Dört üç traducir español
5,322 traducción paralela
Sekiz, yedi, altı, beş, dört üç, iki, bir.
Ocho, siete, seis, cinco, cuatro, tres, dos- -
Eli, bugün üç gol attın. Ki hiç fena değil. Fakat Peyton dört tane attı.
Eli, hiciste 3 touchdowns hoy lo que no está mal, excepto que Peyton hizo 4.
Altı, beş, dört, üç, iki, bir!
¡ Seis, cinco, cuatro, tres, dos, uno!
Fasiit'den oluşan gelişmiş hasar normalde en az üç veya dört gün sürer.
Daño que en la fascitis avanzada normalmente llevaría al menos tres o cuatro días.
- Son üç ayda dört yıllıkların yaptığı telefon görüşmelerini istiyorum.
Todos los números de teléfono discados por los asociados de cuarto año - de los últimos tres meses. - ¿ Por qué?
Bir, iki, üç, dört!
¡ Uno, dos, tres, cuatro!
Tek gereken üç veya dört tane doğru yerleştirilmiş RDX patlayıcı.
Todo lo que necesitamos son tres o cuatro cargas RDX bien situadas.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz...
Uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis, siete, ocho...
Bir, iki, üç, dört.
Uno, dos, tres, cuatro,
Beş, dört, üç, iki...
Cinco, cuatro, tres, dos...
- En fazla üç ya da dört gün.
- Tres, cuatro días a lo sumo.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz dokuz, on, on bir, on iki...
Uno, dos... tres, cuatro, cinco, seis, siete, ocho, nueve, diez...
Doğruca X-ray odasına, son, ki, üç, dört!
Llevadlo a de rayos X en un cinco, seis, siete, ocho.
Dört adam üç oy verecek.
Y los cuatro hombres emitieron sus tres votos.
Bir, iki, üç, dört, beş.
Uno, dos, tres, cuatro, cinco.
Son üç dört seansına gelmedi.
No ha aparecido para sus últimas tres o cuatro sesiones.
- Bir, iki, üç, dört, beşimiz, birlikte, yumruk olacağız. - Şu an bir hata yapıyorsun.
- Uno, dos, tres, cuatro y cinco, todos juntos hacemos un puño.
Dört, üç... Velet, ne işin senin var burada?
¿ Niño, qué estás haciendo aquí arriba?
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi sekiz, dokuz, on... Hava boşluğu.
Uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis, siete, ocho, nueve, diez
Bir gol, üç asist sadece biri sana ait olan dört kırık diş.
Un gol, tres asistencias, cuatro dientes rotos y solo uno de ellos era tuyo.
Bir, iki, üç, dört kurşun deliği var.
Uno, dos, tres, cuatro agujeros de bala.
Bir, iki, üç, dört, beş altı, yedi, sekiz.
¡ Lo juro! Uno, dos, tres, cuatro, cinco... seis, siete, ocho.
Bir, iki, üç, dört, beş altı, yedi, sekiz. Savunma saldırıdan gelir.
Uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis, siete, ocho.
Yüzündeki tüyleri ne zamandır kesmiyorsun, üç dört gün oldu mu?
¿ Cuánto llevas sin afeitarte... tres, cuatro días?
Dört yaşın altında üç çocuğum var.
Tengo tres hijos de menos de cuatro años.
Sonra da gider, Michael'ın suratını üç dört yüz kere bıçaklarız.
Luego apuñalamos la cara de Michael 3 o 4 docenas de veces.
İki, üç, dört!
¡ Dos, tres, cuatro!
- Altı, beş, dört, üç, iki...
Cinco, cuatro, tres, dos...
Önündeki beş yılda üç çocuğu daha olmuştu, ve ben dahil dört çocuk da o sepetle eve dönmüştük.
en el curso de los siguientes 5 años ella tuvo 3 niños más... y los 4 anduvimos en ese sidecar.
İlk iki harfi bir erkeği, ilk üç harfi bir kadını ilk dört harfi büyük bir adamı, tüm kelime ise büyük bir kadını tanımlıyor.
Las dos primeras letras apuntan a un hombre, las tres primeras a una mujer, las cuatro primeras a un gran hombre, y la palabra completa se refiere a una gran mujer.
Dört, üç, iki...
En cuatro, tres, dos...
Son beş, dört, üç...
En cinco, cuatro, tres...
Bir kalp üç kez veya dört kez kırıldığında eskisi gibi ses çıkarmaz.
Cuando un corazón se rompe, ya no tiene sonido.
Yedi, sekiz, dokuz on, on bir on iki on üç, on dört...
Siete, ocho, nueve, diez, once... doce... trece, catorce...
Beş, dört, üç, iki, bir.
En cinco, cuatro, tres, dos, uno.
Evet, film. Bir, iki, üç, dört, beş kelime.
Dos, tres, cuatro, cinco palabras.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz.
- Escuchad, escuchad... - Uno, dos, tres, cuatro, cinco, seis, siete, ocho.
Camelot'un tekrar canlandırmasını üç kere izledim... Eğer arkadaşım Kurt'un kopyasını da sayarsanız dört kere, yani...
Vi la reposición de Camelot tres veces... cuatro, si incluyes la copia que tiene mi amigo Kurt, entonces...
Bir, iki, üç, dört!
¡ Un, dos, tres, cuatro!
Temas için on, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki- -
Contacto en diez, nueve, ocho, siete, seis, cinco, cuatro, tres, dos...
Beş, dört, üç...
- Cinco, cuatro, tres...
Canlı yayına beş, dört, üç...
- Cuatro, Tres.
Canlı yayına, beş, dört, üç...
Estamos en vivo en 5, 4, 3...
Düşman bize yanaşmaya başlamadan önce üç dört birliği daha halletmeliyiz.
Deberíamos poder eliminar tres o cuatro escuadrones más antes de que el enemigo intente venir por nosotros.
Her dört saniyede bir üzerine üç adet uyduya bağlanan gümüş bir iyon parçacığı yerleştiriverdim.
Puse una hilo de plata en él que dirige a un bloque satélite 3 cada cuatro segundos.
Bir, iki, üç, dört başparmağını ört.
1, 2, 3, 4, declaro una guerra de pulgares.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı yedi, sekiz...
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8...
Dört yıldır burada, üç yıldır bir meyve dükkanı işletiyor.
LLeva aquí cuatro años, tiene la frutería desde hace tres.
Bir ağaç, iki ağaç, üç ağaç, dört ağaç, beş ağaç,.. ... dokuz ağaç... ... on bir ağaç.
1 árbol, 2 árboles, 3 árboles, 4 árboles, 5 árboles 9 árboles... 11 árboles.
Bir ağaç, iki ağaç, üç ağaç, dört ağaç,.. ... yedi ağaç...
1 árbol, 2 árboles, 3 árboles, 4 árboles,... 7 árboles...
Bir, iki, üç, dört, beş, altı...
Uno, dos, tres, cuatro, cinco...
üç gün sonra 30
ücretsiz 39
üçte 35
uçakla 22
uçuyorum 78
uçuyoruz 25
üç ay sonra 19
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
ücretsiz 39
üçte 35
uçakla 22
uçuyorum 78
uçuyoruz 25
üç ay sonra 19
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
uçuyor 28
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58