Henüz bulamadım traducir español
505 traducción paralela
Henüz bulamadım, ama kafesi var.
No he atrapado ninguno, pero tengo la jaula.
Çok isterdim, ama henüz bulamadım.
Ojalá fuera verdad. No es fácil encontrar a alguien.
Henüz bulamadım.
Aún no lo hallé.
- Onu henüz bulamadım ama...
- Aún no lo he encontrado, pero...
- Henüz bulamadım.
- Todavía no.
Henüz bulamadım.
Aún no los encuentro.
- Buldun mu peki? - Henüz bulamadım.
- ¿ Y la has encontrado?
- Henüz bulamadım, Madam.
- No todavía señora.
- Göremiyorsan inme. - Henüz bulamadım.
N'alunis si no lo veo.
- Henüz bulamadım.
- - Buscar... no.
Henüz bulamadım.
Aún no lo he averiguado.
Bunu yapmanın bir yolunu henüz bulamadım. Ama bulacağım.
Pensar cómo salir de allí, la última.
Hayır, henüz bulamadım.
Todavía no, pero...
Bay doğruyu henüz bulamadım.
No he encontrado a la futura Miss Correcta todavía.
- Evet. Aileni bulamadın mı henüz?
¿ Aun no encontraste a tus padres?
Ajanlardan birkaçıyla bağlantı kurmaya çalışıyorum. - Fane'i henüz bulamadınız mı?
¿ Qué fue lo que dijo?
Henüz Budington'a uyak bulamadım.
Aún no he encontrado nada que rime con Budington.
Zaten seni bulmak zordu, henüz bulamadığımı söyleyeceğim, hepsi bu.
, ¿ eso? Bueno, usted es una chica muy dificil de encontrar, así que diré que aún no la he encontrado, eso es todo.
O anahtarı henüz bulamadınız mı?
- ¿ Ha encontrado la llave? - No.
- Henüz ilgilenecek zaman bulamadım, Bea.
- Todavía no he tenido tiempo.
Adamlar için yaptıklarınıza karşı henüz teşekkür etme fırsatı bulamadım.
Aún no he tenido ocasión de agradecerle todo lo que ha hecho por los hombres.
Henüz istediğim birini bulamadım.
No me fue necesario, siendo tan apuesto.
Benimle ilgilenen bir hanım bulamadım henüz.
No tuve la suerte de que alguna mujer se interesara.
Henüz bulamadım.
Un señor rifle.
- Henüz bir şey bulamadın mı dostum?
- ¿ Aún no has encontrado nada, colega?
Son günlerde bir yoğunluktur gidiyor, henüz fırsat bulamadım.
Tuve problemas y no he podido ir.
Beni isteyen birini bulamadım henüz.
Aún no encontré a nadie que me quiera.
Henüz ona söyleme fırsatı bulamadım.
Todavía no he ido a contárselo.
Sadece şansımı bulamadım henüz.
Es que nunca he buscado la fortuna.
Şansımı bulamadım henüz.
- Yo nunca he buscado la fortuna.
- Güzel. Henüz yerini bulamadın mı?
- Bien. ¿ Ya encontró su habitación?
Henüz ortalığı toplamaya fırsat bulamadım.
No he tenido tiempo de arreglar esto.
Herhangi bir şey, ne olursa? Henüz bulamadık, bayım.
No, señor.
Henüz bulamadık ama yakında bulacağımıza adım gibi eminim.
No lo hemos encontrado, pero pronto lo haremos.
Tanrımız henüz maaşla değil de, ödül olarak yalnızca onun şerefiyle mutlu olacak bir Arileştirici bulamadı. İşte sorun da bu.
El problema es que nuestro amado Señor aún no ha encontrado un arianizador que se conforme con el honor como recompensa.
Onları henüz bulamadık. Korkarım bugün yakalayamıyacağız.
No, no los hallamos, y si hoy no aparecen, no los encontraremos.
Henüz iş bulamadım.
No tengo ni un céntimo y estoy sin trabajo.
- Oda bulamadım henüz.
- Todavía no he encontrado un piso.
O anahtarı henüz bulamadınız mı?
- ¿ Encontró ya esa llave? - No.
Henüz görüntümü doğru bir şekilde yansıtanını bulamadım.
Aún no he encontrado a nadie que haya interpretado mi imagen correctamente.
Henüz doğru insanı bulamadım.
No he encontrado a la persona indicada.
Biliyorum. Henüz zaman bulamadım.
- Lo haré, pero no he tenido tiempo.
Kaynaklarımız henüz bir şey bulamadı.
Nuestras fuentes todavía no tuvieron tiempo para descubrir nada.
Hayır, henüz kalacak bi yer bulamadım.
No, todavía no he encontrado un sitio donde quedarme.
Ejder kızı öldürecek birini henüz bulamadın mı?
¿ El tipo encargado de matar al dragón ha llegado?
Henüz kumarhaneyi bulamadım. Bundan dolayı, kapılarını açmaları için askeri ödeme kuponuna gerek yok.
no encontré ni un lugar de juego aún... eso no depende de los pagos al ejército para mantener sus puertas abiertas.
Henüz okuma fırsatı bulamadım.
No tuve oportunidad de leerla.
Sanırım, Dr Durant... siz onun büyüklük duygusuna... imrenen bir adamsınız... ama onun doğru yönünü henüz bulamadınız.
Creo, Dr. Durant, que usted anhela el sentimiento de su propia grandeza, pero todavía no ha encontrado su camino. ¿ Me equivoco?
Hayır, kalacak bir yer bulamadım henüz.
- No. La ciudad esta llena.
Ve kılıcıma layık bir kral bulamadım henüz.
Y todavía no he encontrado un rey que me merezca.
Henüz ne mızraklı ne de teke tek dövüşte dengimi bulamadım.
Nunca he sido vencido en un torneo o duelo.
bulamadım 67
henüz 162
henüz değil 1250
henüz bilmiyorum 200
henüz gelmedi 78
henüz yok 168
henüz çok erken 19
henüz bitmedi 76
henüz hazır değil 20
henüz erken 24
henüz 162
henüz değil 1250
henüz bilmiyorum 200
henüz gelmedi 78
henüz yok 168
henüz çok erken 19
henüz bitmedi 76
henüz hazır değil 20
henüz erken 24