Kocanız mı traducir español
1,099 traducción paralela
Bu kocanız mı, Bayan Walters?
¿ Es este su marido, señora Walters?
Kocanız mı?
¿ Es su marido?
Peki O, sizin kocanız mı?
Pero él, ¿ es su marido?
Aşağıdaki, aşağıdaki sizin kocanız mı?
Señora, su marido está abajo...
O kocanız mıydı?
¿ Ése era su marido?
Kocanız, arkadaşlığımızdan mutluluk duymalı.
Su marido debería está contento de nuestra amistad.
Bu savunmasız hayvanların ağzı var dili yok. Böylesine ahlaksız bir çapkının asla ailesini geçindirmek ve karısını mutlu etmek için zor şartlarda çalışan bir kocanın yerini alamayacağını karım bu şekilde anlayacaktı.
Precisamente estas mudas criaturas ayudaron a mi mujer a comprender, que ese villano cruel no puede sustituir a un marido, que con el sudor de su frente, día tras día consigue alimentar a la familia, y a su mujer hace feliz.
Bayan, lütfen kocanızı çağırır mısınız?
- Gracias. Por favor, llame a su esposo.
Kocanız M - Üzgünüm, McTarry'nin öldüğünü nasıl anladınız?
¿ Cómo supo que su marido M - perdón, McTarry - estaba muerto?
Kocan Laois yolculuğa yalnız mı çıkmıştı? Ona eşlik eden muhafızlar var mıydı?
Pero dime... ¿ Viajaba solo o tenía un gran séquito, tu marido Layo?
Evliliği onayladığınızı ama kocanızın onaylamadığını mı söyleyeceksiniz?
¿ Me está diciendo que aprueba el matrimonio pero que su marido no? ¿ Es eso?
Kocanız burada araba kullanır mıydı?
¿ Su marido tenía automóvil aquí?
Kocanıza oldukça çok yardımınız dokunmuş oldu.
Ha ayudado mucho a su marido.
Kocanızın kalp sorunu var mıydı, Bayan Dean?
¿ Su marido tenía problemas cardíacos, Sra. Dean?
- Onu tanımıyordum ama kocanız için üzüldüm Bayan Stoner.
- No lo conocí pero lamento lo de su marido, Sra. Stoner.
Kocanızın yanına mı gidiyorsunuz?
¿ Se propone ver a su marido?
Nasıl oluyor da, siz ve kocanız aynı soyadını taşımıyorsunuz?
¿ Cómo es que usted y su marido no tienen el mismo apellido?
- Kocanız burada. - Burada mı?
- Su esposo está aquí.
- Onlar, benim ve kocanın şeytan olduğunu söyleyen insanlarla aynı kişiler çünkü ne yapmaya çalıştığımızı anlamadılar.
- Sí, y son los mismos médicos que dijeron que él y yo somos malignos porque no entendían lo que tratábamos de hacer.
Kocanızın İtalya'da işi var mı?
¿ Su marido tiene negocios en Italia?
Kocanızın size yalan söylemesi için herhangi bir neden var mı sizce?
Sra. Valladon, sabe alguna razón... por la cual su esposo le hubiera mentido de estas cosas?
Kocanızın mı?
¿ De su esposo?
Anlayamadım. Coben eski kocanızı izliyordu.
Coben estaba siguiendo a su ex esposo.
Sorun şu... araştırdığım iki olay Linwood Coben'in ölümü ve kocanızın kaybolması.
Mi problema es... los dos casos en los que trabajo, el asesinato de Linwood Coben y la desaparición de su esposo.
Namuslu kocanızın bile şüphelenmediğinden emin olduğum çok enteresan sapkınlıkları olan enfes bir sevgili olduğunuzu görme fırsatım oldu.
He tenido la ocasión de ver que es una deliciosa amante. Con una interesante perversión e inesperada por cierto. Que seguro su marido no sospecha.
Umarım kocanız fazla endişelenmez küçük hanım, öyle değil mi?
Espero que su marido no esté preocupado por usted.
Sizin kocanızın da benim karım kadar inançlı olmasını diliyorum...
Espero por su bien que su marido sea tan creyente como mi esposa.
Demek bütün yazma işini kocanız yapıyordu? Mımmm.
¿ Que su esposo era el que escribía todo?
Bence bulacağımız tek parmak izi kocanıza ve size ait olacaktır.
No, creo que las únicas huellas que hallaremos serán las de su esposo y las suyas, por supuesto.
- Acaba kocanızın düşmanı var mıydı?
- Sra. Williams ¿ su esposo tenía enemigos?
- Kocanızın başka kadınlarla ilişkisi var mıydı?
¿ Su esposo tuvo relaciones con otras mujeres?
Eski kocanız şurada, yukarıda mı otururdu?
Su ex esposo vivía allí arriba, ¿ verdad?
Kocanızın Komisyon'a söylediği sözleri tanıdınız mı?
¿ Reconoce las palabras de su esposo ante la Comisión?
Kocanızı aramak zorundayım ve...
Tendré que llamar a su esposo mañana y...
Eski kocanız size haber vermeden şehirden ayrılmış olamaz mı?
¿ No es posible que su ex esposo se haya olvidado y haya viajado sin llamarla?
şey, aslında, salt kocanızı görmek için uğradım.
En realidad, vine a ver a su esposo.
Siz ne hissediyorsunuz, bu konuda kocanızın tarafını mı tutuyordunuz?
¿ Qué opina de esto, señora? ¿ Está de acuerdo con su esposo?
Bayan Goodland, kocanızın güvenliğini tehlikeye sokacak hiçbir şey yapmayacağım.
Sra. Goodland, no haría nada que pusiera en peligro a su esposo.
Kocanızı hiçbir yerde bulamadım, hanımefendi.
No hallé a su esposo en ninguna parte.
Kocanız Emil Breton'u öldürdüğünüzü itiraf etmeye hazır mısınız?
¿ Está dispuesta a confesar el asesinato de su esposo Emil Breton?
Anlarsınız ya, Tanya benim kız arkadaşım, ve Bay Norris de sizin kocanız.
Tanya es mi novia, y el Sr. Norris es su esposo.
- Bu iki kocanız olduğu anlamına mı geliyor?
- O sea, usted tiene dos maridos.
Kocanız eve geldi ve ben yapmam gerekeni yaptım.
Ya he hecho lo que tenía que hacer.
Ben kocanızı fazla tanımıyorum ama... - Çok enfes bir insana benziyor.
No conozco bien a su marido, pero lo bastante como para saber que es formidable.
Peki ya kocanız başka biriyle tanıştı mı?
- ¿ Y su marido?
Kocanız biraz kısa mıydı?
Su esposo era pequeño, ¿ verdad?
Kocanız bu konuda hiç görüşünü açıklamış mıydı?
¿ Su esposo alguna vez expresó alguna opinión sobre este asunto?
Kocanızı hiç aldatmadınız mı?
¿ Nunca ha engañado a su esposo?
Kocanızın dürüst bir adam olduğuna aptalcasına inanmıştım.
Tontamente, creí que su marido era un hombre íntegro.
Size sormak istemiştim, Bayan Donner, sahil evini, siz ve kocanız 25 Kasım'dan, Şükran Günü'nden beri sahil evini kullanmamışsınız, öyle mi?
Quería preguntarle, Sra. Donner la casa de la playa usted y su esposo no han utilizado la casa de la playa desde el 25 de noviembre, Día de Acción de Gracias, ¿ correcto?
Kocanızın odasına bir kez daha bakmamın bir sakıncası var mı?
¿ Le importaría si echo otro vistazo en la habitación de su esposo?