Ona inanıyorum traducir español
525 traducción paralela
Ama ona inanıyorum.
¡ Pero yo le creo!
Ona inanıyorum.
Creo en él.
Beni bulacağını söyledi ve ona inanıyorum.
Me encontrara de nuevo. Y me atrapara... él no me olvidara.
Minerva söyledi, ona inanıyorum.
Minerva me lo dijo y le creo.
Ben ona inanıyorum.
Yo me fío.
Ona inanıyorum.
Le creo.
Ona inanıyorum. Crotty'nin karıncaları gördüğü gün doğu yönünde kuvvetli rüzgar vardı.
Cuando Crotty vio las hormigas había una fuerte corriente del Este.
Sana inanmıyorum. Ona inanıyorum.
No te creo ; a él, sí.
Ona inanıyorum.
Yo sí la creo.
Hiç bir şey bilmediğini söylüyor. Ona inanıyorum.
Dice que no sabe nada y le creo.
Ben de ona inanıyorum.
Y yo creo en él.
Henüz değil ama sanırım ona inanıyorum Harry.
Aún no. Pero pienso que creo en él, Harry...
- Ona inanıyorum.
- Yo le creo.
Ona inanıyorum ve bekliyorum.
Yo confío en él y esperaré.
Ona inanıyorum.
Yo le creo.
- Ben ona inanıyorum.
- Estoy de acuerdo.
Ben ona inanıyorum.
Yo le creo.
- Ona inanıyorum.
- ¿ Por qué tenía que ser ella?
Amaçladıkları bunlar. ve ona inanıyorum.
Ésas son sus pretensiones y le creo.
Kapasitesinde hangi yetenekleri varsa ona inanıyorum, belki organizasyonumuza katılması... renklerimiz altında yarışması için ona bir fırsat verebiliriz.
Si tiene el talento del que lo creo capaz quizás podamos ofrecerle unirse a nuestra organización y competir llevando nuestros colores.
Ona inanıyorum.
Lo creo.
Ron ne istediğini biliyor, ona inanıyorum. Ona istediği şeyleri yapma fırsatı vermeye çalışıyorum.
Se escribe así, pero se pronuncia, "Throatwobbler Mangrove".
Ron ne istediğini biliyor, ona inanıyorum. Ona istediği şeyleri yapma fırsatı vermeye çalışıyorum.
Sé lo que Ron quiere hacer y creo en él y sólo intento... crear las oportunidades para que Ron haga las cosas que quiere hacer.
Evrenin en güçlü patlayıcısını yarattığını söyleyip böbürleniyor, ben de ona inanıyorum.
Alardea de haber creado el explosivo más potente del universo y yo le creo.
Evet, ona inanıyorum.
Le creo.
- Evet, ben de ona inanıyorum.
- Sí. Yo también creo eso.
Ama ben Ona inanıyorum.
Pero yo creo en él.
Hiç bir şey bilmediğini söylüyor. Ona inanıyorum.
Dice que no sabe nada y yo le creo.
Ardından ona inanıyorum, ve harika bir sevişme yaşıyoruz.
Y yo le creía, y hacíamos el amor.
Ama ben ona inanıyorum.
Pero le creo.
Ona inanıyorum.
Yo creí a ese.
Tatlım, sen neye inanıyorsan ben de ona inanıyorum.
Cariño, yo creo lo que tú crees.
- Ona inanıyorum.
Yo la creo.
Ona inanıyorum. Bu bir adamın hayatını savunmak için yeterli olmayabilir.
Adama, llamamos a esta sesión para honrarlo, no para discutir con Ud.
Ona inanıyorum. Bu bir adamın hayatını savunmak için yeterli olmayabilir.
Quizás no sea suficiente como para defender la vida de un hombre.
Ona inanıyorum ve içeri alıyorum. Yine de yanlış bir şeyler olduğunu biliyorum.
Le creo y le dejo pasar, aunque sé que algo está mal.
Ben ona inanıyorum.
Bueno, pues lo creo.
- Ona inanıyorum, Louis.
- Yo le creo, Louis.
Ona inanıyorum, ama seni de seviyorum.
Y, oye, yo también te quiero. Será mejor que llames pronto porque me voy a Sudamérica esta noche- Seguro.
- Ona inanıyorum.
- Se lo creo.
Çünkü ona tüm kalbimle inanıyorum.
Porque confío en él con todo mi corazón.
Son doğum gününde ona bir sigara kutusu hediye ettiğine inanıyorum.
Creo que le regalaste una pitillera en su último cumpleaños.
Güzel söylüyorsunuz ama ben inanıyorum ona.
No me importa lo que digas. Le creo.
İster inanın, ister inanmayın elbiseyi ona göstermenin hâlâ uğursuzluk getireceğine inanıyorum.
Sigo creyendo que da mala suerte enseñarle el traje al novio. Sea o no una sorpresa.
Ben de sizin gibi medyumum ve inanıyorum ki ona ulaşabilirim.
Soy médium, como usted, y presiento que puedo llegar a él.
Efendimizin ona ev hapsi cezası verdiğine inanıyorum.
Creo que ordenó que estuviera confinado en su casa.
Ona o kadar inanıyorum ki, kumar oynamaya hazırım.
Tengo tanta fe en él que me apetece apostar.
- İnan bana, onu iyi tanıyorum. Ona hiçbir şey söyleme.
Usted no necesita decir una palabra.
Ona güveniyordum, geçmişinde ne olduysa onun hatası olmadığına inanıyorum.
Ahora, tengo toda la fe en ella, puede apostar por ello. Lo que hubiere en su pasado, estoy seguro de que no es culpa suya.
Bunun ona ulaştığına inanıyorum.
Quizá ella pueda sentir tu odio.
Ona niye inanıyorum ki?
¿ Por que no le creo?