor. Dos perros pasean por Berlín, uno levanta la pata así, y el otro empieza también a mear. El primero mira al frente sin fijarse que están los dos y empieza a mear en la otra dirección, y el primer perro... meando aún así,
Bu sıkıntılı zamanlarda, Argon şehrinin ona bakacak halkı temsil eden tamamen sıradan birisine ihtiyacı var... Tıpkı senin gibi birisi.
En estos tiempos difíciles, Argon necesita un héroe a quien admirar, alguien que represente al pueblo, alguien totalmente ordinario... como tú.
! Seni izleyen birisi mi var?
¿ No puedes pensar en alguien?
Birisi posta kutuna mı koymuş? Neyin var senin?
¿ Que alguien los puso en la casilla del correo?
Birisi fotoğrafını posta kutusuna koymuş yani bunun anlamı Beyaz Saray'da sızıntı var ve onu hizada tutamadığım için beni suçlamayı kesebilirsin.
Alguien dejó la foto en su casilla de correo, lo que significa que tiene una fuga en la Casa Blanca, así que puede dejar de culparme por no mantenerla a raya.
Birisi Bay Gerrard'ın kafatasını parçalayıp, cesedini küçük bir uçağın kargo bölmesine yerleştirmeden önce Key Star Charters'ın otoparkında onunla konuştuğunuza dair bir güvenlik kamerası kaydı var.
Tenemos un vídeo de vigilancia en el que aparece usted hablando con el Sr. Gerrard en el aparcamiento de Key Star Charters poco antes de que alguien golpeara su cráneo y lo metieran en la bodega de un pequeño avión.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
varyemez amca 23
var mıydı 25
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
varyemez amca 23
var mıydı 25
var efendim 22
varsayalım ki 19