Gelen var traducir español
3,119 traducción paralela
- Malı almaya gelen var mı?
- ¿ Alguien se dirige en esa dirección?
Personel burada olduğumuzu bilmiyor ama tüm müşteriler bizim adamımız. Daha da gelen var, sizin isteğiniz üzerine.
El personal no sabe de nosotros y nuestra gente son los clientes, y vienen más, como pidió.
- Gelen var!
- ¡ Deja eso!
Gelen var!
¡ Voy a pasar!
Oraya çelikhaneden de gelen var mı?
¿ Algunos de los chicos de la acería van allí también?
Gelen var!
Tomé la decisión equivocada. ¡ Llamada entrante!
Aklına gelen birşey var mı?
¿ Algo que te llame la atención?
Amerika'dan gelen misafirim var da.
Tengo unos invitados de Estados Unidos.
Senin aklına gelen bir şey var mı?
¿ Hay algo que se te ocurra?
Sınıfımda yetimhaneden gelen bir çocuk var.
Hay un niño en mi clase que vive en un orfanato.
Dünya'dan gelen mesaj var.
Mensaje llegando de la Tierra.
Afganistan'a neden dönebileceğine dair aklına gelen bir şey var mı?
¿ Se le ocurre algún motivo por el que quisiera volver a Afganistán?
- Kanser oldugunu biliyorum ayrica bu sabah seni soymak için dükkâna gelen adama biraktigin zarftaki 10.000 dolardan da haberim var.
- Sé lo de tu cáncer... y lo de los 10.000 dólares que dejaste en el sobre para el hombre que robó en tu tienda hoy.
Anlamlı gelen var mı Reid?
¿ Alguna vez lo tiene, Reid?
O yüzden lütfen, sana ya da kocana gelen bir telefon ya da şüpheli bir fan mektubu var mıydı hatırlamaya çalış?
Así que por favor piensa en alguna llamada de teléfono que tú o él podríais haber recibido o alguna carta sospechosa de un admirador.
Sanki üzerine doğru gelen bir nehir var gibiydi.
Era como un río precipitándose sobre uno.
Albay, burada Bernard Avery hakkında konuşmak için gelen iki dedektif var.
Entre. Coronel, hay dos detectives que quieren hablar de Bernard Avery.
En son gelen kitapta bir şey var.
El libro más reciente tenía algo.
Size şüpheli gelen bir şey var mıydı?
¿ Hubo algo sospechoso para usted?
Buraya gelen bir psikiyatristimiz var ama bunun bir fark yaratacağını sanmıyorum.
Tenemos un psiquiatra en camino, pero no creo que vaya a haber mucha diferencia
"Illinois'deki okuldan buraya bir yıllığına kadınlar için çalışmaya gelen ve en direk şekilde açıklamak gerekirse eğer ilişkimin olduğu genç bir kız var."
"Hay una joven mujer trabajando aquí, " tomándose un año sabático " de la Escuela Femenina de Illinois,
Gelen aramaların bir düzeni var, sürekli farklı numaralardan.
Hay un patrón de llamadas entrantes siempre desde números distintos.
- Aklına gelen iğrenç kişiler var mı?
¿ Te viene a la mente algún idiota en particular?
Ortaya çıktı ki Rimbor adındaki bir gezegene ışınlanmışsınız. Kayıp 16 saatin tümünü öfkeli bir şekilde etrafınızda ne var ne yok saldırarak ve Dünya'dan gelen Adalet Birliği olduğunuzu söyleyip bütün galaksinin ayağını denk almasını birçok uzaylı dilinde söyleyerek geçirdiniz.
Parece que fuimos teletransportados a un planeta llamado Rimbor donde pasaron dieciséis horas destruyendo y atacando a todo el mundo y todo lo que había a la vista... y anunciando en varios idiomas alienígenas... que ustedes era la Justice League de la Tierra... y que el resto de la galaxia debía tener cuidado.
Dünden beri aklınıza gelen başka sorunuz var mı?
¿ Alguna pregunta más en la que hayas pensado desde ayer?
Geçen gece daha fazlası için geri gelen tek kadının siz olmadığınıza dair delilimiz var.
Tenemos pruebas de que usted no fue la única mujer que volvió a por más anoche.
Üstümüze gelen 20'nin üzerinde savaş gemisi var.
Hay 20 y pico barcos de guerra que se dirigen hacia nosotros.
Seninle gelen güzel bir kız var, adamım.
Menuda periquita traes contigo, tío.
Sana ipucu verebilecek aynı anlama gelen bir söz daha var.
Otro dicho que significa algo que te puede dar una pista.
Buraya doğru gelen büyük bir fırtına var.
Hay una gran tormenta dirigiéndose hacia este lugar.
- Söylediği veya yaptığı, aklına gelen herhangi bir şey var mı? - Hayır.
¿ Hubo algo que él haya dicho o hecho que te haya llamado la atención?
Ben Doktor'um. Dış uzaydan gelen bir uzaylıyım. 1000 yaşındayım. İki kalbim var.
Soy el Doctor, soy un alien del espacio exterior tengo 1000 años, tengo 2 corazones, ¡ y no sé volar una avión!
Aşağıda zamanı gelen bir Spor Ligi yemek resepsiyonu var ancak teşekkürler, Jess.
Debemos bajar ahora para ir a un almuerzo de recepción de una Liga Deportiva pero gracias, Jess.
Şu sıralar komitede. Ancak gelen tepkilere göre diyebilirim ki arkamızda büyük bir destek var.
Bueno, ahora está en el comité, pero los comentarios que recibo sugieren que tenemos mucho apoyo.
Evrenin her yerinden ileri gelen insanların Dünya'nın ölümünü izlemek için toplandığı muhteşem bir sahne var. Hepsi bir araya geliyor, Dünya'nın ölümünü seyretmek için yakınlaşıyorlar.
Hay esta maravillosa escena donde todos esos dignatarios de todo el universo vienen, se reúnen para ver la muerte del planeta Tierra...
Afedersiniz ama bir ipucuyla gelen tek ben varım!
Bueno discúlpame, pero yo soy el único al que se le ocurrió esta idea!
Kansas'tan gelen profesör var.
Trae a ese profesor de Kansas City.
Tımarhane gezegeninden gelen ışın var.
- Teletransporte entrante desde el planeta Manicomio.
Bir sorunumuz var çünkü Arabistan'dan gelen bu grup çok küçük olmasına rağmen dini bakımdan oldukça bilgili olan Hristiyanlar, Yahudiler, Zerdüştler veya gelişmiş dini fikirlerden oluşan çok daha büyük bir topluma hükmediyorlar.
Tenemos un problema, ya que este grupo de personas de Arabia es pequeña. Ellos están gobernando sobre una población mucho mayor, que están muy bien versados? teológicamente, de los cristianos y los Judios y zoroastrianos, ideas religiosas muy sofisticados.
Şey... Gelen başka bir şoför daha var.
Bueno tengo otro conductor que viene.
- Efendim size doğru gelen iki destroyer var.
Señor, tienen 2 destructores al frente.
Pekâlâ, çok meşgulüm ve yarın buraya gelen bir sürü Alman bankacı var.
Vale, estoy asfixiado y hay un avión cargado de banqueros alemanes viniendo a la ciudad mañana.
Devletten gelen bir kaç e-mail var...
Solo por si llegan emails de Estados Unidos o...
Tekrar gelen hasta var.
Tenemos un pasajero habitual.
Buraya doğru gelen bir kötülük var Henry.
Hay oscuridad que proviene de este lugar, Henry.
- Neyimiz var? - Rikers'tan gelen bir mahkûm var.
- ¿ Qué es lo que tenemos?
Sınıfıma geç gelen bir tek cesur köpek yavrusu var Frankie Heck.
Vaya, eres un cachorro muy valiente al venir a mi clase tarde, Frankie Heck.
Okula gelen bir otobüs var.
Hay un camión directo a la escuela.
Dışarıda resepsiyonda sizi görmek için gelen biri var.
Alguien en recepción vino a verlos.
Elimde otelin elektronik sisteminden gelen bir çıktı var.
Reinhardt estuvo en la 108.
Bu salonlara gelen çocukların refahını korumak gibi bir sorumluluğunuz var.
Tienes la responsabilidad de salvaguardar el bienestar de los niños que caminan por estos pasillos.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19