English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bu olduğunda

Bu olduğunda traducir español

1,516 traducción paralela
Ve bu olduğunda sınanacağımızı.
Y cuando lo sea, seremos puestos a prueba.
Bu olduğunda, siz muhtemelen ilkokuldaydınız.
Usted estaba en primaria cuando sucedió.
Hayat karanlıklar içinden ansızın gelir ve sizi bulur... bu olduğunda... yanınızda güvenebileceğiniz biri var mı?
La vida te ataca desde la oscuridad y cuando lo hace ¿ hay alguien en tu vida con quien puedas contar?
Büyümesi üç hafta sürebilir ve bu olduğunda uçlarından ölümcül sporlarını saçacak.
Puede tardar tres semanas en crecer... y cuando termina, las esporas mortales saldrán por la punta.
İşte bu olduğunda beklemekten başka yapılacak bir şey yoktur.
Y cuando eso sucede no queda otra cosa que hacer, más que esperar.
Ama bu olduğunda zaten çok geç olmuş olacak.
Una vez que eso suceda, ya es demasiado tarde.
Bakın, Nottingham veya Derby veya Prens John'un koruması altındaki kasabaların yıkılması halinde, yeniden yapılması gerekir ve bu olduğunda yeniden yapılandırma işi zaten benim kuzenime verilmiştir.
Mirad, si Nottingham o Derby, o cualquier otra ciudad bajo la protección del príncipe John se arrasara, tendría que ser recontruida. Y si eso pasara, como el fuero real de reconstrucción tiene que ser expedido por mi primo..
Birşey evimize saldırdı, ve bu olduğunda, öylece durmazsın. Savaşırsın.
Algo atacó nuestro hogar y cuando eso sucede, uno no sólo se aguanta, hay que luchar.
Ve bu olduğunda...
Y cuando lo hacen...
Bütün gün bunu yaptı durdu ve bu olduğunda bir intörn asistanın yoluna çıktığında bu hastanın menfaatine değildir.
Lo ha estado haciendo todo el día y cuando eso sucede, cuando un interno se mete en el camino de un residente no harás lo que es mejor para tu paciente.
Bu olduğunda, hazırlıklı olmak istiyorum.
Cuando lo haga, quiero estar preparado
Düşünüyorum da... Nasıl başladığını ya da bu olduğunda nerede olduğunu bir bilsem.
Es que siento que si supiera cómo empezó o dónde estaba cuando pasó, pues...
- Biliyorum. Ve bu olduğunda, kiminle çıktığıma karışamayacaksın.
Y cuando eso pase, no puedes opinar respecto a con quién salga.
Bu olduğunda, uzun mesafeli elektrik hatları gibi teknolojilerde aşırı yüklenme olabilir.
Cuando esto sucede, tecnologías como líneas de larga distancia se sobrecargan.
İnsanı moleküllerine ayrıştıracak türden bir enerji. İnanın, bu olduğunda hayatta olmak istemezsiniz.
Es la clase de energía que descompondría tus moléculas y será mejor no estar cerca cuando eso pase.
Bu olduğunda Chuck oradaydı.
Chuck estaba ahi cuando sucedió.
Ve bu olduğunda, vay halinize.
Y WOE estará sobre ustedes cuando suceda.
Konu bu olduğunda
Cuando se trata de este tema en particular,
Ve bu olduğunda galaksiler gerçek anlamda biçimleri bozularak etrafa yayılırlar.
Cuando esto ocurre, la forma de ésta se distorsiona y estira.
Bu konuda bir şeyler yapmaya hazır olduğunda haberim olsun.
Cuando estés preparado para hacer algo sobre el tema... Avísame.
Hayır, görüyorsun işte, nişanlın olduğunda yapmaman gereken şey bu.
Día 31 No, eso lo haces cuando tienes novia.
Bu olay olduğunda saat 13 : 00'dü.
Era la 1 : 00 P.M. cuando aparecieron.
A.K.? Bu, New York Times'ın editörü olduğunda duvarına asman için.
Esto es para que lo cuelgues en tu pared cuando te hagas editora del New York Times.
Ve on yıl sonra petrolün varili 500 dolar olduğunda ve Avrupa'nın tüm başkentlerinde arabaları yaktıklarında,... biz geriye bakacağız ve bu anlaşmayı yapacak vizyonu ve cesareti olan bir hükümete sahip olduğumuz için Tanrı'ya şükredeceğiz.
Y dentro de diez años, cuando valga $ 500 por barril y se empiecen a quemar coches en las capitales europeas, miraremos atrás y daremos gracias a Dios por tener un gobierno con la visión y el valor de firmar este acuerdo.
Bu inanılmaz! Bunu arabama yapmadığınız sürece, bunun oyuncak olduğunda ısrar edeceğim.
A no ser que hagas eso con mi auto para mí sigue siendo un juguete.
En son bu kadar sessiz olduğunda bana, hamile olduğunu söylemek üzereydin.
La última vez que estuviste tan callada fue antes de decirme de tu embarazo.
Tüm ihanetlerini öğrenmek kendi mükemmel küçük cehennemi oldu ama... güzel olduğunda, tüm dünyanın, bu koca güzel dünyanın... bana sahip olduğu için şanslı olduğunu düşündürürdü.
Ha sido un infierno descubrir todas sus traiciones, pero cuando todo iba bien, me hacía sentir como si el mundo entero, este mundo tan grande y maravilloso tuviera suerte de tenerme.
Çünkü bunca canlıyı besleyen bu kalabalık sürüler, ancak su şartları ideal olduğunda toplanır.
Los densos bancos de los que tantos dependen sólo se reúnen bajo perfectas condiciones.
Oh, bu çok ilginç. Hazır olduğunda, ben de hazırım.
Ah, qué extraño. ¡ Estoy lista, cuando quieras!
Geçen sene berbat bir uykusuzluk sorunum olduğunda Çinli bir doktor bu bitki çayını vermişti.
El año pasado cuando tenía imsonio un doctor chino me dio este té.
Sizi anlıyorum bu tür birşey olduğunda hepimiz biraz ara vermeliyiz.
Mi más sentido pésame. Cuando ocurre algo como esto, nos hace que todo lo detengamos.
Dr. Shepherd, bu hastanede, bir şeyler olduğunda kimsenin söylemediğini öğrenecek kadar uzun zamandır kalıyorum.
Dr. Shepherd, llevo viviendo en este hospital lo suficiente para saber que hay algo que no me cuenta.
Ama bu en son olduğunda, retrovirüs buna sebep olmuştu.
Pero la última vez que ocurrió, fue el... fue el retrovirus.
Bir sorun mu var? Kalan eti kuruttum bu yüzden de aç olduğunda söylemen yeterli.
¿ Algo va mal? así que dime cuando quieras algo.
Yardıma ihtiyacı olduğunda, bana bu şeyleri nereden alacağımı söyler.
Cuando necesita ayuda, me dice dónde recoger cosas.
Ki bu genelde o an insanın kaldıramayacağı kadar zor Olduğunda, insanlar o andan ayrılırlar.
Por eso es que la gente debería vivir el momento... porque el momento es demasiado.
Bu olay olduğunda Bill Clınton Başkan olsaydı radyocu Sean Hannity ya da Rush Limbaugh ne derdi acaba?
Ahora, ¿ qué creen que Sean Hannity o Rush Limbaugh habrían dicho si Bill Clinton hubiera sido presidente cuando eso pasó?
Lafımı bitireyim... Hastanemiz olduğunda bu proje bitirilmiş olacak.
Déjenme terminar diciendo... que este proyecto solo terminará, para mí, cuando tengamos nuestro hospital.
Yaptığını, o güç alanı bu tesisten çıkamayacak kadar geniş olduğunda hatta o deliğe sığmayacak kadar genişlediğinde anlarsın.
¿ Comprendes que una vez que ese campo de fuerza sea demasiado grande para salir de este edificio también será muy grande para caber por ese agujero?
Bu olay olduğunda, çocuğumla evde TV izliyordum.
Cuando eso sucedió, yo estaba en casa viendo TV con mi hijo.
Bu kanıtlar, halkalarda ne kadar erozyonun gerçekleşiyor olduğunda yatar, çünkü ; mikro göktaşı fırtınaları nedeniyle, küçük... küçücük tanecikler, muazzam hızlarla halkaları yontarlar ve bu yolla aşınmalar ortaya çıkar.
Esas razones se basan en intentar estimar cuánta erosión tiene lugar en los anillos, debido a la lluvia de micro meteoritos, pequeños, finos cuerpos... partículas que vienen a una velocidad tremenda y arrancan trozos de los anillos y los erosionan.
Bir şok devleti... Bu, kötü bir şey olduğunda bize ne olacağıyla ilgili değil.
Un estado de shock... no sólo es lo que ocurre cuando algo malo nos sucede.
Tamam bak, bu konuda konuşmaya hazır olduğunda, cep telefonumdan beni arayabilirsin.
De acuerdo, mira, cuando estés listo para hablar de esto, puedes llamarme a mi celular.
Yüksek güvenlikli alana transfer olduğunda bu zor olacaktır.
Difícil tener el poder después de que seas transferido a una celda de aislamiento.
Bu tür katiller... birşey planladıklarında... zamanları olduğunda ve hakimiyet onlarda olduğunda titiz davranırlar.
Este tipo de tio, cuando planea algo, si tiene tiempo, si está al mando, es meticuloso.
Ancak Ay gökyüzünde tek başına olduğunda zihnimiz bu tür bir önerme kurmaz ve Ay'ı küçük olarak görürüz.
Pero cuando la Luna está sola nuestra mente no hace esa relación, vemos a la Luna pequeña.
Ama genç Ned büyüyüp turtacı olduğunda,... bu yetenek, çocukluk aşkı Charlotte Charles'ın zamansız ölümünde çok yararlı olabileceğini kanıtlamıştı.
Pero cuando el joven Ned creció y se convirtió en el pastelero, ese don demostró ser de lo más útil... en la prematura muerte de su amor de infancia, - Charlotte Charles.
Ama genç Ned büyüyüp turtacı olduğunda bu yetenek, çocukluk aşkı Charlotte Charles'ın zamansız ölümünde çok yararlı olabileceğini kanıtlamıştı.
Pero cuando el joven Ned se convirtió en pastelero, este don resultó serie muy útil en la prematura muerte de su amor de infancia, Charlotte Charles.
Ama genç Ned büyüyüp turtacı olduğunda,... bu yetenek, çocukluk aşkı Charlotte Charles'ın zamansız ölümünde çok yararlı olabileceğini kanıtlamıştı.
Pero cuando el joven Ned se convirtió en pastelero, este don resultó serie muy útil en la prematura muerte de su amor de infancia, Charlotte Charles.
Jennifer'ın çantasınınTeresa'nınkinden, daha güzel olduğunda hemfikiriz, ama bu onunkinin en iyisi olduğunu kanıtlamaz.
No sé si alguien discrepará si digo que el bolso de Jennifer es el más bonito de aquí. Pero eso no lo hace el más bonito...
Ben küçükken, ailem yapardı ve her zaman, kendi ailem olduğunda, bu geleneği sürdürmek istemiştim.
Es lo que hacía mi familia cuando era pequeño y siempre pensé, sabes... que cuando tuviese mi propia familia, continuaría con la tradición.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]