English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ D ] / Düşündüğüm gibi

Düşündüğüm gibi traducir español

1,148 traducción paralela
O sabah, önceden düşündüğüm gibi... sonunda hayatımın kadınını buldum.
Esa mañana, como premonicé, por fin encontré una mujer de mi vida,
Gerçekten düşündüğüm gibi biri mi?
¿ Ella es todo lo que creo que es?
Tam düşündüğüm gibi!
Yo tenia razón.
Tam da düşündüğüm gibi hanımlar. Sizin gücünüz gerçek değil! Kabul edin!
Justo como lo pensaba, Señoras ustedes no tienen un verdadero poder.
Bunu söylemek istemezdim ama hiç de düşündüğüm gibi değil.
No quería decirlo, pero esto no se parece en nada a como me lo imaginé.
Tam da düşündüğüm gibi.
Justo como lo pense.
Clark, tıpkı düşündüğüm gibi.
Clark, es justo como me imaginé.
Sen, düşündüğüm gibi iyi bir avcısın ve sen bir vampir avcısı olmalısın!
¡ Espera! eres un cazador especial... un cazador de vampiros.
Tam düşündüğüm gibi.
Es justo lo que pensé.
O halde düşündüğüm gibi.
Entonces es como pensaba.
Tıpkı düşündüğüm gibi, içeriden sürgülenmiş olmalı.
Como lo pensé, está cerrada desde adentro.
Tam düşündüğüm gibi.
Eso es lo que creen.
Tam düşündüğüm gibi.
Eso es lo que pensé.
Sen benim düşündüğüm gibi biri değilsin.
No eres la persona que pensaba, Nena.
Benim düşündüğüm gibi bir savaştı, olması gerektiği gibi.
Lo que yo pensaba, lo que suponía que una guerra debe ser.
Pek de olmasını düşündüğüm gibi değil.
No es como lo imaginaba. Es distinto.
Üzgünüm efendim, düşündüğüm gibi anlatmayı pek başaramadım.
Disculpe. No ha sonado como quería.
Tam düşündüğüm gibi.
. Como lo pensé.
Bunun anlamı benim düşündüğüm gibi mi?
¿ Quiere decir lo que yo creo?
Aynen düşündüğüm gibi.
Tal cual como lo pensé.
Tam sizin yeriniz. - Tam düşündüğüm gibi.
- Está hecho para usted.
Evet, Vincent..... tıpkı düşündüğüm gibi biri olmuşsun.
Bien, Vincent. Saliste justo como me imaginé.
Harika, tam düşündüğüm gibi.
Estupendo.
Tam düşündüğüm gibi, o sıradan bir çocuk değil.
- Como lo pensé, este niño no es normal.
Güzel. Tam düşündüğüm gibi.
Bon, justo lo que suponía.
Hım, düşündüğüm gibi... yine aynı muhabere sorunları.
Lo que pensaba, el eterno problema de comunicaciones.
Düşündüğüm gibi.
¡ Lo que yo pensaba!
- Tam düşündüğüm gibi.
- Eso dije.
Louie'nin yapacağını düşündüğüm gibi Miranda ve Corinne'i korumaya çabaladım.
He intentado cuidar de Miranda y Corinne como creo que lo habría hecho Louie.
Tıpkı düşündüğüm gibi.
Justo como me lo imaginé.
Tam düşündüğüm gibi.
Lo sabía.
Bir, menajer olarak başarılı olayım ve ikincisi, Tommy düşündüğüm gibi başarılı olsun ve yaralanmasın.
Una, que no la joda como manager. Y otra, que Tommy lo haga tan bien como creo que puede : genial. Y que no le hagan daño.
Tam düşündüğüm gibi.
Tal como pensaba.
Siyah nokta, düşündüğüm gibi.
"Depuesto".
Düşündüğüm gibi masumlarsa hiçbir şey bilmemeleri daha iyi.
Si esos jóvenes son tan inocentes como sospecho es mejor que no sepan nada de todo esto.
Ama hiç de düşündüğüm gibi olmadı.
Pero no fue tan malo como esperaba.
Tam düşündüğüm gibi.
Eso fue lo que pensé.
Bu iş hiç de düşündüğüm gibi gitmiyor.
Esto no está funcionando como pensé que sería.
- Düşündüğüm gibi.
- Sí lo es.
Tıpkı düşündüğüm gibi.
Tal como me imaginaba.
Tam düşündüğüm gibi, sağdan ikinci yay.
Ya me lo pensaba. Es el segundo muelle de la derecha.
Düşündüğüm gibi.
Eso pensaba.
Tam da düşündüğüm gibi çöle iniyor olurduk.
Bueno, quiere decir que vamos a aterrizar justo en el desierto.
Tıpkı düşündüğüm gibi...
Ya me lo imaginaba.
Tıpkı herhangi bir canlının iyiliğini düşündüğüm gibi.
La clase de inquietud genérica e impersonal por un ser vivo.
Neden ki? - Tam da düşündüğüm gibi, Mösyö.
- Es lo que yo pensaba, Monsieur.
Tam düşündüğüm gibi.
Tal como pensé.
Tam düşündüğüm gibi.
Eso espero.
Benim gibi birisi başarılı olabilir, tek düşündüğüm bu.
Voy a llegar muy lejos y sé cómo hacerlo.
Bu senin seçimin. Ama, profesör olmayan ve yaşamak için para kazanması gereken pek çok avukat gibi düşündüğüm için değil.
El motivo por el que acepto los casos, a diferencia de los abogados que no son catedráticos y tienen que ganarse la vida, es porque me cabrean.
İyiye gittiğini düşündüğüm her seferde tekrar kanamaya başladı hem de kesilmiş domuz gibi.
Empezaba a sangar otra vez como un cerdo

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]