Uyandın mı traducir español
1,564 traducción paralela
Uyandın mı?
¡ Despierta!
Hey, hey. Uyandın mı?
Oye, oye. ¿ Estás despierta?
Casper, uyandın mı?
Casper ¿ estás despierto?
Hey, uyandın mı?
¿ Estás despierto?
Sana, uyandın mı dedim.
Pregunté que si estás despierto.
Uyandın mı?
¿ Te despertaste?
Uyandın mı?
Levantado?
Ryan, uyandın mı?
¿ Ryan, estás despierto?
Uyandın mı?
¿ Estás despierto?
Sonunda uyandın mı?
¿ Te despertaste al final?
Anne, uyandın mı?
Mamá, ¿ estás despierta?
Şimdi uyandın mı, kız?
¿ Estás despierta ahora, niña?
Uyandın mı, Clare?
Clare?
Bu arada, Kulede bir adamın çığlığı ile uyandım.
De por cierto, fui despertado por un tipo gritando en una torre.
İşin doğrusu, bu sabah uyandığımda kendimi şişko hissettim, yani galiba, kendimi şişko ve yaşlı hissetmeye başladım, sen haklıydın, ama.
Hoy me levanté sintiendo que estaba gordo. Me siento gordo, últimamente, y también viejo, como tú dijiste.
Merak uyandırmak için senin ustalığın lazım.
Necesitamos tus dotes de showman para crear el suspense.
- Bay Enderby'yi uyandırır mısın?
Despierta al Sr. Enderby.
Karşımda sürekli onun evini görmem bende artık hayatımın değiştiğine dair güçlü bir his uyandırmıştı.
Mientras observaba su puerta tenía un sentimiento muy profundo de cambio en mi vida.
Eğer uykuya dalarsam, beni uyandırır mısın?
Si estoy dormida, ¿ me despertarás?
Onlara uyandığını söylemem lazım.
Debo decirles que está despierta.
Duruşma boyunca şuuru böyle kapalı kalsın diye dua ediyorum. Her şey bitip de uyandığında ona büyük bir oyuncak alacağım.
Ojalá sea uno de esos casos en los que está inconsciente durante el juicio... pero, a su término, despierta y le regalan un juguetote.
Bazen sorumluluklarımı düşünmekten sabahın dördünde uyandığım oluyor.
A veces me despierto a las 4 : 00AM pensando en todas las responsabilidades.
- Uyandırdığın zaman mı söyledi?
- ¿ Se lo dijo cuando lo despertó? - No.
Söylemem lazım, bu sabah uyandığımda bunun olacağını hiç düşünmemiştim.
Tengo que contártelo, cuando desperté esta mañana honestamente no creía que pasaría esto.
Sonra hatırladığım ise uyandığımda jantlarımın gitmiş olduğuydu.
Lo siguiente que recuerdo es que me desperté y mi coche estaba sobre bloques.
- Uyandın mı?
¿ Estás despierta?
Bora Bora'da olacağım, iki saat geride yani gerek yoksa beni uyandırmayın.
Estaré en Bora Bora, a dos horas menos no me despertéis sin razón.
Onu uyandırdın mı?
¿ Lo tienen levantado?
Albert, ölü taklidi yapmaktan yeni uyandın elinde iki milyon papel var artı cebinde de ödeme çekleri. Sana yardım edenleri gayet güzel kandırdın peki, sonra ne yaparsın?
Albert, acabas de venir de animación suspendida, tienes dos millones más de giros postales en tu bolsillo trasero, acabas de deshacerte satisfactoriamente de tu equipo de socios,
Cynthia, hastanede kaldığını söyledi. Patron uyandı mı?
Cynthia me dijo que se quedó en el hospital. ¿ El jefe está despierto?
Hayır, ama karımı ve çocuklarımı uyandırdın, sik kafalı.
No, pero despertaste a mi esposa e hijos, idiota.
Evet, penceremin önünde ki kuşların hoş cıvıldamalarıyla uyandım.
Si bueno, fui levantado por el placentero sonido del trinar de los pajaros en mi ventana.
Üç ay kadar önce bir gün... Uyandığımda avuçlarımın terli olduğunu fark ettim.
Hace tres meses, desperté con las palmas de las manos sudadas.
Hayatımızın geri kalanını evde geçiririz, senin her uykuya dalışında, senin sözlerinin olduğu bir kitapla sana vurarak seni uyandırırım.
Porque tengo un libro de chistes racistas en mi bolsillo Te aborrecerás, pero te reirás
Vince'e uyandığında Ari'yi aramasını ve onu tekrar arayacağımı söyler misin? .
Dile a Vince que llame a Ari cuando se despierte, y lo tendré nuevamente.
Uyandığını haber aldım.
Escuché que estabas despierta.
Komadan uyandığım günden beri, ileriye doğru gittiğimi sanıyordum, fakat Jordan yaptığımın sadece kaçmak olduğunu farketmemi sağladı.
Después de que me desperté de aquel coma,... pensé que avanzaba. Pero Jordan me ayudó a comprender que todo lo que yo hacía era escapar.
Ama, işler çığırından çıktı ve birden uyandım, hayatımın ne yöne gideceğine karar vermeliydim.
Pero las cosas se volvieron algo locas, y yo tuve un gran llamado de atención y tuve que decidir cómo iba a vivir el resto de mi vida.
Senekisu ve ben, uyandığımız güne kadar andımızın bir kanıtı olarak, kendimiz için karşılıklı iki kule inşa ettik.
Tanto yo como Senex, levantamos torres opuestas. Para que actúen como testigos de la promesa que tendrá lugar... el " "Día del Despertar" ".
Öyleyse... sanırım uyuyan ejderhayı uyandırmanın zamanı geldi, değil mi?
Bueno entonces supongo que ya es hora de despertar al dragón dormido, ¿ no?
Malzemeleri parçalayarak, hayatımı çekilmez kılıyorsun. Hayatını çekilmez kılma isteği uyandırıyor.
Si destrozas equipos, me amargas la vida y me haces amargártela a ti.
Duman mı yoksa yangın mı, beni hangisinin uyandırdığını bilmiyorum?
No sé si me despertó el humo o el fuego.
Selam, dostum. Beni bir daha asla bu kadar erken uyandırma. Anladın mı?
Oye, amigo, no vuelvas a despertarme tan temprano nunca mas, ¿ de acuerdo?
Soğuktan mı uyandın?
Te despertó el frío?
Tanrım, sonunda uyandın.
Dios mio, por fin despertaste
Bu saatte uyandırdığım için üzgünüm ama bilmek istersin diye düşündüm. Kısmen haklıymışsın.
Lamento despertarte a esta hora pero pensé que querrías saber que tenías algo de razón.
Tümörden kurtulmayı başardım. bu nedenle uyandın.
Conseguí aliviar la inflamación, por lo cual es que te has despertado
Uyandınız mı?
¿ Está despierto?
Uyandırdığım için kusura bakma....... ama haklıymışsın demek istedim.
Lo siento por despertarte. Pero tengo que dejarte saber que estabas en los correcto.
Uyandın mı?
¿ Ya despertaste?
O yüzden bir sabah uyandım. Stuart'ın kahvaltısını hazırladım ve havaalanına gittim.
Hasta que una mañana, me desperté, le hice a Stuart su desayuno, y me fui al aeropuerto.