English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Ileri bak

Ileri bak traducir español

219 traducción paralela
Şimdi önüne dön ve ileri bak.
Dese la vuelta, mire hacia el frente.
Daima ileri bak.
Mira siempre hacia adelante.
Tam ileri bakın, efendim. O... Sağ...
Mire de frente.
- Hayır mı? Tamam. Hey, ileri bak.
Sigamos. ¡ Eh, mira hacia adelante!
Dümdüz ileri bak.
Bien. Vamos, mire hacia el frente.
- Dümdüz ileri bak ve devam et.
Mira hacia adelante y continúa.
İleri bak!
¡ Vista al frente!
İleri bak!
¡ Mirada al frente!
İleri bak von Bock, aşağı bak, iyice.
Mire, von Bock, mire ahí abajo.
Bir bakış, bir omuz silkme, bir ileri, bir geri adım ve onlar herşeyi anlıyor.
Una mirada, un gesto, dos pasos aquí y allá, y lo entienden todo.
Bir ileri bir geri dolanan şu adi herife bak.
Mira el fachoso ese todo el rato de aquí para allá.
Servoz benim altımda ipe asılı ileri geri sallanıp yukarıya bana bakıyordu.
Servoz estaba debajo de mí, mirando hacia arriba.
- Bak Marcel, çok ileri gidiyorsun.
- Estás yendo muy lejos, Marcel.
İleri bak!
¡ Presenten armas!
İleri bak!
Vista al frente.
Bak, dilini ileri uzat ki alt dişlerinin üstüne gelsin.
Mire, ponga la lengua entre los dientes y deje salir el aire.
Sanat değeri olmayan yapıtlar siyasi bakımdan ne kadar ileri olurlarsa olsunlar, etkisiz kalırlar.
Las obras sin valor artístico, por muy avanzadas que sean políticamente son ineficaces.
İleri bakınca o kadar da uzak gelmiyor.
No parece tan lejos, mirando hacia el frente.
120 Angineaux lensini ileri geri çekiyor bana "Siyah Gücü" diye bağırıyor. Ben de elimde 1,200 dolarlık lensli kamerayla ölümün yüzüne bakıyorum.
La lentes 120 Angineaux, jalándolas adelante y atrás... gritándome "Black Power", y zarandeándome a lo bestia... con una lente de 1200 $ en la cámara.
Manga! İleri bak!
Escuadrón, al frente!
Ne zaman bir teori ileri sürsem hemen üzerine atlıyorsun, işe bak.
Es divertido. Cuando te propongo una hipótesis, te la crees a pies juntillas.
İleri... bak!
¡ Ojos... al frente!
Sonra ikinci bir bakış açısı geldi. Bu da oldukça devrimsel nitelikteydi. Fiziğin dünyasında, olasılığın rolünü ileri sürmeye... ve vurgulamaya dayanıyordu.
Pero había un segundo aspecto que también era revolucionario, y éste consiste en... proponer y enfatizar el papel de las probabilidades en el mundo de la física.
Geceleyin göğe baktığımızda, uzaklarda gördüğümüz solgun bir ışık noktasında,... belki de bizden değişik birileri bir yıldıza bakıyor ve bizim Güneş dediğimiz bu yıldıza bakarken ve eğlenirken, bir an için,... hakkımızda ileri geri sözler sarfediyor olabilirler.
Quizás cerca de una de esas luces de nuestro cielo nocturno alguien muy distinto contemple distraídamente la estrella que llamamos Sol y se entretenga, sólo por un momento con una especulación extravagante.
İleri seviyede kirlidir. Şuraya bak.
Extremadamente contaminado.
- Ne kadar ileri gittiniz? - Bak.
- Has llegado hasta el final.
Bak özür dilerim. Gerçekten üzgünüm. - Belki ileri gitmiş olabilirim?
- Está bien, discúlpame, quizá me excedí un poco. - ¿ Quizá?
Bak, General, neden askerlerinin yarısını burada, onların gerisinde tutmuyorsun, bu sayede onları ileri doğru itebiliriz, böylece geri dönmelerini engelleriz.
Mire, General ¿ por qué no intenta mantener la mitad de sus tropas aquí detrás de ellos, presionándolos de manera que no puedan retroceder?
Bak, Stan, çocuk bu kez çok ileri gitti.
El chaval está al límite.
Tamam, ileri bir noktaya bak.
Bien, elija un punto en el espacio.
Küstah piçe bak hele! Umrumda değil! Tam hız ileri!
como ves... 6ª Flota
İleri bak.
Mirada al frente.
İleri bakın ve olumlu düşünün.
Avanza y sé positivo sobre la vida.
Bakın, işte kuyruğumu böyle sokuyorum, sonra böyle çeviriyorum. Bir çeyrek daire sola çeviriyorum, sonra biraz ileri itiyorum.
Solo introduzco mi cola así, la giro así, un cuarto a la izquierda, y luego la meto un poco mas.
İleri, ileri, Bakın ileri, Dixie topraklarına.
Aparta la mirada, aparta la mirada Aparta la mirada, Dixieland
İleri bak.
Mire al frente.
İleri bak.
Hacia adelante.
İleri bak.
Mirando adelante, caballero.
İleri doğru bak.
Mirando adelante, usted.
İleri Komutanlık Garnizonu'nun haritasına benziyor. Şu detaylara bak. Bunlar gerçek olmalı.
Parece un mapa del puesto de mando avanzado.
Yüksek düzeydeki teknolojilerine bakılacak olursa mantıken... ileri bir kültüre sahipler.
Lo lógico es que, dado su alto nivel de desarrollo tecnológico, sean una cultura avanzada.
İleri bak. - Ve sonra?
Mira hacia adelante.
İleri bak!
¡ Bajen armas!
Dünyamızı iç ve dış kapsamında anlayabilmemiz için farklı bir bakış açısı yakalamamız gerekir : İleri ve geri kavramları son yolculuk kadar zor olabilir. Korkudan geriye doğru yapılan yolculuk son saat yaklaştığında en uzun yolculuk gibi görünebilir.
Para entender nuestro mundo, el interior y el exterior, debemos adoptar una mirada cínica, pues el viaje final, el de regreso, del miedo y del temblor, como saben, cuando se acerca la hora, se hace eterno.
İleri bak, Bart.
Mire al frente, Bart.
Tıp Fakültesinden yeni mezun olmuştu. İleri tıp için ilk tadımlarını yapmak üzere geleceğe bakıyordu.
Recién salido de la facultad, ansioso por iniciarse en la medicina de frontera.
İleri doğru bakın.
Ojos adelante.
Nefes alın, yukarı bakın, ileri sıçrayın.
Inhalen, miren hacia arriba, den un salto hacia adelante.
İleri bak, parmak uçlarınızın üstünde.
Mira al frente, más allá de la punta de los dedos.
İleri doğru bakıyorsun.Vurmak istediğin şeyler işte orada duruyor.
Mira al final de la pista. Ahi es donde quieres pegarle
Burada maç izlemeye Thomas'a bir çalım ileri doğru bakıyor, orada bir adam boşta... Hadi, hadi. Bomboşsun be!
Estoy tratando de ver....... Amaga un pase a Thomas lo mira a Upfield, que tiene un hombre encima... vamos, vamos, vamos esta bien abierto!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]