English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Sakinleştirici

Sakinleştirici traducir español

1,525 traducción paralela
Eğer sakinleştirici verirsem, anne ve bebeğin hayatı tehlikeye girer.
Si le doy más sedantes, le podría afectar a ella y a su bebé
İki hafta önce ona sakinleştirici verdim.
Hace dos semanas tuve que sedarle.
Tamam, peki, bir sakinleştirici yazıyorum şimdi eve gidip, dinlenin. Tamam mı?
Le voy a dar un relajante y se me va a casa a descansar.
Sakinleştirici verildi.
Están sedados.
Sakinleştirici vermenizi söyledim.
Le dije que lo sedara.
Sakinleştirici vermeme izin verin.
Déjeme darle un sedante.
Bu sakinleştirici.
Esto es un sedante.
Sakinleştirici beynine gitmiş olmalı.
La jeringa debió perforarle el cerebro.
Bayan kim, hastamıza sakinleştirici iğne ve bir serum verin lütfen.
Srta. Kim, una inyección de Ativan y traiga un litro de D5W
Baba sakinleştirici var mı?
Papá ¿ tenemos algunos tranquilizantes?
Bu sakinleştirici silahla onu vurup ödülü alacağım ve hayır müzayedesinde kadınıma teklif yapacağım.
Le dispararé un dardo tranquilizador, cobraré la recompensa... y ofertaré por mi mujer en la subasta.
Jenny'nin sakinleştirici etkisinde olduğunda biliyoruz.
Si, sabemos que fué narcotizada con Roipnol.
Onlardan biri sakinleştirici taşıyormuş : Tony Garcia.
Uno de ellos llevaba Roipnol, Tony Garcia.
Şampanyaya aşırı dozda sakinleştirici katılmış.
El champagne fué mezclado con gran cantidad de Roipnol.
Kendin içeceksen niçin kadının içeceğine sakinleştirici koyarsın ki?
Porqué poner droga en la bebida de la chica e ingerirla tú mismo?
Doğru. Ve sakinleştirici unutturucu etkiye sahip.
Claro y tiene propiedades amnésicas.
Olayları kronolojik olarak düzenliyorum Jenny'nin boğazı kesilmeden önce birileri şampanyaya sakinleştirici koydu.
Estoy retrasando la secuencia temporal, hasta antes de que le cortaran el cuello, cuando alguien narcotizó el champagne con Roipnol.
Şampanya kapağında ve sakinleştirici şişesinde bulduğum parmak izleri aynı.
Las mismas huellas en el frasco de Roipnol y en la botella de Champagne.
Uyuyabilmek için düşük doz sakinleştirici ile birlikte içti.
Lo tomaba con un poco de Valium para dormir.
Evet, sakinleştirici verdiler.
- Oscar estará bien. - Está sedado.
Dün veteriner ona sakinleştirici vermişti.
Lo sedamos ayer en el veterinario.
Sakinleştirici verilmiş bir köpeği kim kaçırsın?
Nadie va a secuestrar a un perro sedado.
Düzelecek.Hafif bir sakinleştirici verdim, şu an istirahatte.
Lo tengo ligeramente sedado y está descansando.
Bana sakinleştirici veriyorlar.
Me han inyectado un tranquilizante de esos.
Hayır dostum. Peki ya sakinleştirici?
No. ¿ Qué tal algún agente suavizante?
Dostum buranın her tarafında sakinleştirici var, tamam mı?
Y aquí hay agentes suavizantes por todas partes, ¿ no?
- Sakinleştirici vermeliyim. - Bazı cevaplar alana kadar olmaz.
Tengo que administrarle un sedante.
- Sakinleştirici artık işe yaramıyor.
El sedante ya no funciona.
CT için sakinleştirici verdiler, o yüzden biraz sersem gibi.
Le dieron un sedante para la tomografà ­ a, asà ­ que està ¡ un poco atontada.
Sakinleştirici verdik.
Está sedada.
Tanrım! Sakinleştirici verilmişti.
Dios mío, estaba sedada.
Dr. Foreman da sana sakinleştirici verecek. Aç ağzını.
Abre la boca.
Brick'e de diğerine sakinleştirici vermesini söyleyin.
Tomaré a la que está sangrando. Sólo dile a Brick que le de a esa un sedante o algo.
- Sakinleştirici falan istemiyorum ben!
¡ Bueno, no quiero un sedante!
Matt sakinleştirici alırsa sorunlarıyla yüzleşemeyecek.
Matt no podrá enfrentar sus problemas si está sedado.
Onlar sakinleştirici değil, onun rahatlamasına yardımcı olacak,... böylece onu gerçekten inciten şeyle mücadele edecek.
No son sedantes. Sólo lo ayudarán a relajarse... para que pueda enfrentar lo que en realidad lo lastima.
İlk olarak kendine bir miktar sakinleştirici yaptın. .. sadece araştırma ve incelemeleri geçebilecek kadar
Primero, te inyectaste una dosis mínima de tranquilizante... como para que figurara en la investigación.
Bir valium ( sakinleştirici ) daha ver, ve gevşemesini söyle.
Dale otro Valium. Dile que se relaje.
Sakinleştirici, uyarıcı, vikes, perks.
De todo. E, estimulantes, calmantes, zetas, Vicodin, acetominofen.
Onlara sakinleştirici verildi ve istirahat ediyorlar.
Han sido sedados y descansan cómodamente.
-... sakinleştirici verdim.
Le di suficiente sedante para noquear a un caballo.
( Yalnızca Cadman yüzünden. ) ( Sakinleştirici biri biliyor musun? )
Gracias a Cadman ahora está calmada, ¿ sabes?
Yürüttüğün sakinleştirici, ağrı kesici ve öksürük şurupları hakkında.
Es por los tranquilizantes, analgésicos... y medicinas para la tos que han desaparecido.
B kategorisinden bir sakinleştirici.
Es un sedante categoría "b".
Sakinleştirici ilaç almıştım.
Me tomé un Quaalude.
Sakinleştirici çaya falan ihtiyacım yok.
no necesito ningun té relajante!
Sakinleştirici verip kafese koymuşlar.
Lo tranquilizaron, y lo llevaron a la perrera.
Sakinleştirici veriliyor.
Está sedada. Dormirá toda la noche.
Sakinleştirici
Tranquilizante.
Ona sakinleştirici verdim.
- No, no por ahora, está sedada.
Bir sakinleştirici alın yahu.
Tranquilo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]