Washington d traducir español
1,250 traducción paralela
Ben Washington'dan Brad Chase.
Soy Brad Chase, de Washington D.C.
Washington D.C. yakılarak yok edildi
Washington D.C. destruido por el fuego.
Çok isterdim ama kalamam, eğer şimdi çıkarsam DC aktarmalı bir uçak yakalabilirim.
Desearía hacerlo, pero si salgo ahora, puedo conseguir un vuelo a Washington D.C.
Başkentte bunlardan bir sürü var.
Hay muchísimas de ellas flotando en Washington D.C.
Bunun dışında, burada olmaktansa Washington'dan olursam yararlı olacağımı hisediyorum.
Además tengo la sensación que voy a poder hacer más en Washington de lo que puedo hacer aquí.
Merkezden merkeze Kamp Pendleton dan Liman Frogga General Pettibone'un askerleri cenazeye katılmak için Başkente yola koyuldu.
De base a base, de Campo Pendleton a Fuerte Bragg las tropas del general Pettibone están en camino a Washington D.C. para el funeral.
- Sahi mi? - Washington D.C.
En Washington, D.C.
Şu anda, tütün endüstrisinin Washington D.C.'deki ana kulisi onlar. Ve Bay Naylor onların baş sözcüsü.
Es el lobby principal de la industria tabacalera en Washington capital y el señor Naylor es su máximo portavoz.
Sonra da yönünü kuzeydoğuya çevirip George Bush'un durum acil mi değil mi karar veremediği Washington D.C'ye ulaşır.
y luego se dirige al noreste y se dirige a Washington, D.C. conde George Bush no puede decidir si es una emergencia o no.
Üzerinde nükleer bir savaş başlığı barındıran bir Cruise füzesi ateşlendi ve büyük bir Birleşik Devletler şehrine doğru gittiğini düşünüyoruz.
Un misil que contiene una ojiva nuclear fue lanzado. Y ahora se dirige hacia lo que creemos una ciudad principal de los EE.UU. muy posiblemente Washington D.C.
Washington, senin buraya gönderilmenin de iyi bir hareket olduğunu düşünüyordu.
D.C. pensó que era bueno enviarlo a aquí.
Sana Washington'dan ziyade yeniden Boston'da ihtiyacımız var, Brad.
Te necesitamos más en Boston que en D.C.
Onun Washington'da olmasını tercih ederdim.
Preferiría que se quedara en D.C.
- Boston Legal'ın önceki bölümlerinde...
- En el episodio anterior... - Soy Brad Chase, de Washington D.C.
Washington ve D caddelerine gittiyse uyuşturucu alıyordur.
Si vino aquí, fue para echar un polvo.
Bum Bum'un Washington ve D caddelerinin köşesinde olduğuna iddiaya girelim mi?
A que los departamentos de Boom Boom están en la esquina de Washington y la D.
Stadyum dışındaki özel otoparkta, iki beyaz erkek Marcus Washington'a saldırmış.
Dos blancos atacaron a Marcus Washington en un estacionamiento fuera de la arena.
Washington'a giden bir trene bindim.
Me subí en un tren a Washington, D.C.
Washington'dan, gidiş dönüş bilet almıştım.
Compré un boleto de ida y vuelta en Washington, D.C.
Hâlâ Washington'dan güneye hiç inmemiş Jerseyli bir kadının Afrika uyku hastalığına nasıl yakalandığını açıklayamıyoruz.
Aún no podemos explicar por qué una chica de Jersey que nunca ha viajado más allá de D.C. tiene una enfermedad africana.
Yok komutanım, Washington hava sahasına giriyor.
Y Está Entrando al Espacio aéreo de D.C. Dispárale.
- Washington'da tanıdığın var mı?
- ¿ Tiene conexiones en Washington?
D.C.'de takılıyor.
Está en Washington DC con el partido nacional.
Saldırı federalden ve D.C polisinin yardımlarıyla bertaraf edildi
El ataque fue frustrado por un esfuerzo conjunto de la policía de Washington y las agencias federales.
Washington'daki Times bürosunun dış haberler servisine bir mesaj bırakırsanız en kısa sürede sizi ararım.
Por favor deje su mensaje a Marcy en corresponsalía extranjera del Times en Washington y responderé tan pronto pueda.
Washington'da yaşıyor.
Vive en Washington, D.C.
Washington yolunda sıranın başındayız.
Estamos despegando ahora en dirección a Washington, D.C.
Oğlum Willy, Washington'da harika bir iş çıkarıyor öyle değil mi? - Biliyorsunuz, Willy'nin babası, kocam Başkan Franklin Roosevelt'in Dışişleri Bakanıydı. - Anne.
¿ No hace un trabajo maravilloso en Washington mi Willy?
9 yaşındaydım. Bir günlüğüne Washington'a bir plastik şirketiyle görüşmek üzere gelmiştin.
Tenía 9 años y tú fuiste a D.C. Por un día a visitar una fábrica de plásticos.
Enron, Washington'daki pek çok kişiye. ... katkıda bulundu.
Enron hizo muchas contribuciones a mucha gente en Washington, D.C.
Sanırım bu durum uzaktan kumanda edilen bir davaydı hmm, Washington'dan.
Creo que este juicio... estaba dirigido y organizado... desde Washington, D.C.
D.C.'de saat 2 : 00 civarı.
Serán las dos en Washington.
Duyduğuma göre, D.C. polisi seni çıplak bulmuş. Lincoln'un kucağında yatıyormuşsun,... nikotin bantları ile kaplıymışsın, göğsünde bir tabela varmış.
La policía de Washington te encontró en pelotas, sobre la entrepierna de Lincoln, cubierto de parches de nicotina
Kaçırılmanızı araştırmamız esnasında herhangi bir ipucu bulamadık,... dosyayı D.C. yerel polisine devrediyoruz.
Al no tener pistas sobre su secuestro, pasamos el caso a la policía local de Washington.
BİRLEŞİK DEVLETLER SENATOSU WASHlNGTON D. C.
UU. - WASHINGTON, D.C.
Başkana bir hediye olarak sunulmak üzere sabahın ilk saatlerinde D.C.'ye geliyor.
La cual llegará a Washington a primera hora de la mañana a fin de ser entregada como regalo al presidente.
Hala gitmenize izin veriyorken uçağa atlayıp D.C.'den gidin.
Tomen un avión y abandonen Washington, mientras aún les deje hacerlo.
Biliyorum, sadece D.C.'ye gelince kendimi evimde hissederim falan diye düşünmüştüm.
Lo sé. Es solamente que, pensé en volver a Washington. Me sentiría como de vuelta al hogar o algo así.
Kılıç ve tsuba aynı anda D.C.'de.
La espada y el Tsuba en Washington al mismo tiempo.
Washington'a döner dönmez boşanma işlemlerine başlayacağımı.
Que pediría el divorcio tan pronto vuelva a D.C.
Gerçeği söylemek gerekirse, Jack'in Washington'da masa başında çalıştığını duyduğuma inanamadım.
Si te digo la verdad, no podía creerlo cuando escuché que Jack había cogido un trabajo de escritorio en D.C.
Bunu Washington'a açıklamadan önce konuştuğum konuların net olmalarını istiyorum.
Quiero tener todo muy claro antes de explicárselo a D.C.
Washington paniğe kapıldı.
D.C. entró en pánico.
Ryland, Washington'daki, aylardır savaş süresi durumunu bekleyen kişilerden bahsetmişti.
Ryland habló de gente en D.C. que está en pie de guerra desde hace meses.
Şimdi, operasyon haberini Washington verdi.
Ahora, D.C. ha sido avisado de la operación.
Kahretsin, Washington'a gönderirken, senin raporlarını da nota ekledim.
Demonios, adjunté tus reportes al informe cuando lo envié a D.C.
Washington bize binbaşının hizmetini ödünç olarak verdi.
D.C. Nos presta sus servicios.
- Hı hı. Washington izin verdi.
D.C. lo autorizo.
Gary'i, planladıkları bir operasyona ödünç almak için Washington'la görüşüyorlar.
Han estado predispuestos en D.C. para usar a Gary en una operación que tienen planeada.
Ben D.C.deyken senin Wittenberg'e gittiğini biliyordum. Ve babanın da orada olduğunu.
Cuando estaba en Washington supe que fuiste a Wittenberg, y sabía que tu padre estaba allí.
Bunları Washington'daki Jeffersonian Enstitüsü'ne yollamalıyım.
Tengo que enviarlos al Instituto Jefferson, en Washingnton, D.C.