Vurulacaksın traducir español
117 traducción paralela
Vurulacaksın, arabaya bin!
Está a punto de que lo disparen, ¡ sube!
O beni vursa da, sen yine vurulacaksın.
Aunque me dispare, también morirás.
12 saat içinde Şam'ı terk etmezsen vurulacaksın.
Si no ha salido de Damasco en 12 horas, será fusilado.
Gerekirse John Company'nin ordusundaki her adam ve İngiliz donanmasındaki... her bir gemi, sizi Madagaskar'daki... sıçan deliğinden çıkaracak ve... iğrenç familyanızdan geriye kalanlarla birlikte zincire vurulacaksınız.
Usted cargará cadenas con el resto de su monstruosa casta. Si lo atrapan, cada hombre de la Compañía de Indias y cada barco en la armada británica lo echará de su agujero de rata en Madagascar.
- Vurulacaksın.
- La matarán.
Transferini yapacaklar ve vurulacaksın.
Si te transfieren te volarán el trasero.
- Yakında sen de vurulacaksın.
Deberían dispararte por ventajista.
Böldüğüm için üzgünüm, ama acil bir durum var. Vurulacaksınız!
Perdone la interrupción, esto es urgente ¡ porque le van a disparar!
Şafakta geri gelmezsem, vurulacaksın.
Si no he regresado al alba, le fusilarán.
Yakalandığında, vurulacaksın.
Cuando os capturen, os matarán.
Bir hainsin ve o şekilde vurulacaksın.
¡ Es usted un traidor y merece un tiro en la cabeza!
Onu şimdi kullanırsan vurulacaksın ve bunun da hiç gereği yok.
Si dispara, morirá. No hay necesidad de eso.
- Yarın öğlene kadar atları buraya getireceksiniz yoksa hepiniz vurulacaksınız.
Traiga a los caballos antes de mañana al mediodía... o serán fusilados.
- Önce sen vurulacaksın.
- El primer tiro será para usted.
Majesteleri, biraz daha ilerlerseniz vurulacaksınız.
Sire, si va más lejos, lo matarán.
Hepiniz casusluktan vurulacaksınız!
¡ Serán todos fusilados por espías!
Vurulacaksın.
Te matarán a tiros.
Dediğim gibi günde iki iğne vurulacaksın.
Has lo que yo diga, y tendrás tus dos dosis diarias.
Ve sen, kumandan... Ona transfer ediceksin.. ve bir korsan olarak vurulacaksın.
Y usted, comandante, será trasladado a él... y ejecutado como un pirata.
Bir gün vurulacaksın. KımıIda!
O te pegaran un tiro algún día. ¡ Vamos!
Petrole bulanmış bir şekilde bir otobüsün önüne dizilecek ve vurulacaksınız! - Harika.
Serás puesto contra un autobús, cubierto en nafta, y te dispararán!
Vurulacaksınız!
¡ Por favor! ¡ Los matarán!
" teröristler tarafından vurulacaksın.
" acribillado por terroristas.
Vurulacaksın.
Vais a hacer el idiota.
Doktor, pazartesi vurulacaksın!
¡ Te van a matar el lunes!
- Burada vurulacaksın!
- Harás que nos maten aquí.
O zamana dek, Daguerre Kalesi'nde zincire vurulacaksın.
Hasta que llegue ese momento, serás encadenado en la torre... Del castillo de Daguerre.
Bu işte, vurulacaksın.
En este trabajo, recibirás balazos.
Bir varsayım uğruna kıçınızdan vurulacaksınız.
Van a hacer que les disparen en el trasero por una teoría.
Vurulacaksın.
Te dispararán.
Göğsünden iki kez vurulacaksın.
¡ Van a pegarle dos tiros!
Milhouse, topu topu bir cümlen var sonra vurulacaksın.
Milhouse, dices una frase y te pegan un tiro. ¡ Andando!
Vurulacaksın!
¡ Te dispararán!
Vurulacaksın, kurşunların ücreti ailenden alınacak.
Será fusilado, y el costo de la bala se le cobrará a su familia.
Vurulacaksınız bir gün.
Un día te dispararán.
İçeri girdiklerinde ilk siz vurulacaksınız.
Cuando entren, los matarán primero.
Ama bir gün vurulacaksın.
Pero un día, te darán un balazo.
İçeri girdiklerinde ilk siz vurulacaksınız.
Cuando entren, les dispararán primero.
Vurulacaksın, deli.
Nos van a matar, desgraciado loco.
Tükürürseniz, işerseniz ateş hattının dışına taşarsanız vurulacaksınız.
Si escupen, orinan o pasan un pelo afuera de la línea de fuego y les dispararemos.
Ya atlayacaksın ya da vurulacaksın.
O salta, o le disparan.
Eğer dolabı açmak zorunda kalırsam vurulacaksın!
Si tengo que abrir este armario, tendré que disparar.
- Ama unutma... Eğer gösterin dediğin gibi olmazsa... çürük domateslerle vurulacaksın
- Pero recuerda... si se arrojan tomates podridos y zapatillas en mí otra vez... que va a ser fusilado!
Sen ve ailen... ya vurulacaksınız... ya da Corcoran'da beş yıl sarsılacaksınız.
Tú... o tu familia... morirán de un balazo... o recibirán una sentencia de 5 años en Corcoran.
Kaldırın kıçınızı yoksa vurulacaksınız!
¡ Muévanse o los matarán!
- Vurulacaksın, o kadar.
Te voy a dar un balazo y ya.
İnin yoksa vurulacaksınız!
¡ Tírese al suelo o le dispararemos!
Pencereden çekil, yoksa vurulacaksın!
¡ Te van a matar!
Vurulacaksın.
Le van a disparar.
Hayır, sen vurulacaksın.
No. Dispararán contra usted.
Vurulacaksın.
Te van a dar un tiro.