Her şeyi anlat traducir español
2,141 traducción paralela
Catch me up.Bana her şeyi anlat.
Ponedme al día. Contádmelo todo.
Evet, evet, her şeyi anlat onlara.
Si, si, diles eso.
Bana her şeyi anlat.
Cuéntame todo.
Bana her şeyi anlat!
¡ Cuéntame todo!
Bence bu video her şeyi anlatıyor.
Creo que ese video dice más de lo que yo alguna vez podría.
Bir saat içinde polise gider, ve seninle ilgili bildiğim her şeyi anlatırım.
Voy a ir a la policía, ¡ y les voy a contar todos tus pequeños sucios secretos!
Her şeyi anlat. En başından, hemen şimdi!
Ahora, cuéntame la historia completa, desde el principio, ahora mismo.
Ben her şeyi anlatıyorum.
Hablo sobre todo.
Bu iş hakkında bildiğin her şeyi anlat.
Dime todo lo que sepas sobre este trabajo.
Bana her şeyi anlatıyorlar, tamam mı?
¡ Hey ¡ me dicen abundancia, ¿ Ok?
Ben karıma her şeyi anlatırım.
Yo le digo todo a mi mujer.
Her şeyi anlat bana.
Cuéntamelo todo.
Bana her şeyi anlatıyor musun?
¿ Me estáis contando todo?
Ama seni yarın aramama ne dersin? Sana her şeyi anlatırım.
¿ Pero qué tal si me llamas nuevamente mañana y te cuento todo?
Her şeyi anlat bakalım bana.
Entonces, cuéntame, ¿ qué? Todo.
Bildiğin her şeyi anlat.
Cuéntame todo lo que sabes.
Ne var ne yok her şeyi anlat!
Cuéntamelo todo.
Tamam. hatırladığın her şeyi anlat.
De acuerdo. Dime todo lo que recuerdas.
Pekâlâ, ihtiyar babacığım bana her şeyi anlatıyorsun çünkü ben...
Está bien, querido viejo papá, Ahora me lo vas a decir todo, porqué...
Sana her şeyi anlatırsam, gidecek misin?
Si le cuento todo... ¿ entonces se irá?
Tabi ki ben babama her şeyi anlatırım.
Por supuesto que se lo dije. Le cuento todo a mi papá.
Trudy teyzene gel de bana her şeyi anlat.
Ven donde la tía Trudy y cuéntame todo.
- Aynen öyle. Sen kazanırsan, bildiğim her şeyi anlatırım.
Si ganan, les digo todo lo que sé.
Her şeyi anlat.
Cuéntame todo.
Rachel uyanırsa, Cuddy'e her şeyi anlatır.
Si Rachel se despierta, va a contarle todo a Cuddy.
Eğer istersen Neil'le birlikte gelip sana detaylıca her şeyi anlatır kendini utandıracak bir duruma sokmana engel oluruz.
Neil y yo podemos acompañarte y decirte cómo hacerlo, asegurarnos de que no te pongas en ridículo.
Her şeyi anlat.
Cuénteme todo.
Beyaz polise bilmek istediği her şeyi anlatın.
Díganle al policía haole todo lo que quiera saber.
Şimdi Ajan Barton, bana bildiğiniz her şeyi anlatın.
Ahora agente Barton, digame todo lo que sabe.
Şimdi Ajan Barton, bana bildiğiniz her şeyi anlatın.
Ahora, Agente Barton, dígame todo lo que sepa.
Tamam, bana her şeyi anlat.
De acuerdo. Cuéntamelo todo.
O bana her şeyi anlatır.
Ella me dice todo.
Dürüst ol da her şeyi anlat.
Se honesta y escúpelo todo.
Önce benimle konuşmadan nasıl her şeyi anlatırsınız?
¿ Cómo pudieron decir todo eso sin decirme primero?
Bana bildiğin her şeyi anlat.
Dime lo que sabes.
Merak etme, bana her şeyi anlatırsan seni geri göndermeyeceğim.
No te preocupes, no te voy a entregar si me dices lo que necesito saber.
Annemin kulağına giderdi. Cecil her şeyi anlatır ona.
Tan pronto mi madre saliera Cecil se lo hubiera contado todo.
- Onlara her şeyi anlatırız.
- Le diremos todo.
Bir ara her şeyi anlatırım.
Sí, te diré todo al respecto en algún momento.
Her şeyi anlat.
¡ Cuéntame todo!
- Her şeyi anlat.
- Cuéntame.
Her şeyi bilen anlatıcı olmanın fazladan bir sürü bonusu varmış!
Este punto de vista omnisciente... ¡ Tiene algunas sorprendentes ventajas!
Herb Wilkins'in öldürülmesi ile ilgili Saralyn hakkında bildiğin her şeyi bize anlat.
Dinos todo lo que sepas Sobre la implicación de Saralyn en el asesinato de Herbert Wilkins.
Her şeyi ben anlatırım, olur mu?
Voy a confesarlo todo, ¿ de acuerdo?
Anlat bana her şeyi.
Dime que ese es el caso.
Her şeyi baştan anlatıyorum.
Te diré desde el principio
Bree Van De Kamp'in çocukluğundan beri çok zaman geçmişti ama cinsellik hakkında kendine anlatılan her şeyi hatırlıyordu.
Había pasado mucho tiempo desde que Bree Van de Kamp fuera una niña pero todavía podía recordar todo lo que le habían dicho respecto al sexo.
Güvenlikleri için şöyle yapsak nasıl olur, sen bana onları nerede bulacağımı söyleyeceksin yoksa bana anlattığın bütün her şeyi gider Müdür'e anlatırım.
Bien, por su seguridad me dirás dónde puedo encontrarlos, o le diré al Director todo lo que me has dicho.
Bildikleri her şeyi bana anlatırlar.
Y me cuentan todo lo que saben.
Polise her şeyi anlatır mısın?
¿ Estás dispuesto a hablar con la policía? - Si lo estoy... Lo haré.
Ender mektuplarında buradaki her şeyi öyle güzel anlatırdı ki.
Las cartas de Ender describen todo lo maravilloso que es aquí.
her şeyi anlatacağım 56
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506
her şeyin bir zamanı var 23
her şeyin 49
her şeyim 18
her şeyin bir ilki vardır 44
her şeyi yaparım 77
her şeyi mahvettin 39
her şeyi hatırlıyorum 26
her şeyi aldın mı 25
her şeyi 506