Yani o traducir español
23,615 traducción paralela
Kendi kendimi teslim ediyorum, yani o ödüle talibim.
Me he entregado yo mismo, así que reclamo la recompensa.
Çünkü acıyan suratını görmek istemedim. Yani o zamandan beri onunla konuşmadın?
Porque no quería ver tu cara de lástima. ¿ No has hablado con él desde entonces?
Yani o bir oyuncu.
Así que es un mujeriego...
Yani o buraya gelmiş.
Bueno, digo, ella está aquí.
Ne yani o gelince herkes 28 Days Later'daki gibi mi oluyor?
Y qué, ¿ aparece y todo el mundo se pone en plan "28 días después"?
Yani o tanrı.
Quiero decir, es Dios.
Yani o notlar Odell'e karşı açılan davayı düşürecek olmalı.
Entonces esas notas debían socavar el caso contra Odell.
Yani, o zaman?
Entonces, ¿ qué?
Yani, hapisdekilerin teşvike cevap verdiklerini bilmene rağmen sen hiçbir şey getirmemişsin.
Sabes que los prisioneros responden a premio o castigo y no trajiste nada.
Yani, ya bana ne bildiğini anlatırsın ya da buradan çıkar giderim ve şarapla falan dönmem.
Así que puedes decirme lo que sabes... o me iré de aquí y no volveré con vino.
Çünkü hayatını onu kurtarmak için tehlikeye attın yani seninleyken o gergin anda salgıladığı dopamin ve endorfini yeniden salgılıyor.
Porque arriesgaste tu vida para salvarla, así que cuando ella está con usted ella experimenta la misma liberación de dopamina y endorfina que tuvo durante esa intensa experiencia.
- Evet... ve bu iş tamamen kayıt dışı yani bu da yakalanırsanız Savunma Bakanlığı ve Beyaz Saray görevden bilgileri dâhilinde olduğunu reddedecekler ve korumaları geçseniz bile yeraltındaki depoya giden yol kurcalamanın ilk işaretinde bayıltıcı gaz salacak şekilde donatılmıştır ve o kapının arında kim bilir ne gibi tuzaklar vardır.
Sí... y el trabajo es completamente fuera de los libros, lo que significa que si te pillan, el Departamento de Defensa y la Casa Blanca negará cualquier conocimiento de esta misión... e incluso si le da a los guardias, todo el camino a la bóveda subterránea, que está aparejada para expulsar los gases nocaut a la primera señal de manipulación ; y quién sabe qué trampas que había más allá de esa puerta.
O yükseklikte onun mülkiyetine bağlı olup olmadığı belli değil. Pek belli değil yani.
Bueno, en este momento su propiedad no está clara, pero no está claro... no.
Yani, ya düştüğünde pelerini üzerine düştü ya da onu öldüren kişi onu bu hale soktu.
Bueno, o su capa cayó sobre él cuando se cayó, o la persona que le disparó le metió en.
Yani ben o yüzden bu ismi kullanıyorum belki gizli kimliğini bulmamda bana yardım edersiniz.
Es por eso que se llama ; pensado tal vez usted podría ayudar a determinar su identidad secreta.
Konuşmak istemediğin biri, yani ya seks ya da para.
Es alguien con el que no quieres hablar, así que es por sexo o por dinero.
Yani hesabını Rawdon'ı hala destekleyen biri ya da birileri ele geçirmiş.
Así que, otro manejaba la cuenta... o múltiples personas dependiendo de quién siga apoyando aún a Rawdon.
Saat şu an 1 yani...
Son como las 13 o algo así...
Yani bütün o şarkılar, danslar...
Así que todo ese aspaviento...
Alison'ın annesini, yani kız kardeşim Jessica'yı tanıyordun o yüzden Alison'ın arkadaşı olmalısın.
Conocías a mi hermana Jessica, la mamá de Alison así que debes ser una amiga de Alison.
Yani, o demek.
Entonces es ella.
Yani, özel uzay gemisi falan inşa ettirebilirdin.
O sea, podrías estar ahí fuera construyendo alguna nave espacial privada o algo.
Bir binayı çürük bir dişmiş gibi çıkaramazsın yani.
No puedes quitar un edificio como si fuera un diente malo o algo.
Yani, o çok profesyonel biri.
Es muy profesional.
Ya da daha kötüsünü, yani..
O peor, así que...
Yani, iyi bir arkadaş olmak istiyorsan o zamana kadar sana kızgın olmama izin ver.
Solo déjame... déjame estar enojada contigo.
Yani, mesela, şimdi.
- O sea, ahora.
Yani, siz orada olmayacaksınız.
O sea, no podría dejaros aquí.
Yani, neden şaşırdığımı bile bilmiyorum.
O sea, no sé ni por qué me sorprende.
Yani, buna hazır mısın?
O sea, ¿ estás preparada?
Yani, o ve Jenna, Noel'la birlikte çalışıyordu.
Ella y Jenna trabajaban con Noel.
Yani A.D. o değil mi?
¿ Entonces estás diciendo que él no es A.D.?
Füze kodları ya da savaş uçağı şablonları gibi değil yani.
No es como que tienes los planos o códigos de un misil.
Yani vurmam gerek derken, vurmak anlamında değil.
O sea, no, ya sabes, dispararle a alguien en serio.
Yani babana o şey olduğunda sen de mi odadaydın?
Aquí dice que tú estabas en la habitación cuando tu padre...
Yani şimdi değil.
O sea, no ahora mismo.
Yani, düşündüğümden değil, sadece...
O sea, no es que lo piense...
O kadar değil, ama vurdun, yani...
No tanto, pero lo hiciste.
Broadway'deki tüm dedikodular o yönde Yani Zane'in şairin en ünlü rolünü oynaması İçin yetersiz olduğu yönünde.
Se dice que Zane no tenía lo necesario para representar ese papel.
Yani, eğer D.E.A., FBI, Ve Meksika hükümeti adamı bulmıyorsa, o zaman bizim bulma şansımız nedir?
Si ni la DEA, el FBI o México lo encontraron... - ¿ qué posibilidad tenemos?
Yani torbalardaki belli barkodlar kanın araştırma ya da tıbbi amaçlı olduğunu belirliyor.
Así, bolsas con ciertos códigos de barras indicar sangre investigación o sangre médica.
Yok yani cidden, ara falan mı verdik?
No, en serio, quiero decir, ¿ estamos descansando o algo así?
Bekle yani, tüm o yıkama yağlama tüm o "Tabii, şef" saçmalıkları numaradan mıydı?
Entonces, espera... Todo eso de adularlo, todo eso de "Sí, chef"... todo era una trampa.
- Yani sevilesi biri olduğumu söylüyorsun. - Hayır, hayır.
O sea que dices que soy agradable.
Yani ya Amara ya da felç geçiriyorsun.
O sea que es Amara o un ictus.
Yani tüm o Lucifer olayları.
Con todo eso de Lucifer.
Yani... görüşürüz o halde.
Entonces... Supongo que nos veremos.
Avukatın mahalledekilerle görüşme yaptı mı yani belki seni camdan gören biri olmuştur.
¿ Tu abogado recorrió tu vecindario o...? Digo, quizás alguien te vio por la ventana.
Yani, bu jürinin önyargılı davranma olayı değilse o zaman Odell davasını pas geçelim.
Así que, si esto no es pan comido por manipulación de jurado entonces descartemos el caso de Odell.
Yani, ya o yazmak yerine bir kıslatma kullanıyorsa?
Entonces, ¿ en vez de escribir "él" ponía sus iniciales?
Uh, yani, saklamamız hem onu hem beni tüketebilir, O zaman...
Esconderlo es lo que nos fastidió a ella y a mí para empezar, así que...