Kocan traducir español
15,776 traducción paralela
- Kocanı öldürmesini birinden istedin mi?
¿ Alguna vez pedir a alguien para matar a su marido?
Kocanızın omurgasındaki omurlardan iki tanesi kırıldı.
Su marido se fracturó dos de sus vértebras de la columna.
Bayan Harris, kocanızın omurgasından ameliyat olması gerekiyor.
La señora Harris, su esposo necesita una cirugía en la columna vertebral.
Kocanızın hemen ameliyat olması lâzım, ama sizin onayınız gerekiyor.
Su esposo necesita cirugía de inmediato, pero necesitamos su consentimiento en su nombre.
Kocan için de bir bardak yapayım.
Voy a hacer otra taza para su marido.
Kocanı mahvetme şemaları mı çiziyorsun?
Maquinando maneras de destruir su marido?
Tam olarak kocanızın özellikle hedef olduğunu söyleyemem.
No puedo decir más allá de toda duda, que su marido estaba dirigido específicamente.
Kocanızın bu duruma kendisini soktuğunu ima etmiyorum Bayan Bova, illa öyle olmasına gerek yok.
No estoy sugiriendo que su marido trajo esto en sí mismo, Sra Bova, no necesariamente.
Boynuzlanmış bir kocanın hastalıklı niyetini maskelemek için hedef zengini bir ortam bulmasına yardımcı oldu.
Se le ayudó a encontrar un ambiente rico en blancos con la que enmascarar la mala intención de un marido cornudo.
O gece kocanı asla unutamayacağımı söylemiştin.
Lo que me dijiste esa noche de que tu marido era mi primera muerte...
O geceyi ve kocanı düşünüyorum. Hem de her gün.
Pienso en esa noche, en él... todos los días.
Kocanıza ulaşabilir miyiz?
¿ Podemos contactar con su esposo?
Söyle! Söyle yoksa kocanı öldürürüm!
Dilo o mataré a tu marido.
Kocanın doğum gününü bilmiyorsun demek.
No sabes el cumpleaños de tu esposo.
- Kocanız ilaç tedavisi görüyor mu?
¿ Su esposo está bajo algún medicamento?
Kocanız çok zor bir ameliyat geçirdi ancak durumu hâlâ kritik.
Su esposo ha pasado por una cirugía muy difícil, pero todavía se encuentra en estado crítico.
Bayan Eldrich, kocanızın hastanede olduğunu nasıl öğrendiniz?
Sra. Eldrich ¿ cómo sabía que su esposo estaba en el hospital?
Kocan teröristlerden ve ölümcül saldırılardan kurtuldu ama seni kurtaramadı yani.
Su esposo sobrevivió a terroristas y ataques de mortero - pero no sobrevivió a usted.
Kocanız için ifade verdiğinizden dolayı teşekkür ederiz.
Gracias por testificar para su marido.
- Siz kocanızı anladınız mı?
¿ Usted entiende a su marido?
Neden kocanıza güvendiğinizi, jürinin de güvenmesi gerektiğini açıklamanızı istiyoruz.
Queremos que explique por qué confía en su marido... y por qué el jurado debería hacerlo también.
Kocanızla evde nasıl olurdunuz?
Como lo es en casa con su marido.
- Kocan mı, Alice?
- ¿ Es su esposo, Alice?
Kocanınki benimkine benziyor.
¡ A tu esposo le gusta el mío!
Kocanı tanırdım.
Conocí a su esposo.
- Kocan gibi resim yapmayı istemez miydin demiştim.
Pregunté si no le gustaría pintar como su esposo.
Korkarım kocanızın sapkın düşüncesi ısrar ediyor.
Temo que los pensamientos aberrantes de su esposo siguen presentes.
- Kocanızın deli olduğunu anlıyor musunuz?
¿ Entiende que su esposo está demente?
Kocanız mı var?
¿ Está casada?
Bayan Wegener, kocanıza yardım edebileceğime inanıyorum. Ama işim bittiğinde sizin kocanız olmayacak.
Sra. Wegener creo que puedo ayudar a su esposo pero cuando termine, dejará de ser su esposo.
Kocanı ve oğlunu araması için yaklaşık 100 adam yolladık.
Enviamos a más de cien hombres a buscar a tu esposo e hijo.
Afedersiniz madam, kocanızı arıyordum.
Disculpe Señora, Estaba buscando a su marido.
Şimdi soruyorum, yarı acı içinde, yarı umut içinde bana, beni kocan olarak kabul etme şerefini bahşeder misin?
Así que te pregunto ahora medio angustiado medio esperanzado : ¿ Me harías el gran, gran honor de aceptarme como esposo?
Sizin yumurtanız kocanızın spermiyle döllenmiş olsa da embriyo sizin olsa da onun rahminde büyüyor.
Aunque sea su óvulo fertilizado por el esperma de su esposo... el embrión es de ustedes... pero está creciendo dentro del útero de ella.
Kocanız geç saatlere kadar çalışacağım mı dedi?
¿ Tu marido te dice que trabaja horas extras?
Renshaw, kocanın çatlaklar topladığını söyledi.
Renshaw dijo que Crone estaba juntando fracturas.
Kocanız araba sürdü, at falan sürmedi.
Su esposo manejó autos, no montó caballos.
Tek dileğiniz kocanızla birlikte olmak.
Que sólo quería estar con su marido.
Ona Bakanlık ücretlerinden fazlasını istediğini söylediğimde, Kendinizi benzer bir konumda bulacağınızdan endişeliydi, Kocanın İspanyol Savaşı yarası ve hepsiyle ne oldu.
Cuando le dije que quería más que lo que pagaba el ministerio le preocupaba que usted se hallara en posición similar debido a la herida de su esposo en la Guerra Civil Española.
Kocan şanslı bir adam, Bayan Cole.
Su esposo es un hombre afortunado, Sra. Cole.
Ama artık onu kaybettiğimi biliyorum. Kocanıza kaptırdım.
Pero ahora sé que lo he perdido, por su marido.
Ringde kocanın amına koyacağım ve onunla işim bittiği zaman gelip... -... seni bütün gece sikeceğim yavrum.
Voy a joder a tu esposo en el ring y cuando lo haya acabado, te voy a follar toda la noche, nena.
Ringde kocanın amına koyacağım ve onunla işim bittiği zaman... Gelip seni bütün gece sikeceğim yavrum.
Voy a joder a tu esposo en el ring, y cuando lo haya acabado, te voy a follar toda la noche, nena.
Ondan kocan diye bahsetmene bayılıyorum.
Me encanta cómo te refieres a él como tu esposo.
Yeni kocanı ikna ettiğinde posta arabası için kullanırsın.
Y cuando hayas convencido a tu nuevo marido... puedes pagar por la diligencia de ahí debajo.
"Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim acılar içinde doğuracaksın." "Buna rağmen kocana istek duyacaksın ve seni kocan yönetecek" dedi.
"Multiplicaré superiormente tu dolor en el parto... en el dolor darás a luz a los niños... pero tu deseo será para tu esposo."
Bayan Conner, kaç tane kocanız oldu gerçekte?
Señora Conner, ¿ cuántos esposos tiene en realidad?
Kocan kim?
¿ Quién es tu marido?
Kocan mı?
Tu marido.
Kocanızla konuştuk avukatınızla birlikte geliyor.
Hablamos con tu marido, está trayendo a tu abogado.
Ufak bir mısır koçanı.
Un hombre de mazorca de maíz.