English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Işe yarar

Işe yarar traducir español

6,792 traducción paralela
Atletlerde, çocuklarda işe yarar, hatta garsonlarda da işe yarar.
Funcionan en atletas, funcionan con niños, funcionan con meseras.
Ne işe yarar ki?
¿ Qué bien haría eso?
Bu işe yarar.
Y eso harás.
Beni insan yapmak için verdiğin onca kandan sonra ne kadar az şeytansan kelepçeler o kadar az işe yarar.
Toda esa sangre que bombea en mí para hacerme humano... bueno cuanto menos demonio era, menos funcionaban las esposas.
Bu ikisi işe yarar canım.
Esto, también pasará, querida.
Ama işe yarar bir şey yok.
Pero nada útil.
O bir yerdeyse bu bağ işe yarar.
Así que si está en algún lugar, ese vínculo se sostendrá.
Üstünde işe yarar bilgi bulabilirim diye düşündüm.
Pensé que habría información útil dentro. ¿ Quién es ella?
Artık ne işe yarar bilemedim. Benim için mi yaptırdın?
Bueno, no estoy muy segura de qué hacer con ello ahora.
"Carter'ı Bulmak" işe yarar, not al sen.
"Encontrar a Carter", eso sirve, vale, empieza a tomar notas.
Bu akşam aile terapi gecesi var. Çok işe yarar bence.
Tengo terapia familiar esta noche y creo que me sería muy útil.
Umarım bu işe yarar.
Espero que esto sirva.
O da işe yarar.
Eso funciona también.
Daha işe yarar bir şey buldun mu?
¿ Tienes algo más útil?
Bana işe yarar bir şey söyle.
Dime que obtuvisteis algo.
Umarım işe yarar.
Bueno, espero que aguante.
Cilve yapsam işe yarar mı?
¿ Coquetear me servirá de algo?
Her neyse, federalleri kontrol ettim, ama işe yarar bir şey bilmiyorlar.
De todas formas, hablé con los federales, pero no sabían nada útil.
Umarım işe yarar.
Esperemos que sirva.
Belki de bu ödül işi bir işe yarar.
- Quizás lo de la recompensa funcione...
Ne işe yarar ki?
¿ Qué ganaremos con eso?
Sen işe yarar bir şeyler hatırlayacaksın. Ben de sana bu zarfı vereceğim. Bu harika çantalardan birinin karşılığı olarak.
Tú recuerdas algo útil... y yo te doy este sobre a cambio de uno de esos bolsos.
Umarım bu işe yarar.
Esto ayudará.
Bazen şekerin etki etmesi de işe yarar.
A veces un poco de azúcar hace el trabajo.
Her zaman işe yarar.
Siempre funciona.
Web sayfalarına koymak yerine gerçekten işe yarar şeyler yapabiliriz.
En vez de publicar en foros, podríamos estar haciendo algo de bien real en el mundo.
Şu an bir konuda şüphelenen vatandaş olarak bulunuyoruz. Yani emirlerine karşı gelirsek işe yarar.
Estamos operando como ciudadanos particulares, así que cuanto más te desacatemos, más legal es.
O da işe yarar.
Eso funciona, también.
- Umarım işe yarar.
Espero que funcione.
Biyolojik her zaman işe yarar.
Biológico siempre funciona.
Ben ne işe yararım ki?
¿ De qué te sirvo ahora?
Burada işe yarar bir şeyler olmalı.
Tiene que haber algo útil aquí.
Yangın söndürücü işe yarar.
Este extintor debería contenerlo.
Olumlu düşünecek olursak içinde işe yarar bir şeyler olabilir.
Bueno haré de doctor feliz por un momento y diré, que puede que haya algo útil ahí dentro.
Umarım işe yarar.
Solo espero que funcione.
Pekâlâ, işe yarar bir şeyler yapabiliriz.
Vale, vale, podemos hacer algo útil.
Normal saldırılar işe yarar mı peki?
¿ Y si le atacamos físicamente?
Eğer gece yarısı telefonlarını açamıyorsa uyku düzeni bozuk bir arkadaş ne işe yarar ki?
¿ De qué sirve un mejor amigo con insomnio si no para visitas a domicilio de medianoche?
Umarım bu işe yarar.
Espero que funcione.
İşe yarar bir şey mi yapmak istiyorsunuz?
¿ Quieren hacer algo que importe?
İşe yarar.
Bueno, eso ayuda.
- Bu ne işe yarar?
- Lo que hace es que las cosas pequeñas y lejanas...
İşe yarar biri olana kadar orada kalacaksın.
Podras salir cuando estes listo para ser util.
İşe yarar biriyim ama.
Pero yo soy inutil.
"İşe yarar mı?"
¿ "Útil"?
İşe yarar.
Bueno, espero que sea de ayuda.
İşe yarar bir şey biliyor olmalısın.
- Puede ser todo lo que sepa. Debe saber algo útil.
İşe yarar bir şeylere ne dersin?
¿ Qué tal algo útil?
- İşe yarar bir şey geldi mi?
- ¿ Nada útil aún?
İşe yarar.
Debería ir bien.
- Umarım işe yarar.
Espero que esto funcione.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]