Tanrı biliyor ya traducir español
362 traducción paralela
Vergilerimi ödüyorum, ki Tanrı biliyor ya, çok yüksekler.
Pago mis impuestos. ¡ Y Dios sabe que son muchos!
Tanrı biliyor ya seni seviyorum.
Dios sabe que te quiero.
Tanrı biliyor ya çalışında hiç içtenlik yok.
No pones el alma cuando tocas. El cielo lo sabe.
Tanrı biliyor ya müthiş bir güzelliğim yok ama bu gece en güzel halime bürünmek istemiştim.
No soy una belleza despampanante... pero hoy quería lucir lo mejor posible.
İsterlerse gelip alsınlar. Ama tanrı biliyor ya bu hayatta beni mutlu eden birkaç şeyden biri.
Que se lo lleven, aunque sea una de las alegrías de mi vida.
Tanrı biliyor ya, uzun zamandır evimizde.
Quizá un poco más, debería saberlo. Ha estado en casa mucho tiempo.
Tanrı biliyor ya denedim.
El cielo sabe que lo he intentado.
Tanrı biliyor ya, bunu hak etmiyorum ama size minnettarım.
No lo merezco, pero se lo agradezco.
Tanrı biliyor ya, onun istediğine sahip olmasını diliyorum. Benim yerime siz olsanız bile.
Le digo la verdad, quiero que tenga lo que quiera, aunque sea usted y no yo.
Ve düşman dışarıda bir yerde. Tanrı biliyor ya oradalar.
Dios sabe que están ahí afuera.
Tanrı biliyor ya, sana iyi şanslar diliyorum.
Y Dios sabe que te deseo suerte.
Tanrı biliyor ya, Ben,.. Ben sevimli değilim, Ama onu sevmiştim.
Dios bien sabe, Ben, que no soy encantador, pero la amaba.
Adada doktor yoktu ve Tanrı biliyor ya, ihtiyaçları vardı.
No tenían médico en la isla, y sólo Dios sabe como lo necesitaban.
Tanrı biliyor ya, öğrenilmemesi için elimden geleni yaptım.
Dios sabe que hice lo que pude para evitarlo.
Tanrı biliyor ya zaten yeteri kadar günahım varken bir de bana hiç zararı dokunmamış bir adamı öldürmenin günahını yüklenemem
Ya tengo bastante sobre mi conciencia, para añadir la muerte de un inocente.
Tanrı biliyor ya, doğruyu söylüyor.
Les está diciendo la pura verdad. No tenemos caja fuerte.
Tanrı biliyor ya, bir hafta için ruhumu verirdim.
Por Dios, daría mi alma por una semana.
Tanrı biliyor ya, ablanızın getirdiği onca adamla bir sürü seçeneğiniz oldu.
Bien podría haber elegido entre todos esos hombres que le traído su hermana.
Sonra, Tanrı biliyor ya, bu orduyu gömeceğiz.
Y después enterraremos a este ejército.
Tanrı biliyor ya, onu ele geçirdik!
¡ Por Dios, ya es nuestro!
Tanrı biliyor ya, ruhum huzura hasret.
Bien sabe Dios que mi alma ansía un poco de paz.
Tanrı biliyor ya, adama zam yapma vakti geldi de geçiyor.
Bien sabe Dios que ya es hora.
Tanrı biliyor ya ondan ne kadar da çok nefret ediyorum.
Ay, cuánto le odio. Ay, Dios, cuánto le odio.
Tanrı biliyor ya bunu doğru okuyabilirsin.
Debes poder pronunciar eso.
Tanrı biliyor ya bunun suçlusu sadece bizleriz.
Dios sabe que nosotros somos los culpables.
Onun hakkında merak ettiğim bir şey var, tanrı biliyor ya!
Siempre me he preguntado una cosa. Esta es una verdad divina.
Tanrı biliyor ya, piç kuruları hala...
Son unos cabrones, pero bueno.
Tanrı biliyor ya, buradaki ilk çocuğun doğumunu dört gözle bekliyordum.
El cielo sabe lo que he deseado ver al primer niño nacido aquí.
- Tanrı biliyor ya denedim.
- Dios sabe que lo intenté.
Tanrı biliyor ya denedim.
Dios sabe que sí.
Tanrı biliyor ya polis onları enselemeyi çok istiyor. Ama bunu kanıtlamanın bir yolu yok.
Dios sabe que a la policía le gustaría atraparlos pero, no hay forma de probarlo
Tanrı biliyor ya, erken olması geç olmasından daha iyi.
Dios sabe que pronto antes que tarde.
Tanrı biliyor ya bu şehirden çıkmayalı uzun zaman oldu.
Hace mucho que no salimos de este pueblo.
Tanrı biliyor ya, paranın yarısıyla...
Me vendrían muy bien la mitad De unos derechos de autor
Tanrı biliyor ya çok şey istemiyordu.
Y Dios sabe que no pedía mucho.
Tanrı biliyor ya, benim de.
Siempre inflama mis deseos.
Çünkü, Tanrı biliyor ya, buna ihtiyacın olacak!
¡ Dios sabe que vas a necesitarla!
Tanrı biliyor ya, zamana ihtiyacın var.
Dios sabe que necesitas tiempo.
Tanrı biliyor ya, şu son birkaç günde ne kadar çok şeyle uğraştık.
Dios sabe que todos tenemos algo con qué lidiar... -... estos últimos días.
Tanrı biliyor ya, bu sefer hak ettik.
La ocasión bien lo merece.
Tanrı biliyor ya Howard hayatımda kimseden iyilik istemedim.
Bien sabe Dios, Howard que nunca pedí un favor.
Tanrı biliyor ya, onunla 30 yıl evli kaldım.
Yo estuve con él 38 años.
Tanrı biliyor ya... ona öğretmeye çalıştım ama kendini beğenmişliğinden beceremedi.
Intenté sacarle ese instinto... pero ya lo tiene arraigado en su sangre de inmigrante.
Tanrı biliyor ya, bunu her zaman başaramıyorum.
Dios sabe que no siempre lo consigo.
Lily Mortar zararsız bir kadın değil. Tanrı da biliyor ya...
Lily Mortar no es una mujer inofensiva, aunque sea bastante tonta.
Tanrı biliyor, İskoçlara değil Roma'ya karşı silahlanırım.
Tan dispuesto estoy a empuñar la espada contra Roma...
Tanrı bilir ya, bu kadar zaman sonra hala sırtlarında kambur var. Yakında öğrenirim ama. Bir de ne oldu biliyor musun?
Dios sabe si después de todo este tiempo todavía serán adictos a las drogas, pero pronto lo sabremos.
Biliyor musunuz, bu Tanrı'ya Şükran Günü yemeğine benziyor.
Eso parece mi comida de Acción de Gracias.
Biliyor musun, Roma'ya ilk geldiğimde hepiniz gözüme tanrı gibi gözükmüştünüz.
Sabes, la primera vez que vine a Roma, todos ustedes me parecían dioses.
Kurtulanlar arasında yer almadan önce Tanrı, kim olduğunu biliyor mu?
Y eso es eI TULIP. Antes de poder ser salvado... - ¿ Dios ya sabe quién eres?
Ve Doktor, Tanrı da biliyor ya, ben, katılımı destekleyen biriyim, ama arada bir cümlelerimi bitirmeme izin vermeniz hoşuma giderdi.
Y doctora... Dios sabe que escucho a los demás. Por eso, me gustaría que me dejara terminar mis frases de vez en cuando.