English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ U ] / Uyandım

Uyandım traducir español

8,118 traducción paralela
Yüz yıllık uykudan daha yeni uyandım.
Acabo de despertar de un siglo de sueño
... ve böylece çamaşırhanede uyandım.
... y luego me desperté en la lavandería.
- Daha sonra uyandım ve bunları çizmem gerektiğimi anladım.
Lo que pasó fue como, Me desperté una mañana - Y bam, un puto voz gritando en mis oídos. - Kurt...
Yeni uyandım.
Me acabo de despertar.
Gece iki buçuktu. Uyandım, Matty yatakta değildi.
A las 2 : 30 de la mañana, me desperté, y Matty no estaba en la cama.
Hayır, şeyden sonra arabada uyandım...
No... Bueno, me desperté en el auto después...
Beş kuruşsuz uyandım sonuçta.
Ya que me he despertado sin nada.
- Kimin yatağında uyandım ben?
- ¿ En qué cama me desperté? - En la mía.
Uyandım işte, yeni bir güne, yeni bir hayata başlayacağım için heyecanlıyım.
Bien, estoy despierto, emocionado de empezar un nuevo día, una nueva vida.
Baloncuklu naylona sarılı şekilde uyandım.
Desperté envuelto en plástico de burbujas.
Bu sabah ağzımda puronun tadıyla uyandım.
Me desperté con el sabor de esos cigarros en la boca.
Her neyse, ben uyandım.
Bueno, el caso es que me levanto.
Sadece bir sabah uyandım ve düşüncelerim farklıydı.
Acabo de despertar una mañana y las cosas eran diferentes.
7 yıl süren bir komadan yeni uyandım ve nişanlımın 6 ayda benden vazgeçtiğini öğrendim. Bu yüzden sızlanmayı kesin de beni dikkatlice dinleyin.
Acabo de despertar de un coma de siete años y descubrí que mi prometido dejó de visitarme después de seis meses, así que ahorradme vuestras historias lacrimógenas y escuchad con atención.
... bir takırtıyla uyandım.
¡ Y luego me despertó un ruido!
... bir takırtıyla uyandım.
¡ Y me desperté por un gran martilleo!
Bugün bir uyandım Güneş doğmuş, parlıyor Aklımı buldum Kahverengi kese kâğıdının içinde Bulutların üstünde gezdim Düştüm 15 bin metreden
Me levanté esta mañana con el atardecer brillando encontré mi mente en el interior de una bolsa de papel marrón viajé sobre una nube y caí doce kilómetros hacia arriba desgarré mi mente contra un cielo dentado simplemente me he pasado
Bizim yaşlarımızda uyandığımız her sabah hoş bir sürpriz.
A nuestra edad, cada mañana que te levantas es una agradable sorpresa.
Her şeyin tersine döndüğü alternatif bir evrende uyandığım için mi?
¿ Porque me he despertado en un universo paralelo donde arriba es abajo y bien es mal?
Ne yani, seni arayıp uyandırayım mı? Uyuyordun.
¿ Qué, voy a llamarte y despertarte?
Seni yalnızca bir kez uyandırmak zorunda kaldım.
Solo tuve que despertarte una vez.
Seni, kız kardeşlerini ve erkek kardeşlerini uyandırdım ve Mabel halaya kalmaya gittik.
Los saqué a ti y a tus hermanos fuera de la cama, y fuimos donde la tía Mabel a dormir.
Saat dokuz buçuğu geçti, onları uyandırmak istemem.
Pasan de las 21 : 30 p. m., no quiero despertarlos.
Bu köpek sizi uyandırmadı mı?
¿ Esta perra los mantuvo despiertos?
Yarın sabah 6'da beni uyandır.
Despiértame mañana a las 6 : 00 a.m.
Ve beni yarın sabah saat 6'da uyandırmaya ne dersin?
Y, ¿ por qué no me despiertas mañana a las 6 a.m.?
Seni uyandırırım eğer benden nazikçe rica edersen.
Y sí, te despertaré, pero solo si me lo pides bien.
Ne dersem diyeyim ve ne yaparsam yapayım umursama ve beni uyandır.
Solo ignora lo que diga o haga y despiértame.
Sizin de, eğer Dar Deniz'in ötesinde hükmedecekseniz, o aşkı uyandırmanız lazım.
Y usted necesitara inspirar devoción, mucha de ella, si alguna vez piensa gobernar mas allá del mar angosto.
- Uyandırdım mı? - Hayır.
No.
Yan yana olacağız. Yaptığımız şeyin, her halükarda milletimizi uyandıracağını bilerek.
Permaneceres juntos sabiendo que de todas formas, lo que hacemos, sacará a nuestro país de su inactividad.
Glee kulübüyle uğraşmanın bir yolu olmalı kulübü sonsuza kadar yok etme isteğimi anlayacak hassas, şüphe uyandırmayan bir piyon bulmalıyım.
solo para poder desangrarme y morir. Tiene que haber algún modo, para conseguir en el Glee Club algún peón ingenuo. Puedo doblar mi voluntad para desmantelar ese Glee Club de una vez por todas.
Keşke söyleseydin, uyandırdım.
Lo siento, no me lo dijiste. Te desperté.
Seni uyandırdığımız için bize bağırdığın zaman gibi.
Cuando nos gritaste por despertarte.
Uyandığımızda odamızdaydı.
Nos despertamos, y ella estaba en nuestra habitación.
Merak uyandırıcı bir varsayım.
Una intrigante hipótesis.
Belki yanında uyandığım için her sabah kusuyorumdur.
Tal vez vomito todas las mañanas porque me despierto a tu lado.
Telefonun çalıp durdu ama seni uyandırmayayım dedim.
Tu móvil sigue apagado, pero no pensé que debiera despertarte.
Uyandığımız zaman "Kemerini unutma." dedin.
Dijiste : "Al despertar, no olvides tu cinturón".
# Hiç kalbin yanlış taraftaymış gibi hissederek uyandın mı?
* ¿ Te has sentido como si te despertaras * * en el lado equivocado del corazón? *
İki yıl sonrasında Wringley Field'in dışında terk edilmiş bir inşaat alanında uyandığımda çırılçıplaktım.
Dos años después y desperté completamente desnudo en un sitio de construcción. En las afueras de Wrigley Field.
- Seni uyandırmamışlardır umarım.
- Ojalá no te hayan despertado.
- Eyvah, uyandırmadım ya?
¿ Te he despertado?
Yüz yıl uyuyup uyandığımız zaman hiç sahip olmadığımız kadar güçlü olacağız.
Vamos a dormir durante un siglo y a despertar con un poder diferente a cualquiera que haya sido visto.
Sonra uyuduk. Büyülerimiz zamanla güçlenmeye devam etti. Uyandığımız zaman çok büyük bir güce sahiptik ve bir yıl yaşayabiliyorduk.
Y nos quedamos dormidas, mientras nuestra magia se acumulaba hasta que despertamos, llenas de un inmenso poder que nos deja vivir un solo año de vida.
Tabii, uyandığı zaman bize büyük bir şevkle yardım etmek isteyeceğinden eminim.
Sí. Claro, si se despierta, estará dispuesta a ayudarnos con un entusiasmo desenfrenado.
Her uyandığım zaman bana yaptıklarını hissetmeyeyim diye kalbimi söküp atmak istedim. O çocukları senden kurtaramamanın verdiği derinden yaralayan acı var ya kendi canımdan çok sevdiğim kadından kurtaramamak...
Quería rasgar mi propio corazón cada vez que me despertaba para que no pudiera sentir lo que me hiciste, ese profundo dolor de huesos sabiendo que no podría salvar a esos niños de ti,
- Affedersin, uyandırdım mı? Uyuyamadım.
Lo siento, ¿ te desperté?
Ama seninle tanıştım ve bende gözlerinde gördüğüm adam olma isteği uyandırdın.
Pero entonces te conocí, y me hiciste querer ser el hombre que vi a través de tus ojos.
Demek istediğim, bir gün uyandığımda artık burada olmamın istenmediğini öğrensem dostum, dışarı çıkar ve bir daha arkama bakmazdım.
Lo único que digo es que si de repente un día me despierto y me doy cuenta que no me quieren aquí, tío, me marcharía por la puerta principal sin mirar atrás.
Her sabah uyandığında orada durup.. .. o lanet suratını yumruklayacağım.
Y cada mañana se despierta, y yo estoy de pie allí y estoy perforando lo justo en su puta cara.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]