Izin vermiyorum traducir español
701 traducción paralela
Bu adama daha fazla hakaret etmenize izin vermiyorum!
¡ No permitiré que insulte más a este hombre!
- Gitmesine izin vermiyorum, Bob.
- Yo no la dejaría ir, Bob.
Yanımda çalışanların mesai saatleri içinde ziyaretçi kabul etmelerine izin vermiyorum, Rembrandt'ın mesaisi ise 24 saattir.
Mis empleados no pueden recibir visitas mientras trabajan, y eso es las 24 horas. ¡ Trampas!
- Hayır, izin vermiyorum.
- ¡ No, señor, no quiero!
Bu eşikten geçmeni men ediyorum. Buraya girmene izin vermiyorum.
¡ Le desafío a atravesar la puerta... a entrar aquí!
Bunu planlamamıştım, ama buradasın ve gitmene izin vermiyorum.
No lo había planeado... pero aquí está Vd. Y no va a marcharse.
- Üzgünüm. Kimsenin dokunmasına izin vermiyorum.
- Disculpe, no dejo que nadie la toque.
Küçük Nell'e de izin vermiyorum.
Como tampoco dejo a la Pequeña Nell.
Ona izin vermiyorum.
No se lo permitiría.
Öyle bile olsa bu çiçekleri üzerinde bulundurmana izin vermiyorum.
De todos modos, no te voy a permitir que lleves estas flores.
Ve bu serseri ile çalışmasına izin vermiyorum.
¡ Lo que debe hacer ella lo decido yo! ¡ Y si yo digo que no debe trabajar con este vagabundo,
- Kapıyı açmana izin vermiyorum!
- No, te prohibo que abras.
Benim isteğime uymayan hiçbir şeyi yapmasına izin vermiyorum.
No la dejo hacer nada que no me plazca.
Doğumgünün bile olsa böyle konuşmana izin vermiyorum.
No te permito que hables así, ni el día de tu cumpleaños.
Manastıra hediye edildi ve onu almanıza izin vermiyorum.
Es una donaciòn al convento y le reto a que intente quitármelo.
Sana izin vermiyorum.
Yo no quiero.
Ben de sana nasıl yaşayacağını söylüyorum ve kendin olmana izin vermiyorum.
No paro de decirte cómo vivir y no te dejo ser lo que eres.
Bilmiyorum efendim. Çikolata yemesine izin vermiyorum.
No le dejo comer chocolatín.
Çıkarın onu buradan! Burada olmasına izin vermiyorum, beni duydunuz mu?
No le toleraré aquí, ¿ me oye?
Gitmene izin vermiyorum Leo!
¡ Leo!
Siz hanımların çıplak olarak banyo yapmalarına izin vermiyorum.
No pueden bañarse desnudas. No conozco otra forma de hacerlo.
Yani şu anda gitmesine izin vermiyorum.
Entonces, no lo dejare ir ahora.
- Hayır, Charles, izin vermiyorum.
- No, no lo permitiré.
Ben sürgündeki Fransız Hükümetinin bir üyesiyim ve size verdiğim sözümün sorgulanmasına izin vermiyorum!
¡ Soy miembro del gobierno francés en el exilio... ¡ y no le permitiré que ponga en duda mi palabra de honor!
Ben o kadınların boğa ile gitmelerine izin vermiyorum.
No dejaré que esas mujeres se escapen con el toro.
Bundan sonra ayarladığım her kumar oyununda bilmenizi isterim ki, şu andan itibaren bu kadının gelmesine izin vermiyorum.
De aquí en adelante, en cualquier futura flotante juego de dados... que yo arregle, deseo informarle a partir de esta fecha... que esta amplia debe ser excluido personalmente.
Bakmanıza izin vermiyorum Mösyö!
¿ Qué le ocurre?
Buna izin vermiyorum! Felicien!
- Eso no me lo permitiría.
Vaktinizi boşa harcıyorsunuz. İçeri girmenize izin vermiyorum.
Es inútil que insista. ¡ No le abriré!
Başka seçeneğe izin vermiyorum.
No hay posibilidad de escoger.
- Buna izin vermiyorum.
- No permitiré que ocurra.
gitmene izin vermiyorum!
No te dejaré marchar.
Eve gitmenize izin vermiyorum. Yalnız olmaz.
Le aconsejo que no vaya hoy a la casa, no solo.
Buraya kadar! Benimle oynamalarına izin vermiyorum artık!
Paso de seguir jugando a su juego.
Bu yüzden beni endişelendirmesine izin vermiyorum.
Así que no me preocupa.
Dur. Gitmene izin vermiyorum.
Espera, no te dejaré ir.
Dışarı çıkmana izin vermiyorum.
No te dejaré salir.
Beni yabancılara karşı ön yargılı olmakla itham etmenize izin vermiyorum!
No la dejaré que me acuse de prejuicio contra extranjeros.
Bir siyahın benden daha iyi Almanca konuştuğunu... söylemenize izin vermiyorum!
No puedo dejar que me diga... que un negro puede hablar mejor el alemán que yo. No Ud.!
Yabancıların girmesine izin vermiyorum.
¡ Que no te la quite ningún extraño!
Bu saatte uyumana izin vermiyorum.
Esta vez no te dejaré pensarlo.
Kendi hayatımı yaşıyorum ve hiç kimsenin buna müdahale etmesine izin vermiyorum.
yo vivo la mía y no acepto ningún regalo
Ve görüş alanımdan çıkmanıza izin vermiyorum.
Y no dejaré que desaparezcan de mi vista.
Trenlere gittiğimi annemin bilmesine izin vermiyorum, erkenden dönüyorum.
No puedo dejar que mi madre sepa que voy a los trenes, así que tengo que volver temprano
İzin vermiyorum.
No te lo permitiré.
İzin vermiyorum...
No voy a tolerar...
İzin vermiyorum.
No lo permitiré.
- İzin vermiyorum! - Ama tık etmesi lazım. Yalnız kalmazsam olmuyor!
- ¡ Estoy esperando ese clic, y no llega a menos que esté solo!
- İzin vermiyorum!
- ¡ De ninguna manera!
İzin vermiyorum buna!
¡ Me niego! ¡ Me niego!
İzin vermiyorum, çünkü onun hayatı bana ait
No podéis, su vida me pertenece.i
vermiyorum 24
izin ver 244
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin verir misin 192
izin ver de 17
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
izin vermeyeceğim 39
izin ver 244
izin verme 28
izin veriyorum 25
izin verir misin 192
izin ver de 17
izin verir misiniz 242
izin verirsen 77
izin verirseniz 214
izin vermeyeceğim 39