Evet ya traducir español
26,560 traducción paralela
Evet ya da hayır demedin.
Mire, usted no ha dicho sí o no.
Evet ya da hayır demediyse- -
Se va en un cajón. Y si ella no decir sí o no...
Preminger Bursu. Evet ya da hayır, kal ya da git.
La beca Preminger... sí o no, quedarme o irme.
- Lütfen evet ya da hayır olarak cevaplayın.
- Por favor responda sí o no.
Evet, göstereyim.
Sí, ya te muestro.
- Evet, biliyoruz.
- Sí, ya lo sabemos.
Evet, biliyordum.
Bueno, ya lo sabía.
Evet. Ya da Idaho'dan hiç çıkamam.
Sí, o quizás nunca salga de Idaho para nada.
Evet. Ama görüyorsun ki sorun da bu.
Sí, pero ya ves, ahí está el problema.
- Evet.
¿ Ya estás dentro?
Yani bir çeşit virüs ya da yazılım kullanacağız. Evet.
Así que lo detenemos con algún tipo de virus o malware.
Evet duydun.
Sí, ya me oíste.
Evet öyle.
Ya lo creo.
Evet, hallediyorum, depozitoyu şimdi gönderiyorum.
Estoy en ello. Quiero abonar ya la señal.
Evet, zaten başladı ama soru şu, onarım tamamlanmadan önce onu tekrardan aktif edebilir miyim?
Ya lo hizo. La pregunta es si puedo reactivarla antes de que terminen sus reparaciones.
Evet, o kadarını zaten anladım.
Sí, eso ya lo sabía.
Evet, hep bir sorusu vardır zaten.
Ya. Él siempre tiene preguntas.
Evet, çocuklar bilinçsiz bir şekilde anne babalarının yaşadığı pek çok şeyden kendini sorumlu tutabiliyor, değil mi?
Ya. Los niños pueden asumir montones de responsabilidad inconscientemente por lo que les sucedió a sus padres, ¿ verdad?
Evet, annem işleri aceleye getirmeyi pek sevmiyor.
- Ya, sí, supongo que se podría decir que mamá no es precisamente de las que se precipita.
Zaten olayı çözdüğünüze göre, evet aynen böyle oldu.
Muy bien, como ya saben, sí, así fue exactamente, exactamente lo que pasó, pero yo no quería golpearla tan fuerte.
Ya da eski bir asker, evet ama kim olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok.
O estaba. Sí, pero no tenemos idea de quién es.
Evet ama yapılacak masrafa gerekçe göstermek için yeni bir ipucu ya da şüpheli bulmak zorundayız.
Bueno, que hacemos, sino que justifica el gasto, tendríamos que tener una pista fresca o un nuevo sospechoso.
Bana bak, artık içmiyorum evet ama hâlâ bir alkoliğim.
Ya no bebo, vale, pero sigo siendo alcohólico.
Evet ama ya annem bir sabah uyanır ve bu küçük kızla çekip gitmek istediğine karar verirse? O zaman Jim ve Linda, peşlerinden gitmek için gereken velayet haklarına da sahip olmayacak.
Sí, excepto que ¿ Sí mi mamá se despierta una mañana y decide que quiere irse con la pequeña y entonces, Jim y Linda no tienen la patria protestad que necesitan para ir tras ellas?
Evet ama bu sizin önünüzde konuşamayacağımız ya da sizin soru soramayacağınız anlamına gelmez.
Sí, pero eso no significa que no podemos hablar de esto delante de usted o preguntar si lo desea.
Evet ama ya ölürse ve onu bir daha hiç göremezsem?
Sí, pero ¿ Si él muere y nunca vuelvo a verlo de nuevo?
Evet ama ya unutmazsa?
Sí, pero ¿ y si no lo hace?
Tabii evet. Hepimizi onu duyduk.
Oh, bien, sí. nosotros ya todo lo que oyó.
Evet ama ya onu zamanında bulamazlarsa?
¿ Y si no lo encuentran a tiempo?
- Kurbanı mı? - Evet.
Ya sabes, una foto en la que sí estoy.
Evet. Yola çıkıyoruz.
Sí, ya vamos a salir.
Evet, orada. Evet, aslında ben diğer yeri demiştim, - şehrin yukarısında...
Sí, tienes razón, pensé en el otro, ya sabes más al norte, ya sabes, que es muy montañoso.
Ve tabii ki tatlı Victoria'yı da tanıyorsun. - Evet. Merhaba Victoria.
- Ya conoces a la bella Victoria.
Evet, bu da bir yol tabii.
Ya, es una forma de hacerlo.
Evet, evet, her şey özel parça.
Ya, ya, todo a medida.
- Evet, sen de maç izlemek istemiyorsun.
Ya, tampoco puedes ver el partido.
Evet, anlıyorum.
Ya, no, lo entiendo.
- Evet, çıplak bir beden.
Ya, un cuerpo desnudo.
Evet, evet.
Ya, ya. Eh.
Evet, o chargerlar'ı bulmak zordur.
Ya, esos Charger son difíciles de encontrar.
Bunu daha önce yapmıştık. Evet!
- Esto... ya había sucedido.
Ya evet derse?
- ¿ Y si dice que sí?
Evet ya, jalapeno biberleri.
Oh, sí, el, uh, el jalapeno.
Evet sayın hakim bildiğiniz üzere davaya biraz geç katıldım.
Sí, señoría. Como ya sabe, entré tarde en este caso.
Evet, geldi işte.
Sí, ya está en casa.
- Evet, şimdi.
- Sí, ya.
Evet. Tina halam hemen olması gerektiğini söylüyor.
La tía Tina dice que nos iremos ya mismo.
- Evet biliyorum.
Ya, lo sé.
- Evet, tedavi merkezindeki... terapistim gibi konuşuyorsun.
Ya, suenas igual que mi terapeuta del centro.
Evet ama artık döndü ve sen hala mesafeli duruyorsun.
Sí, pero ya regresó, y aún te ves distante.
Evet, ama artık lisede olmadığımızı biliyorsun, değil mi?
Sí, pero ya no estamos en la secundaria.