Eğer yapabilirsen traducir español
209 traducción paralela
Eğer yapabilirsen, bundan çok memnun olurum.
Me gustaría que me lo dijera, si puede.
Eğer yapabilirsen, şiltelerim sende kalabilir.
Si puedes, te quedas con los colchones.
Eğer yapabilirsen onları büyüt.
Criadlos si podéis.
- Eğer yapabilirsen onu kullan.
- Utilícelo si es capaz.
Şimdi eğer yapabilirsen, onunkiyle benim sevgimi kıyasla.
Y ahora, si tienes valor, confronta su amor con el mío.
Tokalaş. Eğer yapabilirsen.
Dame la mano, si puedes.
Eğer yapabilirsen... artık saçma sapan davranmamanı tercih ederim.
Si puedes evitarlo... preferiria que ya no actuaras como una loca.
Şimdi, eğer yapabilirsen...
Ahora, si pudieras...
Ben votka almaya gidiyorum. Eğer yapabilirsen, bize de bir gözleme yaparsın. Peynirli...
Voy a comprar algo de vodka y tú, si puedes, prepáranos un pastel de queso.
Belki ateş çıkarabilirsin eğer yapabilirsen.
Tal vez debas encender el maldito fuego si puedes.
Eğer yapabilirsen kaçmalısın, Charlie.
Debes irte si puedes, Charlie.
Anlamasını sağla. Eğer yapabilirsen.
Ház que lo entienda si puedes.
Eğer yapabilirsen, beni tek atışta vur.
Dame en el primer tiro, si puedes.
Joe, eğer yapabilirsen, fotoğraflarda daha fazla gülümsemeye çalış.
Si puedes... Joe... intenta sonreír más en las fotos.
Al sayfaları, eğer yapabilirsen.
Tómalas, si eres capaz!
Sayfaları al, eğer yapabilirsen.
Tome las páginas, si es capaz!
Kendin git ve bul onu eğer yapabilirsen
Pues vete y búscala tu solo, si puedes.
Eğer yapabilirsen.
Si puedes.
Eğer yapabilirsen onlardan birkaç şey söylemelerini isteyeceğim.
Voy a intentar entrevistarlos si puedo.
Eğer yapabilirsen, fotonik enerjinin, Holografik güverteye nasıl zarar verdiği hakkında, daha fazla bilgi edinebilirsin Üzerindeyim.
Podría obtener información de cómo la energía fotónica dañó los sistemas.
Devam et eğer yapabilirsen.
Sigue si puedes.
Eğer yapabilirsen piloroplastinin perdelerini kapat.
Si puedes quita los drenajes de la piloroplastia.
Doğru... ama onu geri kazanmada özgürsün... eğer yapabilirsen.
Cierto. Pero eres libre de recuperarla. Si puedes.
Bak, eğer bana güvenirsen, eğer yapabilirsen senin ve Elliot'un tekrar bir araya gelmesini sağlayabiliriz.
Escucha, si puedes, si confías en mí podremos conseguir que Elliot y tú volváis a estar juntos.
Eğer yapabilirsen senden yutkunmanı isteyeceğim.
Ahora te voy a pedir que tragues si puedes.
- Eğer yapabilirsen.
- Si puede.
Eğer yapabilirsen ona yardım et.
Si puedes, ayúdala.
Eğer yapabilirsen, çocuğun enerji seviyesini en alt düzeye düşürmelisin.
Si se puede, debes reducir la señal de energía de la cría al mínimo.
Çok sağlıklı değiller, bu yüzden eğer yapabilirsen görmezden gel.
Están mal de salud. Trata de ignorarlo... si puedes.
- Eğer yapabilirsen beni affet.
- Olvídate de mí, si puedes.
Yakala bizi, eğer yapabilirsen!
¡ Cógenos si puedes!
Yapabilirsen eğer, onu buraya getir.
- Tráelo de vuelta aqui, si puedes.
- Eğer yapabilirsen...
- ¡ Ah!
Eğer bunu yapabilirsen yaşayan en büyük hocasın derim.
Diré que es el mejor profesor vivo si lo consigue.
Biliyorsun Hyakutaro..... öyle sana vaaz verebilecek bir konumda değilim..... fakat yalan söylemeyi ve insanları kandırmayı bir alışkanlık hâline getirdiysen..... eğer gerçekten yapabilirsen bütün bunlardan bir an önce vazgeçmelisin.
¿ Sabes, Hyakutaro? ... No estoy en situación de dar sermones pero si has hecho un hábito de mentir y aprovecharte de la gente deberías intentar dejarlo.
Eğer yapabilirsen çırılçıplak yüzmek olağanüstü birşey.
El cuerpo es hermoso.
Eğer sen yapabilirsen, ben de yaparım.
Bueno, si tu puedes hacerlo, yo puedo.
Eğer teslimatı yapabilirsen.
Eso si los entregas.
OK, şimdi, David, eğer yapabilirsen,
Está bien David.
Yapabilirsen eğer, örneğin... yeni sahipler ile yerel taşeronlar arasında... danışman olarak tutabilirsen onu.
Podría, digamos, seguir empleado como enlace de consulta entre los nuevos propietarios y las menores compañías locales.
- Eğer yapabilirsen.
- Si puedes.
Yapabilirsen eğer, yardımına ihtiyacım var.
Pero, si puedes, necesito tu ayuda.
Eğer babacığın için Bleen yapabilirsen, sana oyunculuk kariyeri satın alacağım.
Si puedes hacerle Bleen a papá, te compraré una carrera como actriz.
Ama olay şu ki eğer birşeyler yapabilirsen kahraman olursun. Yapamazsan koca bir hiç.
Si la ayuda sirve de algo, eres un héroe, pero si no... sólo eres un entrometido.
Eğer iyi yapabilirsen, general olabilirsin.
Si lo haces bien, podrás ser un general.
Aslında, daha önce avukatım olduğuna göre, eğer bu işi sen yapabilirsen, kendimi daha rahat hissedeceğim.
Ya que fuiste mi abogada antes creo que me sentiría más a gusto si, si esto es, si tú crees poder hacerlo.
Eğer bunu yapabilirsen belki sana teşkilatta bir yer buluruz.
Si haces eso, te encontraremos un puesto con nosotros.
Eğer sen de yapabilirsen bu harika olur.
Sería estupendo si pudieras hacerlo.
- Eğer bunu Max'e yapabilirsen, Belki bize nerede olduğunu söyleyebilir.
Si puedes hacerlo con Max, quizá te diga dónde está.
Eğer bunu yapabilirsen her şeyi yapabilirsin.
Porque si puedes hacer eso, podrás hacer cualquier cosa.
Eğer salsa yapabilirsen, tvist daha kolay olur.
Si sabes bailar salsa, es twist será fácil.
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer beni seviyorsan 30
eğer öyleyse 172
eğer sen 63
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55