Nï traducir español
206,657 traducción paralela
Bunların farkında olmana gerek bile yok Maia.
Puede que ni siquiera seas consciente de ello, Maia.
Bir yudum daha ağzıma koymayacağım.
No volveré a tomar ni una gota.
Onu ya da Pamuk'u endişelendirmek istemiyorum.
No quiero preocuparla a ella ni a Nieves.
Rahiple evlenmek isteyen zavallı ve deli kadını hayal bile edemiyorum.
Ni me imagino qué pobre loca se casaría a propósito con el reverendo.
- Evet, iki haftadır ses seda yok.
Sí. Han pasado dos semanas y ni una palabra.
Lucifer'in gerçek amacına dair en ufak bilgil kırısıntı bile öğrenemedim.
Ni una sola migaja de información sobre el verdadero propósito de Lucifer.
- Hayır. - Alakası bile yok.
Ni mucho menos.
- Alakası bile yok.
Ni mucho menos.
Ya da gitarlarında ölü insanların kanı bulunmaz.
Ni tiene la sangre de un tío muerto en su guitarra.
Sıyrık bile yok Dedektif.
No hay ni un rasguño, detective.
Bu Debbie'nin masası, ve gördügünüz üzere, bir tane bile makrame * yok.
Este era el escritorio de Debbie, y, como puede ver, ni un simple macramé.
Güclerin bile yok.
Ni siquiera tienes tus poderes.
Oldukça eğlenceli, fakat ben Kendimi Lucifer olarak bile tanıtmadım.
Muy gracioso, pero ni siquiera me presenté como Lucifer.
Randevu ayarlamak için ne yardımını istiyorum ne de ihtiyacım var.
No quiero ni necesito tu ayuda para organizar una cita. Estoy bien.
Oh, hiçbir fikrin yok.
Oh, no tienes ni idea.
Doktor. Hayatım üstüne yemin ederim ki, neden kavga ettiğimizi bile hatırlayamıyorum.
Por mi vida, ni siquiera puedo recordar por qué peleamos.
Bana bu kadar öfkeli olduğunu hiç düşünmemiştim.
Bien, no tenía ni idea de que estuvieras tan enfadado conmigo.
Doğruyu söylemek gerekirse Sana neden bu kadar kızdığımı bile hatırlayamıyorum.
El quid de la cuestión es que ni siquiera recuerdo por qué siempre estuve tan enfadado contigo para empezar.
Babamıni Yanan Kılıcı isyandan sonra yok ettiği söyleniyordu.
Papá supuestamente destruyó la Espada Ardiente después de la rebelión.
Kesinlikle olmayacak.
Definitivamente, ni en broma.
Eğer, Zeke'yi, oğlu öldürdüyse, annesinin haberi yoktur.
Bueno, si su hijo mató a Zeke, ella no tiene ni idea.
Bana bu kadar sinirli olabileceğini düşünmemiştim.
No tenía ni idea de que estuvieras enfadada conmigo.
Evet, ama bilişim suçları bile kıramadıysa, biz nasıl kıracağız?
Sí, pero ¿ cómo lo desciframos si el experto ni siquiera pudo hacerlo? Tiempo.
Chet'in kaç defa nerdeyse... kurduğum her şeyi yok etmesinin eşiğine geldiğini saymıyorum bile.
Ni siquiera he contado las veces que Chet ha estado cerca de destruir todo lo que he construido.
- Hiç bir fikrim...
- No tenía ni idea... - Espera un momento.
Dr. Linda, hiçbir fikrim yok.
Doctora Linda, no tenía ni idea.
Seni bu kadar çabuk görmeyi beklemiyordum... ya da senin ölümcül ışığını.
No esperaba verte a ti ni a tu... luz mortal de nuevo tan pronto.
Neyden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok.
Literalmente no tengo ni idea de lo que estás hablando.
Böyle gösterişli şeyler yaptığınızı bilmiyordum.
No tenía ni idea de que fueras tan mañosa.
Daha kim olduğunu bile bilmiyorsun.
Pero si ni siquiera sabes quién es.
Siz işinizi yaptıktan sonra, bir damla bile kalmadı.
Después de lo que hicisteis, ni una gota.
Kimse girip çıkmasın.
Que no entre ni salga nadie.
Bulunacak zerresi kalmamış.
No he encontrado ni una manchita.
Gelişmeleri bildirmene gerek yok.
Ni siquiera necesitas mantenerme informada.
Beni heyecanlandıran özel bir ameliyat buldum. Başaracağımı biliyordum. Harika bir iş çıkaracağımdan bir an bile kuşku duymuyordum.
He encontrado una operación especial por la que estaba emocionada en la que sabía que podía brillar y no estaba para nada preocupada sobre si sería capaz de hacerlo perfecto... ni un segundo, hasta que habéis venido aquí y ahora estoy un poco preocupada,
Divertikül iltihabı o kadar da kötü değil.
Diverticulitis... no es ni tan malo.
Meckel hastalığı bile değil mi?
¿ Ni siquiera es el divertículo de Meckel?
Bilmiyorum. Neden sordunuz?
Ni idea. ¿ Por qué?
Bir hediye aldı. Garip bir kutu. Var olduğunu bile bilmediği şeylerle dolu bir kutu.
Le han hecho un regalo... una caja maravillosa, llena con cosas que ni siquiera sabía que existían.
Bağıran çocuğu yerinden kaldırmanıza gerek yok.
Ni siquiera tiene que mover al niño que grita. - No, no me gusta Goldfish.
Sen de söylemedin.
Ni tú tampoco.
- Birazcık ciddi olmasan?
- ¿ Ni un poco?
Kontrolsüz ve steril olmayan bir ortamda şırınga ile beyni delmenin bir milimetre uzağında olacaksın.
La sitúa a menos de un milímetro de perforar materia gris con una jeringuilla en un ambiente ni controlado ni estéril.
Hangi şehirdeyiz acaba?
No sé ni en qué pueblo estamos.
Fakat Dr. Grey daha önce hiç görmediğim koşullar altında bir adamın beynine müdahale etti. Bir kez bile bocalamadı ve duraksamadı.
Pero la Dra. Grey estaba trabajando en el cerebro de un hombre en condiciones que nunca había visto y no falló ni dudó ni una sola vez.
Bluzunu bile bulamamışlar.
No encontraron ni una blusa.
Hala o olup olmadığını bilmiyoruz.
Ni siquiera sabemos si es ella.
Hayır, Owen annesine bile söylemedi.
No. Owen ni se lo ha dicho a su madre, así que, no, Nathan no lo sabe todavía.
- Kesinlikle olmaz!
¡ Ni hablar!
Yanındakinin kim olduğunu bilmiyordum.
No tengo ni idea de con quien estaba.
Kimseyi duymadık ya da görmedik.
No hemos visto ni escuchado de nadie.