Gidip bir bakacağım traducir español
225 traducción paralela
Anita nasıI gidip bir bakacağım.
Iré a ver cómo está Anita.
- Pekala, gidip bir bakacağım.
- Echaré un vistazo.
Gidip bir bakacağım.
Iré a echar un vistazo.
Gidip bir bakacağım Benimle kim gelir?
Voy a ver. ¿ Quién me acompaña?
Gidip bir bakacağım.
Iré a ver.
Ben gidip bir bakacağım.
Voy a ver qué pasa.
Gidip bir bakacağım.
Ah, sí, voy a ver.
Gidip bir bakacağım.
Tendré que comunicarlo.
Bunkerlere gidip bir bakacağım.
Iré a mi refugio y miraré.
Gidip bir bakacağım.
Voy a ver.
Gidip bir bakacağım, o kadar.
Solo le miraré. Te lo has merecido.
Oraya gidip bir bakacağım.
Iré a echar un vistazo.
Gidip bir bakacağım.
Voy a echar un vistazo.
Eğer rahat bırakırsanız, gidip bir bakacağım.
Si los deja más tranquilos, iré a chequear, ¿ sí?
Sanırım küçük kızımı kimin rahatsız ettiğine gidip bir bakacağım.
Creo que es justo que vaya a ver. Quién esta molestanto a mi pequeñita.
Gidip bir bakacağım.
Quiero ir a buscarlo.
Gidip bir bakacağım.
¡ No hace falta!
Ben gidip bir bakacağım.
Espera aquí voy a checar.
- Ben gidip bir bakacağım.
- Echaré un vistazo.
Gidip bir bakacağım.
Me ocuparé ahora.
gidip bir bakacağım.
Voy a ver.
Ben gidip bir daha bakacağım.
Creo que iré a ver otra vez.
Gece mahkemesine gidip bir şey var mı diye bakacağım.
Voy a ir al juzgado de guardia para ver si puedo encontrar algo allí.
Gidip bir şeye bakacağım.
Iré a echar un vistazo.
Gidip Angie ve çocuklar ne yapıyor, bir bakacağım.
O quizás vaya a ver qué van a hacer Angie y los muchachos.
Gidip domuza bir bakacağım.
Iré a dar una vuelta para ver al cerdo.
Ridley ile çabucak gidip, bir kaç resim çekip ve ne bulacağıma bakacağım.
Iré con Ridley, haremos un par de fotos y a ver qué descubro.
Gidip bir şey yazıyor mu diye bakacağım.
Así que voy a ver si los tiene.
Gidip bununla ne yapabilirim bir bakacağım.
Voy a ver qué puedo hacer con esto.
- Ben gidip şu atlara bir bakacağım.
- Saldré a ver los caballos.
- Pekala, gidip bir bakacağım.
- Echaré una ojeada.
Bir gidip bakacağım.
Voy a echar un vistazo.
Londra'ya gidip, galerilere bir bakacağım.
Iré a Londres, buscaré en las galerías.
Bayan, siz burada kalın ben bir gidip bakacağım
Mire, usted no se mueva de aquí. Iré a echar un vistazo.
Ben gidip Anthony'nin nasıl olduğuna bir bakacağım.
Yo iré a ver cómo está Anthony.
Sadece oraya gidip etrafa bir bakacağım.
Sólo voy a ir a echar un vistazo.
Gökevine gidip bir sürü yıldıza bakacağımızı düşünmüştüm.
Pensé que sólo iríamos al planetario... a ver las estrellas.
Sanırım, gidip Hattie'nin odasına dönüp dönmediğine bir bakacağım.
Voy a ver si Hattie regreso a su habitación.
Gidip ona bir bakacağım.
Papá, quédate a dormir, yo iré a ver a Lyuba.
Sanırım şimdi bodruma gidip hemen ona bir bakacağım.
Voy a bajar al sótano a mirarla.
Sanırım üst katta bir pencereyi açık unuttum. Gidip bakacağım.
Creo que dejé una ventana de arriba abierta, iré a ver.
Gidip senin saatinle nasıl bir araba bulabileceğime bakacağım.
Veré qué clase de auto puedo conseguir a cambio de tu reloj.
Gidip yapabileceğim bir şey var mı bakacağım.
Voy a ver si puedo hacer algo.
Elbise ona çok yakıştı. Ben gidip bir şeylere bakacağım.
Se le ve muy bien el traje.
Peki, gidip duruma bir bakacağım.
Voy a echar un vistazo, a ver qué necesito.
Bir kardiyolog çağır. Ben gidip Rachel'a bakacağım.
Necesita un cardiólogo.
Ben gidip mezelerin bir tadına bakacağım.
Creo que iré a probar los entremeses.
Gidip bir bakacağım.
Voy a verlo.
Dinle, Meleatus nehrinin oraya gidip, yürüyerek geçilir mi bir bakacağım.
Mira, voy a cabalgar hacia arriba para ver si podemos vadear el Río Meleatus.
Ben gidip bir şeylere bakacağım. Hiçbir yere gitmiyorsun.
Voy a mirar el stand de Michi Moon.
- Fox! Ben gidip başka giriş yolu var mı bir bakacağım.
Voy a ver si hay otra forma de entrar.