Bakın şimdi traducir español
1,962 traducción paralela
- Pekala, bakın şimdi.
Bueno, bien por ahora.
Bakın şimdi bana!
¡ Mírame ahora!
- Keyfinize bakın şimdi.
- Bueno, disfruten entonces.
"En iyi güvenlik özellikleri." Şuna bir bakın şimdi.
Piensa en "seguridad del pasajero". Fíjese.
Bak, sadece, bu paraya hemen şimdi ihtiyacımız var demek. Ve ben senin tablolarını satmanın bunu kazanmamızı sağlayacağını sanmıyorum.
Mira, es sólo, simplemente quiero decir... que necesitamos el dinero ya... y que no estoy seguro de que vender tus pinturas... vaya hacer que lo consigamos.
Bak, bu işi 30 günlük sürede halledebileceğimizi düşünüyoruz ve yatırımın da % 20 kar getirir. Şimdi, böyle bir kazancı eğer çılgın bir risk içermiyorsa elde etmen mümkün değil.
y hacerte ganar el 200 % de tu inversión y generalmente, en una ganancia así debe corresponder por fuerza a un riesgo enorme.
Şimdi, bak. Bana kızmaya hakkın yok, Ben.
Ahora, mira, no tienes derecho a estar enfadado conmigo, Ben.
Şimdi gözümün içine bak ve bana aşağıda olanlar hakkında hiçbir şey hatırlamadığını söyle.
Bien, entonces mírame a los ojos y dime que no recuerdas nada de lo que pasaste allá abajo.
Yani şimdi siz, bu adamın kalabalık bir bankaya daldığını bankoda görevli kadınla 30 saniye konuşup gözlerinin içine bakıp insanları hipnotize ederek 100'lükleri istediğini mi söylüyorsunuz?
¿ Está diciendo que este tipo puede entrar a un banco lleno de gente caminar hasta una cajera y en 30 segundos mirarla a los ojos, ordenarle que se duerma y confunda los billetes de 100?
Şimdi bakışını göster.
- Ven, muéstrame la mirada. - Ok...
Hey. Bak, sen şimdi kızımın ameliyatına başla. Tamam mı?
Comience a preparar a mi hija para cirugía ¿ entiende?
Şimdi gidemezsin! Şu adama bakın.
Ahora no puedes irte, ¡ miren a este tipo!
Şimdi olumsuz düşünene bakın.
¿ Quién es el negativo ahora?
Bak, küçük kızını seviyorsun şimdi, bunu yapabileceğine inanmalısın adamı durdurabilmek için gücün var.
Mira, amas a tu pequeña. Confía en que puedes hacer esto.
Emekli olduğumda bir e-posta hesabım bile yoktu, şimdi şu hale bakın.
Ni siquiera tenía un e-mail cuando me retiré y ahora mírenme.
Bak, şimdi de eski kız arkadaşların son vedalarını yapıyorlar.
Mira, tus antiguas novias te están dando el último adiós.
Şimdi 3 seçeneğin var. Şimdi, bakın, Bay Carson- -
- Bueno, eso deja tres posibilidades.
Eşime kitap satardınız, şimdi şu halinize bakın.
Le vendió libros a mi esposo. Ahora mírese.
Bak, burada ikimiz de kandırıldık. Şimdi benim gerçek paraya seninse kalpazana ihtiyacın var.
Mira, a los dos nos la han jugado, y ahora, necesito dinero auténtico.
Pekala, bakın, evli olmayabilirim, ama şimdi ne yaptığımı biliyor musunuz?
Bien, miren, puede que no esté casado, ¿ pero saben qué hago?
Bana pis pis bakıp sırıtan o ürkütücü, itici ev sahibine kirayı vermek için ta şehir merkezine gitmem yeterince kötü, şimdi bir de senin payını da ödeyeceğim ve tamamen meteliksiz kalacağım.
Mira, ya es lo suficientemente malo tener que ir hasta el centro Y pagar a ese casero espeluznante y asqueroso Que es raro y y me mira con lascivia
- Bak şimdi. Olağanüstü Ev Yenilemesi'nin sunucusu Ty Pennington'ın resimlerini gördün mü?
Puse estas dulces imágenes de Ty Pennington de Extreme Home Makeover.
Şimdi James. Pasa bakın!
Aquí viene James. ¡ Miren qué pase!
Şimdi etrafınıza bir bakın.
Miren a su alrededor.
Şimdi şuna bakın.
Ahora, vean esto.
Kocamı sarhoş ettiniz, şimdi haline bakın!
¡ Embriagaste a mi esposo y ahora míralo!
Onu yarın bulacağız. Şimdi uyumana bak.
Mañana lo hallaremos, vamos a dormir.
- Şimdi halinize bakın. - Beş parasızız ve hiç konserimiz yok.
- Somos pobres y no tenemos conciertos.
Şimdi şuna bakın.
Ahora mirad.
Şimdi ekranın soluna bakın
Ahora miren el lado izquierdo de la pantalla.
Bak şimdi. Bunların hepsi bittiğinde sana pasta yaparım hem de yanında bir dünya Cool H-Whip
Cuando todo esto termine te haré un pastel con una buena cantidad de Cool Whip.
Bak, şimdi sırf ikimiz başbaşa kaldık diye yaptığın yanına kâr kalır anlamına gelmiyor.
Mira, sólo porque ahora seamos sólo tú y yo no significa que voy a dejar que te salgas con la tuya.
Diyorum ki, şimdi buraya bakın...
Yo digo una cosa, miren... este
Galaksilere şimdi bakın.
Miren a las galaxias ahora.
Şimdi şuna bakın, gerçekten kozmik bir anlam içeriyor.
Ahora miren esto, realmente tiene una importancia cósmica.
'O görünür dünyaya bakıyor ve ne kadar farklı olduğunu görüyordu.' Şimdi bu aletlerle, onun sadece ipuçlarını yakalayabildiği görünmeyen dünyaya bakma imkanımız var.
Él estaba trabajando sobre el mundo visible observando lo diferente que era y ahora tenemos la oportunidad con esta herramienta de ver la parte invisible, aquello que él sólo podía intuir.
Şimdi iyi bir film eleştirisi yapacağız. Bu yüzden biraz bakış açısı elde etmenin iyi olacağını düşünüyoruz.
Ya hemos visto buena parte de la película... así que nos pareció un buen momento para analizarla objetivamente.
Bakın ne diyeceğim, şimdi gidip sihirli kimyasallar yapacağım.
Te diré qué, voy a ir a mezclar unos productos mágicos.
Şimdi tarayıcının üst noktasına bakın
Mire ahora en la parte superior del escáner.
Bak, şimdi gelen paranın % 10'u... Bakalım, 525'in üstüne bir de işçilerin gideri var, ayrıca benim yapımcılık ücretim...
Mira, el 10 % paga el costo acumulado por día multiplicado por los gastos generales de empleados, o sea 525, más mi comisión.
Şimdi durumumuza bakın.
Y mirad dónde estamos.
Şimdi bana bakın, gölgelerden korkan bir yabancıyım.
Ahora mírame, soy un extraño caminando en las sombras.
- Evet tamamını biliyorum - Pekala, bak şimdi. Yeni tanıştığı insanlara karşı gerçekten soğuktur.
No le gusta conocer a nadie, cuando lo conozcas sólo... háblale de sus películas, pero de las películas que nadie vió.
Seçimlerini yaptın ve şimdi sonuçlarını kabullenmelisin. Bakın.
Haz tomado tus decisiones y ahora debes aceptar las consecuencias.
Şimdi Angie. Arkadaşının dediğine göre bakıcılık yapıyormuşsun. Bu doğru mu?
Ahora, Angie, tu amigo dice que estabas trabajando de niñera. ¿ Es así?
Bak Rick, şimdi bir seçim yapmalısın.
Mira, Rick, tienes una opción aquí.
Biliyor musunuz, Julia ile ben bu reklam ajansını cebimizde birkaç peseta ve yüreklerimizde bir duayla kurduk, şimdi geldiğimiz yere bakın.
Saben, Julia y yo dimos comienzo a esta agencia publicitaria con unas pocas pesetas en nuestros bolsillos y una plegaria en nuestros corazones y mírennos ahora.
Şimdi bakın, ben de çılgına dönebilirdim.
Mire, me podría haber irritado.
Bakın, şayet burada kaybedeceğimizi düşünen biri varsa şimdi gitmesi daha iyi aksi takdirde diğerlerini de etkileyecek.
Si hay alguien aquí que piensa que vamos a fracasar mejor que se vaya ya o infectará a todos los demás.
Bakın. Şimdi birimizin oraya gitmesi ve ona uygun olmadığını söyleyip yol parasını da verdikten sonra göndermesi gerekir.
Bueno, ahora uno de nosotros tiene que ir hasta alla arriba y decirle que ella no nos conviene y pagarle la tarifa de vuelta a casa.
Şimdi, bakın...
Su mundo, no es mi mundo.
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdi değil 438
şimdilik 467
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdi değil 438
şimdilik 467
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi neredesin 37
şimdi gidiyorum 125
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi de bu 52
şimdi ne yapayım 18
şimdi anlıyorum 178
şimdi ne oluyor 28
şimdi gidiyorum 125
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi de bu 52
şimdi ne yapayım 18
şimdi anlıyorum 178
şimdi ne oluyor 28
şimdi gitmeliyim 115
şimdi ise 87
şimdi olmaz 798
şimdi ne olacak 465
şimdiyse 77
şimdi hatırladım 246
şimdi git 292
şimdi buradayım 29
şimdi nerede 159
şimdi dene 31
şimdi ise 87
şimdi olmaz 798
şimdi ne olacak 465
şimdiyse 77
şimdi hatırladım 246
şimdi git 292
şimdi buradayım 29
şimdi nerede 159
şimdi dene 31