Uyandırdım mı traducir español
1,426 traducción paralela
Seni uyandırdım mı?
¿ Te desperté?
- Uyandırdım mı?
- ¿ Te desperté?
Afedersin, uyandırdım mı?
Lo siento, te desperte?
Uyandırdım mı?
¿ Te he despertado?
Uyandırdım mı?
¿ La he despertado?
Sizi uyandırdım mı?
¿ Le he despertado?
- Seni uyandırdım mı?
- ¿ Te he despertado?
Selam, benim. Uyandırdım mı?
Hola, soy yo. ¿ Te desperté?
Seni uyandırdım mı?
¿ Te he despertado?
- Ben seni uyandırdım mı?
- ¿ Te desperté?
Üzgünüm, uyandırdım mı?
Perdón. ¿ Te desperté?
Uyandırdım mı?
Te desperte?
Uyandırdım mı?
¿ Te desperté?
Seni uyandırdık mı?
¿ Te despertamos?
Sizi uyandırdık mı?
¿ Los despertamos?
ÖyIe korkmuştum ki... annemIe babamı uyandırdım ama onIar sadece rüya gördüğümü... ve yatağa geri dönmemi söyIediIer.
Tuve tanto miedo, que desperté a mis padres, pero solo dijeron que era un sueño y que me vuelva a la cama.
Seni zamanından önce uyandırdığım için özür dilerim. Ama hepimizin ölümcül bir tehlike içinde olmamızdan korkuyorum.
Le pido disculpas por despertarlo antes de tiempo pero me temo que todos corremos peligro.
Uyandırdığım için üzgünüm ama konuşmalıyız.
Siento despertarte, pero debemos hablar.
Üzgünüm, seni uyandırdım.
- Perdón, la he despertado. - No.
Uyandırdığım için üzgünüm.
Siento despertarte.
Uyandırma alarmını mı kaçırdın?
¿ No escuchaste el despertador?
Uyandırdığım için bağışla, prezervatifin var mı?
¿ John? Siento despertarte, pero, ¿ te sobra un condón? - ¿ Qué?
Seni uyandırdım mı?
Te desperté?
Uyandığımda karanlıktı. Hala kar yağıyordu ve ben mağaranın ağzında bir gürültü duydum... ayı sesi gibi. Beni kavrayıp kaldırdı, direndim, ama o kadar zayıftım ve üşüyordum ki...
Adentro no nevaba y pienso que caí pero cuando me desperté todo estaba oscuro todavía nevaba con fuerza y pude escuchar un ruido en la boca de la caverna que sonaba como un oso que me agarró y me recogió y luché pero estaba muy débil y con mucho frío... y todo lo que yo podía hacer es sacarle la capucha al oso.
İkinizi de uyandırdım.
Los desperté a ambos.
Şimdiye kadar yazdığı tek kitap olan "Kendim ve kız arkadaşlarım için iyi görünüyorum" büyük yankı uyandırdı, şimdi tanıtımlarda.
Su primer y único libro, "Me muestro bien para mí y para mis amigas", dió origen a un debate nacional. Ella ahora está apoyando a las jóvenes en todas partes.
Uyuyorduk bizi uyandırdılar, kapılarımızı çarptılar bizi götürmek istediler.
Estábamos durmiendo y nos han despertado, han golpeado en la puerta y nos han dicho que teníamos que evacuar.
Uyandırdım mı yoksa seni?
- ¿ Te desperté?
Ben de New England'daki bütün üst düzey beyin cerrahlarını uyandırdım.
Y... estuve llamando a todos los neurocirujanos de Nueva Inglaterra.
Sıtma mı? İyiyim. Neden beni uyandırdın.
- Estoy bien. ¿ Por qué me despiertas?
Elbette ertesi sabah uyandığımızda, aklımızı kaçırdığımızı anladık.
Claro, al día siguiente cuando nos despertamos, comprendimos que habíamos perdido la cabeza
- Seni uyandırdım mı?
Sonaba como... ¿ te desperté?
O yüzden bu herif beni tekrar uyandırdığında onunla konuşacağım.
Si ese sujeto vuelve a despertarme, me va a escuchar.
Madam Marie bizi birkaç arkadaşıyla tanıştırdı. Bu sabah uyandığımızda öyleydi.
Madame Marie nos presentó a algunas de sus amigas... salimos esta mañana, y estaba así.
Güne başlayalım. Bu sabah 3'te, Ml6 ajanları acil bir toplantı için Harry'yi uyandırdılar.
A las 3 de esta mañana, el Ml6 convocó a Harry para una reunión urgente.
Ben gittikten sonra onu uyandırdın mı?
¿ Tú lo despertaste después de que me fui?
Uyandırdık mı seni?
¿ Te despertamos?
Ofisine gittik, yarım saat içinde, iki Kabine Bakanını ve Ml5'ın yarısını uyandırdı.
Fuimos a su oficina y, en media hora, despertó a dos ministros y a la mitad del Dpto. de contraespionaje.
Uyandırdığımız için üzgünüz.
- Perdón por despertarlos. No pasa nada.
Üzgünüm Ray. Seni uyandırdım.
Siento haberte despertado, Ray.
Üzgünüm, uyandırdım.
- Siento haberte despertado.
Üzgünüm sizi uyandırdım.
Lo siento, te desperté.
Yerinizde olsam onu uyandırırdım.
Yo que usted, la despertaría.
Affededersiniz. Uyandırdığım için üzgünüm. Odanız var mı?
Disculpe tía, disculpe que la Levante, ¿ pero tiene una habitación?
Tanrım, onu uyandırdık.
Dios mío, la despertamos.
Seni taşırdım ama uyandırmak istemedim.
Bueno, te hubiera movido, pero no quería despertarte.
Uyandırdığım için kusura bakma.
Disculpame por habertelo recordado.
O güne dek bu ülkeleri görmek hiç ilgimi çekmese de gazetecinin söyledikleri merakımı uyandırdı.
Pero estaba intrigada por lo que él decía.
Bu kadar erken uyandırdığım için üzgünüm.
No quise despertarte tan temprano.
Hey, küçük adam. Seni uyandırdık mı?
Hey, hombrecito. ¿ Te despertamos?
Sende uyandırdığım utanç için.
Por la vergüenza que te inspiro.