Vuruldu traducir español
4,102 traducción paralela
O iyi ama Bayan Vance vuruldu.
Está bien pero han herido a la señora Vance.
İlki, Gerald Webber. Geçen hafta Queens'de vuruldu. Bu da bu sabah Brooklyn'de vurulan Angela Miller.
Primero, Gerald Webber le dispararon la semana pasada en Queens y Ángela Miller le dispararon esta mañana en Brooklyn.
Şüpheli vuruldu.
El sospechoso ha sido disparado.
Davut vuruldu! Davut vuruldu!
¡ Le dispararon a Daoud!
KAIA HAVAALANI KABİL AFGANİSTAN Afganistan'da Gardez Hadisesini ilk ortaya çıkaran gazeteci NATO tarafından yerden yere vuruldu.
De vuelta en Afganistán, el periodista que primero publicó la historia de Gardez, había sido atacado públicamente por la OTAN.
Hedef vuruldu.
Enemigo abatido.
- Ee, vuruldu çünkü.
- Bueno, le dispararon.
- Başkan vuruldu.
No nos hemos acostado en una semana.
Başkan vuruldu.
Hay un montón de historias del siglo esta semana.
Başkan vuruldu ve Huck bu yüzden hapse girdi.
Dispararon al presidente. Huck está en la cárcel por ello.
Vuruldu!
¡ Le han dado!
İkisi de vuruldu.
A ambos les dispararon.
Beyler bayanlar, Dün gece bir NYPD memuru Queens'ta bir soygun sırasında vuruldu.
Señoras y caballeros, anoche, un policía de la NYPD fuera de servicio fue disparado durante un robo en Queens.
O vuruldu Bunun asla olmaması gerekiyordu.
Mirad, hizo que le dispararan... se suponía que eso nunca ocurriría.
Üç kez vuruldu.
Fuckin disparó tres veces.
Onlar nasıl vuruldu?
¿ Cómo les dispararon?
Bebeğim vuruldu.
Han disparado a mi bebé.
- Vuruldu.
- Fue un éxito.
- Boyunları vuruldu.
- Han sido decapitados.
Vuruldu, bir çöplüğe atıldı.
Con un disparo, arrojada a la basura.
Sherlock, Rhys vuruldu.
Sherlock, han disparado a Rhys.
10-13, Polis memuru vuruldu.
Aquí 10-13, oficial herido.
Memur Clark kurşun geçirmez yeleğinden vuruldu.
El agente Clark fue disparado en el chaleco antibalas.
8 yerinden vuruldu yine de 90'lı yaşlarında harika golf oynardı.
Le dispararon ocho veces, era un gran golfista incluso con 90 años.
Başkan vuruldu.
Le dispararon al Presidente.
Başkan vuruldu ve patronun kontrolden çıktı!
¡ Le dispararon al Presidente, y tu jefe está fuera de control!
Hedef vuruldu!
Target está abajo!
Birkaç gün önce vuruldu.
Le dispararon hace un par de días.
Erkek kardeşim polis ve dün gece vuruldu.
Mi hermano es policía, y anoche le dispararon.
Vuruldu.
- Le dispararon.
Vuruldu mu?
¿ Le dispararon?
Bu sırada Soo Yun, Hyun Woo tarafından kazara vuruldu.
Durante el proceso, Hyun Woo le disparó accidentalmente a Soo Yun.
Sonuç olarak, Takım Lideri Jung vuruldu. Ve IRIS'e kurmuş olduğumuz tuzakta onlar tarafından kaçırıldı.
Como resultado, el líder Jeong Yu Geon intentó atraer a IRIS, pero en la operación de traslado, le dispararon y ahora ha desaparecido.
Jamal vuruldu, Casper.
Bajaron a Jamal, Casper.
Kontrol kulesi vuruldu.
¡ La torre de control desapareció!
Belki adamın aileyle bir derdi vardı Keoki de serseri kurşunla vuruldu.
Puede que tuviera algún problema con la familia... y que Keoki recibió una bala perdida.
- Yardım edin, adam vuruldu!
- ¡ Necesito ayuda! ¡ Le han disparado!
- Boynundan vuruldu.
- ¡ Le han disparado en el cuello!
Cooper saat 6 : 20'de vuruldu.
Cooper fue asesinado alrededor de 06 : 20.
Silahlı adamı etkisiz hale getirdik, ama sonra Rhys karnından vuruldu.
El hombre del arma fue reducido, pero dispararon a Rhys en el abdomen.
Olay yerinde bir erkek vuruldu.
Varón disparado en ese lugar.
Ve Andre Bell ise, henüz bulunmamış.22 kalibrelik tabancayla vuruldu.
Y Andre Bell fue disparado con una pistola de calibre 22 todavía sin descubrir.
Ve Amadu uyuyorken hümümet askerleri tarafından vuruldu.
Y a Amadu... Los soldados del gobierno le dispararon mientras dormía.
Dallas, Texas'tan üzeri açık bir arabayla geçerken vuruldu.
Le dispararon mientras iba en un auto descapotado cruzando la ciudad de Dallas, Texas.
Bana vuruldu demiştin.
Me dijisteis que a mi padre le dispararon.
Dalton vuruldu.
Han disparado a Dalton.
Papa vuruldu mu?
¿ Le han dado al Papa?
Bu, bir haftadan daha kısa bir süre içinde, polisler tarafından gerçekleştirilen ikinci ölüm olayı ve bildiğiniz gibi diğer kurban, buradan birkaç blok aşağıda vuruldu ve üzerinde silahı dahi yoktu.
Esta es la segunda víctima mortal a manos de la policía en menos de una semana y como ya sabes, la otra víctima, que fue tiroteada a dos manzanas de aquí, también iba desarmada.
Otobanlarda iki insan vuruldu.
Ahora tenemos dos personas a las que han disparado en nuestras autopistas,
Evet, vuruldu.
Sí, así fue.
- Tanrım, vuruldu mu?
- ¡ Dios!