English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Eğer ben

Eğer ben traducir español

12,858 traducción paralela
Eğer ben babamla zaman geçirebilseydim zamanımı kız hakkında konuşarak harcamazdım.
Si pudiese pasar tiempo con mi padre. No lo perdería hablado sobre una guarra.
Eğer ben çocuksam, sen de çocuk tacizcisisin.
Si yo soy un crío, tú eres un maltratador infantil.
- Eğer ben mağdursam bu hesaba göre İsa da mağdurdu.
Bueno, si fuera un mártir, entonces supongo que también vas a tener que llamar a Cristo un mártir.
Eğer ben gittiğimde ona bir şey olursa bununla nasıl yaşarım bilmiyorum.
No sé si podía soportar que le pasase algo mientras yo no estoy.
Kırılmaz bir şey. Ama eğer ben kaybolursam, siz de evimizi tek başına tutamazsınız.
Es irrompible, pero si desaparezco, entonces... no puedes mantener nuestra casa sola.
Evet, ama eğer ben Maura'da kalırsam, sen nereye gideceksin?
Sí, pero si me quedo en casa de Maura, ¿ a dónde vas a ir tú?
Eğer öyle biri yoksa, onu ben yaratırım.
Si él no existe, lo crearé.
Eğer öyle biri yoksa, onu ben yaratırım!
¡ Si él no existe, lo crearé!
Eğer ona mesaj atarsam, ben...
Entonces si le escribo, yo...
Onu götürdüyseniz eğer, yalvarırım bana yerini söyleyin ve ben de onu alıp getireyim.
Si te lo llevaste, por favor, dime a dónde... e iré por él.
Eğer o siyah adam bile kapabiliyorsa, ben de kapabilirdim.
Sí ese pequeño "nugget" ceniciento pudo conseguirlo, también yo puedo.
Ama şöyle deyim : Eğer sen dürüst olursan ben de olurum.
Te digo que si lo haces, lo haré.
Ve ben de, eğer istiyorsan gidip o kuştan çalmak zorundasın dedim.
Y dije, si lo quieres, vas a tener que ir y robárselo a ese pájaro.
Eğer bir hata yaparsanız, - Sonra herkes görüyor'Ah, ben bir mistakel yapılan': - ve bunu.
Si cometes un error... y dices :'¡ Oh, me equivoqué!
Eğer Anna'nın bir silahı olsaydı ya da bir huyu. Bunu bilen kişi ben olmazdım.
Si Anna tenía un arma... o carácter, yo no lo supe.
Ben duş alacağım eğer havan yerindeyse sana salatalı tavuk hazırladı.
Voy a darme un baño, pero él hizo un poco de ensalada de repollo de col con mango... por si tienes hambre.
Eğer şehre gitmeyeceksen ben yaparım.
Si tú no vas al pueblo, iré yo.
- Eğer sen söylemezsen ben söylerim.
- Si no se lo dices tú, lo haré yo.
Eğer gitmesini istesem, ben yetişkinim ve bunu ona ben söyleyebilirdim. Tıpkı şu anki gibi, mesela.
Y si lo hubiera querido fuera, soy una adulta, y soy más que capaz de decírselo.
Eğer iyi adam olmak buysa, ben bir parçasını bile istemiyorum.
Si eso es ser un buen hombre, no quiero ser parte de eso.
Eğer sen gelmiyorsan ben de biletleri satarım çünkü nakit kullanabilirim.
Bueno, si no vas a venir, voy a vender los tickets porque no me vendría mal el dinero.
Eğer ve pound başlarını dışarı çıkmak için Ben maske ve pelerin sadece bir bahane olduğunu düşünüyorum. Evet.
Sí.
Tatlım, eğer bu işin kokusunu alırsa ben öldüm demektir.
Cariño, si ella se entera de esto, estoy acabada.
Strauss'a bir anlam ifade etmen, bana bir anlam ifade etmez yani açıkça söyleyeyim ki, ben senin arkadaşın değilim ama eğer birkaç işi tamamlamam yardım edersen, yaşamana izin veririm.
No soy tu amigo, pero te permitiré vivir si me ayudas a atar algunos cabos sueltos.
O yüzden, eğer Rosie'ye gidip bundan vazgeçmesini söylersem Harry bir kez daha birini istediği gibi incitebilir ve ben bir kez daha suça iştirak etmiş olurum.
Por eso si fuera e hiciera que Rosie, de algún modo parara esto, Harry, una vez más, podría herir a alguien libremente, y yo, otra vez, podría ser cómplice de ello.
Eğer sen ve ben beraber çalışmasaydık o zaten orada olmayacaktı.
Ni siquiera estaría ahí para ser derribado... si tú y yo no hubiésemos trabajado juntos.
Eğer onlar yanımda olmasaydı,... tıpkı senin durduğun yerde ben de olurdum.
Si no hubieran estado, yo sería como tú. Parado ahí mismo, como tú.
Eğer bu zavallı, yeteneksiz aşağılık herif mutlu olmayı hak ediyorsa,... ben niye etmeyeyim?
Si ese pobre idiota sin talento cree que se merece ser feliz, ¿ por qué yo no?
Eğer kız olursa, ismini sen seçersin ama erkek olursa, ben seçerim.
Bueno... si es niña, tú eliges el nombre. Pero si es niño... yo lo...
Eğer isyancılardan bahsediyorsanız, ben...
Si se refiere a los insurgentes, yo- -
- Ben de. Eğer bu adamlar olmasaydı olmayacaktım.
Bueno, no sería así si no fuera por estos tipos.
Eğer onun yerinde ben olsaydım, aynı şeyi yapacağını umut ediyorum.
Si fuese yo en vez de él, me gustaría que hicierais lo mismo.
Neden Vegas'a burada tüm yol gelirdi, geri ona Hayır, ben birileri olsun istedim eğer düşünüyorsun?
No, pienso que si alguien quería vengarse de él, ¿ por qué venir hasta Las Vegas?
Eğer gerçekten bunu yapmak istiyorsan ben senin sonuna kadar arkanda olurum.
¿ Tú qué crees? Que si es lo que realmente quieres hacer, te apoyaré.
- Ne demek bu? Eğer gey olduğunu itiraf etmek, sihirbazlık gösterisiyse ve gey olmak da, şapkadan çıkan tavşansa ben, o sonu gelmeyen mendillerdenim.
Si salir del armario es un show de magia y ser gay es el conejo que sale,
Ona eğer bana yardım ederseniz, yeni hayatlara başlamanızda yardım edeceğim sözünü verdim... ve ben kendimi sözünün eri biri olarak bilirim.
Le prometí... que os ayudaría a empezar una nueva vida si me ayudabais y... me considero un hombre de palabra.
Ben McGruff diyecektim ya da hamburger yardımcısındaki yardım eli diyecektim ama eğer Shaq ziyaret ediyorsa, olur tabii.
Bueno, iba a decir McGruff o la mano amiga del ayudante de las hamburguesas, pero si Shaq nos visita, claro.
Eğer bizi polise verirsen annen, ben ve Natalie hapse gireriz.
Si nos entregas, tu madre y yo iremos a prisión, Natalie también.
- Ben de. Eğer böyle gidersem bu sana uyar mı yoksa gizlice yanaşıp boğazımı kesmeye çalışır mısın?
Así que, si me voy, ¿ Vas a estar bien, o tratarás de escabullirte y cortarme la garganta?
Eğer öyleyse ben de varım.
Porque si es eso, yo me apunto.
Eğer oğlum Espheni casusuysa, ben de öyleyim.
¡ Si mi hijo es un espía Espheni, yo también lo soy!
- Eğer taşınması zor şeyleri taşımada insanlara yardım etmiyorsanız.... elmasları bu fiyatlara alamazsınız. En azından ben gelecek vadediyordum.
Por lo menos yo subo como espuma.
Eğer sen ve ben dolandırıcı olsaydık, sanırım çok iyi suçlular olurduk.
Sabes... si tú y yo nos rebeláramos, creo que seríamos unos muy buenos criminales.
Eğer iyi giderse, o zaman yakında benim evimden çıkar, ve ben de aile krizinden kaçmış olurum.
Si todo sale bien, se irá de mi apartamento muy pronto y yo habré evitado una crisis familiar.
Eğer sana çok sert geliyorsa... -... yazık sana çünkü ben bunu bu şekilde içeceğim.
Y si es demasiado fuerte para ti... es una pena porque yo voy a beberlo
Bak, eğer... bana zarar vermek isteseydiler ben evde oludğum zaman girerlerdi.
Mira, si... si quisieran hacerme daño, habrían forzado la entrada cuando estaba en casa.
Eğer burada işimiz bittiyse ben Charlie'yi görmeye gideceğim.
Si terminamos aquí, iré a ver a Charlie.
Eğer o mutluluğun bir kısmını yok etmeyi düşünüyorsanız ben de varım.
Si están planeando destruir algo de esa felicidad, quiero unirme.
Eğer ona zarar verirsen ben de zarar görüyorum.
Si le hacen daño a ella, me hacen daño a mí.
Eğer bu iş ciddiye binerse gerçeği söylersin : ben sana bir hesabın nasıl hackleneceğini sordum.
Y si esto se pone más serio... dices la verdad : Yo te pregunté cómo hackear una cuenta.
Ben de daha yeni araba aldım ve eğer satıcıya gidecek olursan...
Acabo de comprarme un auto. Si hablan con el comerciante para...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]