Enerji ver traducir español
101 traducción paralela
Enerji ver.
Transporte.
Fazer kontrol odası enerji ver.
Sala de control de fáser energizar. ¿ Recibido?
Enerji ver.
Energía.
- Derhal enerji ver.
- Reamplifíquelo enseguida.
- Enerji ver.
- Transporte.
- Şimdi. - Enerji ver.
- Transporte.
Scotty, enerji ver bana.
Scotty, deme esa potencia.
Scotty, enerji ver.
Scotty, transporte.
- Enerji ver, Scotty.
- Transporte, Scotty.
- Scotty, nakil aracına enerji ver.
- Scotty, transporte.
Enerji ver bana.
Cárgame.
Şimdi de lütfet Yarabbi, bize bu saldırıları defedecek güç ve enerji ver. Bilinçli sabır ve sebat ihsan eyle!
ahora, regálanos la capacidad y el poder para repeler a estos asaltos, y confiérenos la consciente paciencia y perseverancia, mi Alá.
Biraz enerji ver Sara.
Ponga energía, Sara.
Bana göre, enerji veriyor.
Me ayuda a no ver el borde.
Boşa enerji harcanmasından nefret ederim.
Odio ver energías desperdiciadas.
Bu enerji dalgası her ne ise, bu gemi ile ilgisi yok.
Sea cual fuere esa sobrecarga, no tenía nada que ver con esta nave.
Telekinezi deneyleri sırasında... Raymar zihinsel gücünün doruk noktasına çıktığı anlar vardı... Enerji boşalım akımı çok güçlüydü.
durante los experimentos había momentos en que la fuerza mental de Raymar era tan grande, que se podía ver una descarga de energía una vez mientras intentábamos fotografiar un destello de energía, se reflejó en un espejo y rompió algunos equipos del laboratorio
Belki de şu enerji korunumu hevesi sona ermiştir.
A ver si lo de ahorrar energía pasa de moda.
Sadece şu madde-enerji naklini görmek için.
Aunque solo sea para ver ese transporte de materia y energía.
Gerekli bütün sinirsel enerji depolama kalıpları beynin farklı bölgesinde.
Todas tienen que ver con el almacenamiento de energía neuronal en diferentes áreas del cerebro.
Madde ile enerji arasında, herhangi bir farkın olmadığı yeri görebiliyorum.
Es como si pudiera ver dentro de un lugar donde la distinción entre materia y energía y pensamiento ya no existe.
Enerji işaretlerinin aynı olup olmadığını görebilmeliyiz.
Deberíamos ver si las marcas de energía son iguales o no.
Bir kereliğine seninde enerjini görmek isterim. - Belki beni öldürecek kadar enerji!
Me gustaría ver tu energía por una vez ¡ la suficiente como para quizá matarme!
aerodinamiğin ne kadar önemli olduğunu ve ne kadar enerji tasarruf sağladığını görmek için balık yakalamaya giden şu balıkkartalını izleyin hele.
Para ver que tan importante es ser aerodinámico, Y cuánto energía puede ahorrar, Solo observemos este osprey cuando va ha pescar.
Gücümü çağırmak için çalışıyordum, ve eğer psişik enerji yeterince yoğunsa, Gelecek bir olayı görebileceğim.
He estado practicando mis poderes y si esto tiene suficiente energía psíquica podría ver un suceso del futuro.
Sadece şu bahsettikleri bozuk enerji kablolarına bakıyordum.
Sólo quería ver esos conductos de poder rotos que ella mencionó.
Ona enerji bataryalarını ve kaçış gemisini ver o da seni burada ölüme terk etsin.
Dale las células y la nave... y os dejará morir a todos ahí fuera.
Daha fazla enerji istiyorum, Sam!
Quiero ver energía, Sam.
- Evet. - Bu enerji alanına tanık olursanız bilimden çok inançla ilgili gerçeklerin size ulaştığını görürsünüz.
Al mirar ese campo magnético, las verdades que se ven tienen poco que ver con la ciencia y mucho que ver con la fe.
Bu çizgiler enerji alanının kapsadığı yeri gösteriyor olabilir.
Este contorno podría tener algo que ver con el "campo de energía".
Bakın... bütün bu enerji sadece Pasifik bölgesinde kalamaz.
¿ Pueden ver cómo... Ia liberación de toda esa energía... ¿ Podemos ver la imagen del Pacífico?
Ticari bir mülk mü yoksa bir enerji kaynağı mı olup olmadığını bulmak için.
Para ver si era o no comercialmente viable o una posible fuente de energía.
Bu enerji partiküllerine maruz kalan kişiler üzerindeki etki olarak, bu paralel boyutu görmeyi sağlıyor.
Creemos que las partículas de energía crean un efecto de fusión dando, a cualquiera que haya estado expuesto, la habilidad de ver en esa dimensión.
Ne zaman ki Hindistan'ın, İngiltere'nin gücü ve büyüklüğü olduğunu anlar ve görürseniz, ancak ondan sonra bir insanın harcayacağı enerji ve çabanın, Hindistan'ı bize bağlayan ipleri sıkı tutmak amacından daha asil bir sebep için..
Únicamente cuando se llega a ver y comprender lo que es la India, que ella es la fuerza y la grandeza de Inglaterra, únicamente entonces sientes que todo nervio que un hombre pueda tensar, toda la energía que puede aplicar no ha de dedicarse más que a un noble propósito,
Gemi, travmatik enerji fenomenine yakalanmış olabilir. Parçaları her birimizin zihnine dağılmış olmayan şeyler görmemize ve inanmamıza yol açıyordur. Etkileri ölümcül olur.
Bueno, tal vez la nave se ve atrapada en un fenómeno de energía traumática, las cuales entran en cada una de nuestras mentes, haciéndonos ver y creer lo que es mortal y al revés.
L Paige aslında her şeyden önce bir enerji topu yazan çarptı görmek istiyorum.
Quiero ver si Paige realmente sufrió un impacto de bola de energía.
İyon itme gücünün yakıtı olarak sıvı azot kullanıyorlar. - Onların nasıl enerji ürettiğini...
Usan nitrógeno líquido para alimentar el sistema de propulsión de iones no puedo esperar para ver cómo generan- -
Enerji ve masajın karışımıyla Annie'nin sinirlerine ulaşıp onu kıpırdatabiliriz.
Después de haber revisado centenares de páginas preliminares... vamos a pasar ahora a un permanente... abanico de estímulos, y masivas sensaciones... para ver si obtenemos alguna reacción del cuerpo.
Harika olur. Ken Lay in enerji bakanı olduğunu görmek için sabırsızlanıyorum.
Me encantaría ver a Ken Lay como Secretario de Energía.
Elektrik firmanız yeşil enerji tüketimi sağlıyor mu sorun.
Llama a tu compañía de luz a ver si ofrece energía verde.
Kömür, ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamak için büyük oranda çıkarılıyor.
Obviamente, se puede ver mucho carbón aquí y aquí también.
Karanlık Enerji, karanlıktır. Yani göremezsiniz.
La energía oscura es oscura así que no la puedes ver.
Bu odanın içinde, sandalyenin altında bir miktar Karanlık Enerji olabilir. Karanlık Enerjinin artan etkilerini niteliklerine ancak büyük kozmolojik ölçeklerde milyarlarca ışık yılı öteden baktığınızda görmeye başlıyorsunuz.
Podría haber energía oscura en esta sala, bajo la silla pero solo cuando ves sus propiedades en zonas cósmicas enormes de miles de millones de años luz de envergadura, se empieza a ver el efecto acumulativo de la energía oscura.
Gelecek nesillerin toplanmaya başladıklarını ve konsantre olarak her canlı sistemi çöküşteyken enerji, yiyecek, su, finans ve diğer şeylerin nasıl tersine çevrildiğini hayal ettiklerini görüyorsun.
y ustedes están comenzando a ver como juntos jalan cierran los circulos y tapan los escapes de energia y agua, de comida y dinero y cosas así para reimaginar lo que significa ser cuando cada sistema vivo esta declinando y aprender como revertir esto.
Neden göremiyorum, enerji mi kesildi yoksa?
¿ Por qué no puedo ver? ¿ La electricidad se fue?
Soldaki fotoğraf, radyoaktivite yoğunluğunu gösteriyor, üstünde, Marie Curie'nin parmak izini görebilirsiniz, ama asıl inanılmaz olan katıksız güç, bu kağıt parçasına radyoaktivitenin verdiği enerji
La fotografía de la izquierda muestra la concentración de radioactividad, y aún puedes ver las huellas de Marie Curie en ella pero lo que es realmente increíble es el poder total, la energía emanada por la radiactividad, que permite que este trozo de papel
Sizi uydudan takip edeceğiz. Enerji santraline yaklaşınca bana haber ver.
Repórtense cuando se estén acercando a la central eléctrica.
... onunla öğrencilere güç ve enerji ver.
Anima, alienta a nuestros alumnos.
Yani topraklar, tortular, atıksular, mutfak atıklarınız veya sanayiden inanılmaz miktarlardaki organikçe zengin atıkları bir yere atıp boşvermek yerine, ondan enerji elde edebileceğimizi yeni yeni fark ediyoruz.
Las cosas que tiran restos de comida o la enorme cantidad de residuos orgánicos de la industria, tiramos y ignoramos todo. Ahora empezamos a ver podemos tomar el poder allí.
Tasarımı, birkaç farklı enerji kaynağına yer verecek şekilde değiştirdim.
Como puedes ver, he modificado el diseño para acomodar diferentes fuentes de energía.
Bu geçidin enerji ihtiyacını karşılamak için bu gezegene sabitlenmesiyle alakalı.
Tiene algo que ver con cómo está conectado el planeta a la energía.
enerji verin 34
vera 163
veronica 131
versailles 42
verona 27
verna 25
vermont 94
vernon 81
verdi 50
verin 65
vera 163
veronica 131
versailles 42
verona 27
verna 25
vermont 94
vernon 81
verdi 50
verin 65
veri 27
vern 90
veronika 32
verdim 70
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
versene 43
vern 90
veronika 32
verdim 70
vereceğim 68
verildi 28
vereceksin 16
vermeyeceğim 54
veririm 64
versene 43
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
verdin mi 17
vermem 64
vermedim 31
verdiler 18
veriyorum 68
vermiyorum 24
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
verdin mi 17
vermem 64
vermedim 31
verdiler 18
veriyorum 68
vermiyorum 24