Bu olsun traducir español
9,081 traducción paralela
Adın bu olsun.
Lo entenderás.
Bu olsun. Sence?
Este. ¿ Qué te parece?
Yine de bu hayat... bir saniye olsun durmak bilmiyor...
Pero aún esta vida Ni por un segundo Se detiene
Bu aksini ispatımız olsun.
Que no sea nuestro desacuerdo.
Bu şekilde olsun istememişti. Onu sen zorladın.
No quería hacerlo así.
Ve Cat, bilgin olsun bu gecenin dava gecesinden çok bir randevu gecesi olmasını istiyorum.
Y, Cat, para que lo sepas, de verdad que espero que esto se vuelva más una noche de cita que una noche de caso, ¿ vale?
Vincent, bu adamın yeni bir kalbi olsun diye bir kadın öldürüldü. Ve alıcılar donörlerinin kim olduğunu bilmediklerine göre senin bilip bilmediğini öğrenmek isterim.
Vincent, una mujer fue asesinada para que pudiera tener su corazón, y se supone que los destinatarios no saben quiénes son sus donantes, me gustaría saber si lo sabía.
Bu sana ders olsun, tamam mı?
Que esto sea una lección para ti, ¿ vale?
Güzel olsun bu sefer.
Uno bueno esta vez.
Bu aklında olsun. Geminin planları nerede?
Entonces, con eso en mente, ¿ a dónde están los planos del barco?
Doğruyu söylemek gerekirse bu test polislerin kullanması için asla düşünülmedi ama içiniz rahat olsun elimizden geleni yapacağız.
Para ser honesto... nunca quisieron esto como un instrumento para el trabajo policial. Pero... seguro el resto, haremos lo que podamos.
Bu bir Budist duası, tüm canlılar mutlu olsun ve acıdan kurtulsun diye okunur.
Es un rezo budista, por el que todas las personas deben ser felices y estar libres de sufrimiento.
Matt'le aramda ne olursa olsun Fisk konusunda bir şeyi değiştirmiyor bu.
No importa lo que pase entre Matt y yo... Eso no cambia nada con Fisk.
Lanet olsun, bu çok komik. Neden söylemedim ki?
Eso es gracioso. ¿ Por qué no dije eso?
Lanet olsun, hep bu tuzağa düşüyorum.
Caigo en esa todas las veces.
Of ya. Bu ne... Lanet olsun Dakota.
Oh mi Dios. ¿ Qué es...
- Tanrı şahidim olsun ki bu son.
- Esta es la última, lo juro por Dios.
- Lanet olsun, bu kokladığım en iğrenç adam.
Maldita sea, este es el tipo más apestoso que he olido.
Bu neden kötü bir şey olsun ki?
¿ Y por qué eso es malo?
Şükürler olsun çünkü bu, tam bir felaket olurdu.
Gracias Dios, porque esto habría sido un desastre.
Bu doğru, bilginiz olsun.
Eso es verdad, que lo sepas.
Ben tüm bu işlerin arasında bizim için iyi bir şey olsun istedim.
Pensé que sería algo que podíamos solucionar.
Okulu bıraktım haberin olsun, bu önemli birşeydi.
Dejé la escuela. FYI. Eso fue un poco una gran cosa.
Genelkurmay belki bu skandalı gizlemek için elinden geleni yapar ama karım oğlunun ölümünün üzerine yatmaz demiştim, kim karışmış olursa olsun.
Que puede que David haría cualquier cosa para tapar un escándalo, pero que mi mujer nunca intentaría tapar la muerte de nuestro hijo sin importar quién estuviera implicado.
Bu günlerde, Cece. Şükürler olsun ki değilim.
Y doy gracias a Dios por ello, Cece.
Bu şekilde olsun istemezdin ama artık yüzbaşısın.
Sé que no es como lo querías, pero eres Capitán.
Umalım da bu yeterli olsun.
Sí. Bueno, esperemos que con eso baste.
Bu arada haberin olsun, kesinlikle...
Y, sabes, sólo para que conste, no soy totalmente... - Deja de hablar.
Şaka değil bu, lanet olsun!
¡ Maldición! Esto no es broma.
Çocuğum olsun da istiyorum ama bu şeyi dünyaya getirmeyeceğim.
Quiero tener hijos, pero... No voy a dar a luz... a esta... cosa.
Lanet olsun, niye bu kadar uzun sürüyor?
¡ Maldición! ¿ Por qué la tardanza?
Öyle olsaydı, içten içe çok üzgün olurdum. Ne kadar yiyebileceğimi, içebileceğimi ve koltukta oturabileceğimi anlat bana. Evet, şükürler olsun ki, bu hiç olmadı.
si fuese así me entristecería en secreto puedes hablar de cuanto comería y bebería y no moverme del sofá sí, gracias a Dios eso nunca pasó
Ama ne olursa olsun bu gece uyuşturucu kullanmayacağım.
Pero, en cualquier caso, no tomaré droga esta noche.
Ne olursa olsun bu adamın yanına yaklaşma, anladın mı?
¿ Comprenden?
Bu Abigail ile Henry değil Lucy ile Eddie olsun.
Así que solo asegúrate de que esto sea sobre Lucy y Eddie, y no sobre Abigail y Henry.
Fedakârlık ne kadar zor olursa olsun, As difficult as this sacrifice is,... bu nihayetinde küçük bir bedel, şeyi göz önünde bulundurduğunda...
Con lo difícil que es este sacrificio, es finalmente un pequeño precio, cuando se considera...
Tanrım, bu güzel gün için şükürler olsun.
Amado Dios, gracias por este día.
Ne olursa olsun bu kaçınılmazdı.
No importa qué, eso era inevitable.
Yok ya geçmişten böyle cafcaflı bir örnek olsun. Ve bu o istediğim şey değil.
No...
Yıllardır bu adamın bana yaptıklarına göğüs geriyorum bir kez olsun gardiyanlar için çalıştığını açık etmedim.
Durante años he aguantado a este hombre... Ninguna vez he revelado que trabaja para los guardias.
Gitmelerine izin ver makine senin olsun. Yoksa bu odadaki herkesi öldürürüm.
Dejen que se vayan, y la máquina es suya, o... mataré a todos los presentes en la sala.
Bu müzik Kral'ı çağırmaya gönderilen bir elçi olsun.
Que esta música sea la enviada a convocar al rey.
Bu çarık Kral'ın alacağı bir hediye olsun.
Que esta zapatilla sea la prenda que el rey recibirá.
Bu an alevin kaybolacağı ve Kral'ın görüneceği an olsun!
¡ Y que el momento en que esta llama muera sea el momento en que el rey aparezca!
Bu ülkenin karşı karşıya kaldığı tehdit sebebiyle ırkı, dini, kökeni ne olursa olsun hiçbir Amerikan vatandaşı fişlenmeye veya ayrımcılığa maruz kalmamalıdır.
Ningún americano, sin importar su raza, religión, o procedencia podrán ser objeto de persecución o discriminación debido a la amenaza a la que este país se enfrenta.
Charleston, ne olursa olsun Fatah bu işten sıyrılmayacak.
Da igual lo que ocurra, Charleston, Fatah no se librará de esto.
Sağlıklı bir bebeğim olsun istiyorum, hepsi bu.
Solo quiero tener un bebé sano.
Biz kızıl olsun diye konuşmamış mıydık, çünkü kızıl olsun dedik diye hatırlıyorum, ve bu biraz siyah. Saçmalıyor muyum?
¿ Estoy loca?
Kanguru gibi olsun ama. - İşte bu.
Un canguro.
Bu seferki benden olsun.
Esta vez invito yo.
Bu yüzden her ne sebeple olursa olsun,... mahkumlara fiziksel saldırıda bulunamazsınız.
Bajo ninguna circunstancia les es permitido golpear... o atacar físicamente a ningún prisionero. PRISIÓN DEL CONDADO STANDFORD
olsun 342
bu olabilir 58
bu olmayacak 50
bu olmaz 67
bu olay 48
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olabilir 58
bu olmayacak 50
bu olmaz 67
bu olay 48
bu olacak 24
bu olur 45
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu olabilir mi 19
bu oldu 16
bu olmamalıydı 17
bu olmalı 51
bu olağanüstü 52
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43
bu oldu 16
bu olmamalıydı 17
bu olmalı 51
bu olağanüstü 52
bu olduğunda 20
bu olanaksız 43