English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ V ] / Ve bak

Ve bak traducir español

31,192 traducción paralela
Mülkiyet ve bakım hakları çocuklarına geçecek.
Dejando el cuidado y la propiedad a sus hijos.
Bugün, sihirbazlar araçları makineleştirdi ve bakışlarınızdan hiçbir şey gizli kalmayacak!
Hoy en día, los magos tienen herramientas mecanizadas, Y nada se oculta a su vista!
Ve bak şimdi neredesin.
Y mira dónde estás ahora.
ve bak, gökyüzünde ne yapıyor o.
Y mira como cambia el cielo.
Ona bak ve sonra bana ırkçı de.
Mira eso y llámame racista.
Kaplumbağa kurbağaya kızgın kızgın bakıyormuş.
Y sabes, la tortuga se ve algo enojada.
Odaya bakınca bütün o yüzleri ve hediyeleri gördüm.
Recorrí el cuarto, y vi todas las caras y los regalos y eso...
Acayip sevimli ve klas yüzüme açtığın yaraya bak!
Mira qué le has hecho a una obra de arte de primera.
Bikininle bacakların açık uzanıyorsun ve 84 yaşındaki yeni kayınpederin bacaklarının arasına bakıyor.
Estás acostada de espaldas con las piernas abiertas en bikini... y tu sueg de 84 años, tu suegro... está mirándote entre las piernas.
Gene hikâyeler anlatıyordu ama bu sefer benimle konuşurken direkt bana bakıyordu ve bir şeyler soruyordu. Ben de konuştum ve o dinledi. Çok da iyi dinledi.
Me contó historias, pero esta vez, cuando me hablaba, me miraba directamente a los ojos y me preguntó cosas... y hablamos y él me escuchaba y...
Ve çocukları da iyi olacak çünkü bizim çocuklarımıza bak.
Y sus hijos van a estar bien, mira a nuestros hijos.
Bir çok kritere bakıyor ve tutmuyorsa saldırıyı yapmıyordu.
Realizaba varias revisiones, y cuando estas fallaban no implementaba el ataque.
ve operatör emirleri gönderirdi ve belki, bu rehberden bak derdi, bu klasörleri bul, bu dosyaları bul,
"¿ Qué quieres que haga ahora?" Y el operador mandaba comandos y decía, tal vez, "Busca este directorio". "Encuentra esas carpetas". "Encuentra esos archivos".
bak, bu muhtemelen tek kopya değil veri tabanımıza geri döndük ve STUXnet'e benzer bir şeyler aradık.
Y eso nos hizo darnos cuenta : "Esta probablemente no es la única copia". Regresamos a nuestras bases de datos buscando cualquier cosa que se pareciera a Stuxnet.
ve.. hiç bir anda bu aklıma gelmedi, çünkü bakış açımızda ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir şey mi?
En ningún momento nos pasó eso por la mente porque lo estábamos viendo desde la perspectiva de : ¿ Esto es algo que viene contra la nación?
Biz gidiyoruz ve onların silolarına bakıyoruz.
Nosotros vamos y vemos sus silos.
Üstünkörü bir bakışla anlaşılıyor ki simetrik ve dengelisin.
A primera vista, pareces simétrico y equilibrado.
Çardak bakımlarının, sokak temizliklerinin ve yanıp sönen ışıkların masrafları oradan karşılanıyor.
Y con esos ingresos se paga el mantenimiento del quiosco, la limpieza de las calles y la luz.
Bak, burada şekerden yapılmış bebek Rory ve sen varsınız.
Sois tú y Rory de bebé, en fondant.
Stars Hollow büyük bir müzikal sahneliyor ve gazeteden kimse bunu yazmıyor, işe bak.
Stars Hollow está montando un gran musical y no hay nadie del Gazette para informar.
Bakış açın var ve yalnızca sen yazabilirsin.
Tiene un punto de vista. Y solo tú puedes escribir sobre eso.
- Harika. Jess'in bana bakışını öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
Estoy deseando saber cómo me ve Jess.
Onun bakışı değil bu.
No es cómo te ve él.
Su firca darbelerine bak... Kizgin ve caresiz, cilginca bir ivediyle kendini Tuval'e aktarma cabasi
Mira esas pinceladas... furiosas y desesperadas, en una loca urgencia por ponerse a sí mismo en el lienzo... como si se estuviera quedando sin tiempo.
Tıbbi bakım çantanızı ve diğer malzemeleri getirin.
Necesitan conseguirme su kit médico. Y cualquier otro suministro que tengan.
Tamam, bak bakalım Callahan asistanlık için uygun mu.
Bueno, está bien, ve si Callahan puede ayudar.
Dr. Pineda, bana bak ve beni dinle.
El Dr. Pineda, mírame y escuchar mi voz.
Evet, ama yine de, biz Hammerhead götürün gerektiğini düşünüyorum ve en az onun niyetinin ne bakınız.
- Sí, pero sigo pensando que deberíamos llevarlo a Hammerhead, Y al menos ver cuáles son sus intenciones.
Bu doğru, yukarı bakmak ve önemsiz küçük yaşamlarının sonuna bakınız.
Font color = "# 804040" ( RISA ) - Así es, mira, Y ver el final de sus insignificantes pequeñas vidas.
Winston amcanız ve... Willem Dafoe'nun asistanı olmayan şu kadına bakın.
Mirad al tío Winston, y esta mujer que no es la asistente de Willem Dafoe.
Sen git kapıya bak, biz idare ederiz.
Ve por la puerta, vamos a estar bien.
- İçinde şal ve şapka var, bak.
Trae. Está llena de fulares y sombreros.
Bak, eğer bu benim seçimime kalsaydı, kapının dışında olurdum ama herkes aklını kaybetmiş ve seks ruleti oynamaya karar vermişken şu anda benim kafam uçmuş vaziyette.
Escucha, si por mí fuera, ya habría salido por la puerta, pero quien me ha traído ha desaparecido súbitamente justo en el momento en que todo el mundo ha perdido la cabeza y decidido empezar a jugar a la ruleta sexual.
Çünkü sana diyorum bak ; dava tam anlamıyla bitmeyecek ve bu suçlama müşterilerini kaçıracak.
Porque te lo advierto, la acusación no se conformará con menos, y es un veredicto que espantará a vuestros clientes.
Bak, bunlar annem, babam ve Willa.
Mira, aquí hay uno de mamá, papá y Willa.
Bak, ben bir sınır ötesi görev gücü yürütüyorum, komplike bir suç örgütünün ortak soruşturmasında çalışıyorum. Bu öyle bir örgüt ki burnunun ucunda bir sürü bela çıkarıyor Şerif ve benden kahven için endişelenmemi mi bekliyorsun?
Mire, dirijo un grupo especial interestatal, que trabaja en la investigación conjunta de un sofisticado sindicato criminal, un sindicato que está sembrando el caos bajo sus propias narices, sheriff,
Alışılmadık, esrarengiz bir şey var mı bakın.
Ve si hay algo desconocido, algo "oculto".
Bak, üçlü seks teklif edeceksen - yorgunum ve bacaklarımı almadım.
Mira, si estás apunto de proponerme un trío, estoy cansada y no me he depilado las piernas.
Sonra beraber koşuyorlar ve Lut'un karısı eşyalarını falan çok özlediğinden sanırım koşarken özlem içinde geriye bakıyor. Ve bir anda toza dönüşüyor.
Así que todos están corriendo, y luego la mujer de Lot, porque extraña sus cosas o lo que sea, se da la vuelta, como con melancolía, mientras corre, y se convierte en una estatua de sal.
Ondan sadece iki yaş büyüğüm. Ve artık benimle konuşmuyor. Ve bana bak.
Y soy sólo dos años mayor que él, y ahora él no habla conmigo.
Bak şimdi, sırada ne varsa, at ağzına ve ye.
Mira, lo que viene a continuación, sólo hay que poner en la boca Y comerlo.
Bak ben kayıtdışı olarak buradayım, ve uyuyan bir saha elemanını aktifleştirmem gerekiyor.
Mira, estoy aquí, extraoficialmente, porque debo reactivar a un Agente inactivo.
Bak, otomatik hıza al ve..
Mira, pon el control de crucero y deslízate por debajo...
Bak şimdi şöyle yapacağız, ayağa kalkacağım ve beni vuracak.
Esto es lo que haremos. Me voy a levantar ; él me va a disparar.
- Ve de kendi işine bak!
- ¡ Y no te metas donde no te llaman!
Ayrıca güzel bir vücut bakımıyla manikür ve pedikür yapmayı da kabul ettiler.
También tuve la suerte de conseguirle una depilación manicuria y pedicuria.
Bak inancına bayılıyorum dostum ve bu bölümü senin kadar ben de inşa etmek istiyorum ama miami Wealth bambaşka bir seviyedir.
Me encanta tu confianza y quiero levantar esta división tanto como tú pero el dinero de Miami es otro nivel.
Demir Örümcek, Zola'yı sistemden çıkarmak için ne yapabileceğine bak.
Iron Spider, ve si puedes anular el control del sistema de Zola.
Bak önce bir Loretta ne diyor bakalım otopsiyi bitirdikten sonra. Ama öyle ya da böyle sen kendini koruyordun ve seninle gurur duyuyorum.
Mira... veamos lo que dice Loretta después de su autopsia, pero de cualquier manera... te protegiste a ti misma y estoy orgulloso de ello.
Bakın, Ajan Pride başınızdan geçenler için üzgünüm. Ama Bay Spooner kısacası dahil olmadı ve ikinize de söyleyecek hiçbir şeyi yok.
Mire, Agente Pride, siento mucho sus problemas, pero el Sr. Spooner simplemente no está involucrado y no tiene nada que decirle a ninguno de ustedes.
Bak, hayatında bir şeyler varmış gerçek şeyler, iyi şeyler, hepsini kaybetmişsin ve bunun için üzgünüm.
Mira, vivías muy bien, tu vida estaba llena de cosas reales, cosas buenas, y lo perdiste todo y lo lamento.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]