Hiç duymadım traducir español
3,571 traducción paralela
Hiç duymadım. Ama Paris değil.
No me suena, pero no es París.
Daha önce hiç duymadım.
Nunca escuché nada sobre tal sitio.
Çanların teslim demek olduğunu hiç duymadım.
Nunca supe que las campanas indicaran rendición.
Hiç duymadım ismini.
Nunca he oído hablar de él.
Hiç duymadım.
En realidad no me suena.
O ismi hiç duymadım.
Nunca oí hablar de esa empresa.
- Doğrudur... ama daha önce hiç duymadım.
Claro... nunca he oído eso antes
Hiç duymadım.
Nunca he oído de ti.
Bunun için böbürlendiğini hiç duymadım.
Nunca te escuché alardear de eso.
Annen vefat ettiğinden beridir hiç duymadım sanırım.
No había escuchado eso, creo, Desde que tu madre estaba viva.
- Hiç duymadım.
Nunca he oído hablar de él.
- Hiç duymadım.
- Nunca escuché de él.
Şunları hiç duymadım "Mark, Jack'e kürekle vurdu."
Lo que nunca oí fue, " Ah querido, Mark le pegó a Jack con la pala del jardín.
Neden kavga ettiğinizi hiç duymadım.
No he oído por qué os estabais peleando.
Hiç duymadım.
- "¿ Pizza? No sé qué es eso".
Hayatımda hiç duymadım.
Nunca antes lo había visto.
Hiç duymadım.
Nunca he oído hablar de ella.
Daha önce hiç duymadım.
Nunca he oído hablar de él.
Hayır, ben bu sözü hiç duymadım.
No, no escuché ese proverbio.
Hiç duymadım.
Nunca oí de ella.
Kimseyle takılmazdı. Gürültü çıkardığını da hiç duymadım.
Corría y se ejercitaba todos los días en su celda.
Green Bank. - Hiç duymadım.
- Nunca lo he oído.
Daha önce hiç duymadım.
Nunca lo había oído.
Aaa, hiç duymadım!
No te escuché.
Hiç duymadım.
Nunca escuché hablar de él.
Nikita, sen bana söylemeden önce Carla Bennett adını hiç duymadım ve ben Bölüm'de 10 yıl çalıştım.
No conocía el nombre de Carla Bennett hasta que lo mencionaste. - Y trabajé diez años en la División.
Seni hiç duymadım.
Nunca oí de ti.
Hiç duymadım doğrusu.
No, no he escuchado nada al respecto.
- Hiç duymadım.
- Nunca oí hablar de él.
- Hiç duymadım.
No sé quién es.
Hiç duymadım.
Nunca he escuchado de eso.
Daha önce hiç duymadığım bir sürü şey söyledin bana.
Vale, acabas de decir un montón de palabras que no he oído antes nunca.
Farenin hikaye anlattığını hiç duymadın mı?
¿ Nunca has oído a un ratón contar una historia?
- Onları konuşurken hiç duymadın mı?
- ¿ No los escuchas hablar entre ellos?
Ben, hiç cızırtı duymadım.
Sí, no he oído ningún ruido.
Daha önce hiç duymadınız mı?
El miedo.
Şimdi hiç duymadığım güzel parçayı çalmama izin verin.
Ahora, les voy a tocar una dulce canción que yo nunca oiré.
Hiç bi bayanın bunu söylediğini duymadım
Nunca en mi vida escuché a una mujer decidirse acerca de lo que quería comer tan rápidamente. ¿ Tienes un comentario para todo?
Adını hiç duymadın mı?
No escuchaste su nombre?
Kolye hakkında benim bile hiç duymadığım şeyleri biliyordu.
Stan sabía cosas sobre el club y sobre el collar, que jamás había oído.
Ondan bahsederken hiç duymadım.
Nunca la he oído hablar de él.
Sanırım buna hiç gerek duymadı.
Creo que nunca le importó eso.
- Sanırım daha önce hiç NCIS'i duymadınız.
Apuesto que nunca escuchaste hablar del NCIS.
Hiç bir şey duymadım. Denedim. Bana bir şeyler söyletmeye çalışıyor.
Perdón por no prestarle a un completo desconocido $ 7,200.
- Eski. - Hiç eski dediğini duymadım.
Ex.
Size söylediğim gibi, o paketi almaktan başka, hiç kimseden hiçbir şey duymadım.
Bueno, como ya he dicho, además de recibir el paquete, no he oído nada de nadie.
- Sen o şarkıyı hiç duymadın mı? - Hangisi?
- ¿ No escuchaste esa canción?
Flexbar Bilek Geliştirici'yi duymadın mı hiç?
¿ Has escuchado sobre Flexbar Hand Exerciser?
- Duymadım hiç.
- No he oído nada. - ¿ Nada de nada?
Yani hiç duymadın mı?
¿ Entonces nunca has oído hablar de ella?
Jack, daha önce hiç böyle bir şey duymadım.
Jesucristo, Jake, nunca he oído nada como eso.
duymadım 111
hiç de bile 279
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
hiç dert değil 31
hiç durma 88
hiç de bile 279
hiç de değil 689
hiç değilse 21
hiç de öyle değil 49
hiç denemedim 24
hiç de 24
hiç değil 97
hiç dert değil 31
hiç durma 88