English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ D ] / De ne

De ne traducir español

311,147 traducción paralela
"Tam teslim" de ne demek?
¿ Qué demonios es "ejecución total"?
Bütün bu hiçliği de ne isterlerse yapmaları için tanrılara veriyorum.
Y toda esta nada se las doy a los dioses, para que hagan lo que gusten.
Mario, Modena ve makarna dükkânı ne olacak?
¿ Qué hay de Mario, Módena, la tienda de pastas?
Ninem ne olacak?
¿ Qué hay de mi abuela?
Ne durumda olduklarını bilemem.
No puedo hablar de su situación.
Konuşmanın bu noktasında, bana ne olacağını sormam aptalca mı olur?
¿ Sería insensible en este punto de la conversación si preguntara lo que esto significa para mí?
Eğer bir şekilde, eldivenin kurtarılması için bilgi sağlarsam bunun Küresel Yönetim için değeri ne olur?
Si yo pudiera de alguna manera darle información que llevara a la recuperación del guantelete, ¿ qué valor tendría para la Autoridad Global?
Genel Vali'yi temsilen ne önemi olduğunu mu soruyorsunuz?
¿ Y eso lo pregunta como representante de la gobernadora general?
Bütün bunlar ne demek oluyor?
¿ Qué piensan de todo esto?
Genel Vali'nin ofisini ararsa ne olacak?
¿ Y si llama a la oficina de la gobernadora general?
Şimdi arkamı dönüp gidersem Valhalla'da benim hakkımda ne derler?
Si les doy la espalda ahora, ¿ qué dirán de mí en el Valhalla?
Bu hayattan ne istediğimi.
Sobre lo que quiero de esta vida.
Burası ne biçim bir yer?
¿ Qué clase de lugar es este?
Babama ne olduğunu öğrenmiş midir sence?
¿ Crees que ya sabe de padre?
Biz de bu sırada ne yapmamız gerektiğine karar verelim.
Mientras tanto, depende de nosotros decidir qué hacer.
Ne de olsa, senin de bir sebebin yok mu?
Después de todo, ¿ no tienes una razón?
Sanırım, olası intikamın ne kadar büyük olacağının farkında değilsiniz.
No estoy segura de que te des cuenta del tamaño de su posible castigo.
Öylesine yozlaşmış bir hükümdarla müttefik olmaya ne niyetim, ne de ihtiyacım var.
No tengo deseo o necesidad de aliarme con semejante monarca degenerado.
"Hükmetmesi gereken adam, ne çeşit bir adam olmalıdır?"
"¿ Qué clase de hombre es o tiene que ser el que gobierne?".
Diğer krallar ve reislerle gücümüzü paylaşmayı reddediyoruz kim olurlarsa olsunlar, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar.
Rechazamos compartir el poder con cualquiera de los otros reyes o condes, sean quienes sean, o sean lo poderosos que sean.
Söylesene lütfen sen ne biçim babasın?
Por favor, dime... ¿ Qué clase de padre eres?
Saxonların başka bir ordu toplayıp bizi kovmaları ne kadar sürer?
¿ Cuánto tiempo pasará antes de que las fuerzas sajonas reúnan otro ejército y nos manden lejos?
Sen ne dersin Sigurd?
¿ Qué hay de ti, Sigurd?
Ne söylediklerini tam anlamadım.
No estoy seguro de lo que dicen.
Tek istediğim ne şekilde öleceğimi seçmek.
Todo lo que quiero es elegir mi manera de morir.
Ne dersin?
¿ De acuerdo?
Ee, sözümüz kesilmeden önce ne diyorsun?
Entonces, ¿ qué decías antes de que nos interrumpieran?
Ölülerle konuşuyorum, çünkü bedenleri ne kadar çürümüş olursa olsun her zaman hayatlarından bir parçası yaşıyordur.
Les hablo a los muertos, pues siempre hay un pequeño hilo de vida, sin importar cuán deshecho esté el cuerpo.
Sana benimle taşınmayı seçtiğin için ne kadar mutlu olduğumu söylemiş miydim?
¿ Te he dicho ya cuán aliviado estoy de que escogieras mudarte conmigo?
Bu gizmonun ne olduğu hakkında bir fikri olan var mı?
¿ Alguien tiene idea de qué es eso?
Sana ne diyebilirim?
¿ Qué puedo decir, Ricitos de Oro?
Ölülerle konuşuyorum. Çünkü bedenleri ne kadar çürümüş olursa olsun her zaman hayatlarından bir parçası yaşıyordur.
Les hablo a los muertos, pues siempre hay un pequeño hilo de vida, sin importar cuán deshecho esté el cuerpo.
Dans konusundaki hislerini biliyoruz ne de olsa.
Todos sabemos que no te va el baile.
Daha ne olduğunu anlamadan bir de bakacaksın bitmiş.
Tienes que calmarte, ¿ vale? Se habrá acabado antes de que te des cuenta.
Ne yani, hayatım boyunca yalnız olacağımı mı düşündün?
¿ Qué, entonces... pensaste que iba a estar solo por el resto de mi vida?
Deniz canavarına ne kadar az rastlandığını biliyor musunuz?
¡ ¿ Tienen idea de lo raro que es un Kraken? !
Bize açılman için... daha ne gerektiğini çözmeye çalışıyorum.
Solo estoy tratando de averiguar lo que se necesita para que te abras.
Hem de tam bıraktığın gibi... her ne kadar ticari anlaşmalar için... normalden biraz küçük olsa da.
Y está justo como la dejaste, aunque bastante más pequeño de lo ideal para los acuerdos comerciales.
Agrabah Körfezi'ne yakınız.
Estamos cerca del golfo de Agraban.
hakkında ne biliyorsunuz Clark bey?
¿ puede hablarme de ella, Sr. Clark?
Bu programı ne kadar kapatmayı istesem de saldırının bu örgüt tarafından yapılmasını riske edemeyiz.
Por mucho que quiera echar abajo este programa, no podemos arriesgar un ataque que sea llevado a cabo por esta célula casera.
Bugün ne olduğunu duydum.
Me he enterado de lo que pasó antes.
- Az önce ben ne dedim?
- ¿ Qué acabo de decir?
Shepherd'ın düşünceleri asil durabilir ama kime zarar verdiğine ve ona karşı ne duygular hissettiğine aldırmaz. Seni bunlarla kontrolü altına aldı.
Mira, las creencias de Shepherd pueden parecer nobles pero no le importa a quién hace daño, y lo que sientes por ella es lo que utilizaba para controlarte.
İkimizin de aynı şeyi istediğini anlaman için daha ne kadar kişi ölecek?
¿ Cuántos más tendrán que morir antes de que te des cuenta de que queremos lo mismo?
Fondünün dışında bu insanlara ne servis etmeyi düşünüyorsun?
A parte de fondue, ¿ qué piensas servirles a esta gente?
Restorandan ne attıklarına göre değişir.
Depende de lo que vayan a tirar en el restaurante.
Şu şeyin ortasında ne var?
¿ Qué es eso de ahí en medio?
Onu ne zaman bir aktrisle yakalasam alkolik olur.
Siempre se vuelve alcohólico cuando le pillo encima de alguna actriz.
Bahanem yok, savunmam yok, sadece yanlış ve Mitch, ikiniz arasından daha önceden ne olduysa sanırım sana da bir şey borçluyum.
No hay excusa, no me defiendo, está mal, y Mitch, aunque haya pasado antes de que estuvierais juntos Supongo que te debo algo también.
Birçok insan incittim, her ne kadar en iyi arkadaşımın kız arkadaşına asılsam da ya da onun kızına ya da çamaşır sepetine işesem de bu hafta sonunu sevdim.
He hecho daño a mucha gente a la que quiero este fin de semana, he intentado ligar con la chica de mi mejor amigo... o con su hija... he orinado en su cesto de ropa sucia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]