English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yazık sana

Yazık sana traducir español

420 traducción paralela
Yazık sana!
Pobre diablo.
Yazık sana, o bir beyefendiydi.
¡ Qué pena! Era un caballero.
Çok yazık sana.
Lástima por ti.
Yazık sana.
Eso es triste para ti.
Yazık sana be!
Qué vergüenza.
Yazık sana!
Qué vergüenza.
- Yazık sana.
¡ Así son las cosas!
- Yazık sana
- Que vergüenza.
Burada kaldın, yazık sana.
Permanecer aquí, pobrecita!
O zaman çok yazık sana arkadaş.
Sería muy desagradable para usted, viejo amigo.
Böyle yalanlar için yazık sana.
- Deje yá sus mentiras.
Yazık sana, yoldaş!
¡ Debería darte vergüenza, compañero!
Eğer bu yalansa yazık sana.
Te arrepentirás si no es verdad.
Yazık sana, kendini kandırmış zavallı.
Tu, pobre hombre engañado.
- Yazık sana, çünkü onları gördüm. - Ne olmuş yani?
- Lo siento por ti, ¡ pero los vi!
Yazık sana, yastıklar berbat mıydı?
Pobrecito. ¿ Son demasiado duras tus almohadas?
Yazık sana, Christine.
Habrá sido horrible para ti.
Yazık sana... Yapılacak dolu iş var...
Que vergüenza.
Ne yazık sana kızım.
Pobre de vos, nena.
Buraya seni soymaya gelmiştim... ama ne yazık ki sana aşık oldum...
Vine aquí a robarte, pero desafortunadamente, me enamoré de ti,
Yazık, çünkü sana yeni mal getirdik.
Lástima, teníamos mercancía nueva.
The Furies'de senin bu şekilde devam etmen haksızlık, yazık değil mi sana. Şöyle güzel bir Avrupa turu yapma şansın bile yok böyle..
- Mi querida, es un sacrilegio que un ser tan encantador como Vd. Haya sido retenida en Las Furias, que no se le haya dado la oportunidad de hacer una gran gira por Europa,
Neye girişmişsem, okunmaz ne yazı varsa çatık kaşlarımda, açıklayacağım hepsini sana.
Y te hablaré de mis compromisos... y del motivo de mi mirada triste.
Ne yazık ki sana bazı korkunç haberlerim var.
Me temo que le traigo una mala noticia.
Çiftliği sattık, yazısı sana gönderilmek üzere masamın üzerinde duruyordu.
De hecho, tengo un banco y puedo mandarle los papeles por el correo.
Bu gece sana arkadaşlık edecek kadının adı kağıda yazılı.
Llevará escrito el nombre de su acompañante. Todos aceptaremos lo que salga.
Ne yazık, sana faydam dokunmaz.
- Lamento no poder serle útil.
Sabahleyin makale yazısı şehrin her yerinde seni ünlendirecek ve insanlar beni bile tanımadan sana aşık olacak.
Mañana contará que escribió tu papel te dirigió y fue tu amante antes de que me conocieras.
- Sana verdiğim bunca emeğe yazık.
- Con todo lo que he hecho por ti.
Ne yazık ki, Helen, ardından sıra sana gelecekti.
Cuando corrió a su recamara tuve que seguirla.
- Yazık sana be!
¡ Qué vergüenza!
12 mermi sana, 12 mermi sana. Sizin gibi adamlar için harcanan zamana yazık.
12 balas para usted y 12 balas para usted, ¡ Ke desperdicio para hombres como ustedes!
Ama unutma? Benim yazılı emrim sana ulaşmadan yıkıma başlamayacaksın.
Pero no lo olvide, no empiece ningúna demolición... sin antes recibir mis órdenes por escrito.
Ne yazık ki, sana katılıyorum.
Me temo que estoy de acuerdo.
Hiç yazdım mı sana? Hiç yazıştık mı seninle?
¿ Nos escribimos?
Ne yazık ki sana yardım edecek durumda değilim!
Siento no poder ayudarte a conseguir tu objetivo.
Şu anda sana ayıracak yeterince zamanımın olmaması ne yazık.
Qué lástima que no tenga tiempo para ti ahora mismo.
Ama şimdi başkasını sevdiğime göre, ne yazık ki, sana acıma olasılığım var.
Pero ahora que amo a otro, corro el riesgo de sentir por ti piedad.
Bir dakikalık boş vaktim kaldığı için sana bir kez daha yazıyorum benim biricik Katerina Matveyevnam.
Te escribo una vez más, mi amadísima Katerina Matveyevna, Ahora que tengo un minuto libre.
Ben şu an, ne yazık ki ayrılmak zorundayım. Ancak, eşim sana eşlik edecektir.
Es una lástima que tenga que marcharme, pero mi mujer les acompañará.
Sana yazık ettim.
Morirás por mi culpa.
Sana yazık, bana daha da yazık.
Malo para ti, peor para mí.
Doğru, Yen Nan-fei'i bulmuştum ne yazık ki, sana yenildi
Sí, y encontré a Yen Nan-fei. Por desgracia tú le derrotaste.
Kayınpederin vali, kayınbiraderinse general,... ben de kız kardeşinin kocasıyım! Yazıklar olsun sana!
Un suegro que es Prefecto, un cuñado que es General por no hablar de mí, que soy el marido de tu hermana. ¡ Qué vergüenza!
Sana okul başkanımız adına hoşgeldin diyorum. Kendisi ne yazık ki şu anda burada değil.
Le ofrezco la bienvenida oficial a nuestra academia en nombre de nuestra directora, quien desgraciadamente no está aquí en este momento.
Bu sana önemsiz gelebilir, fakat ne yazık ki puro, deyim yerindeyse, pollitik görüntü için oldukça kötü.
Quizá le parezca tonto, pero desafortunadamente los cigarros arruinan la imagen política, por decirlo así.
Sana göre bu zavallı kız, 4.000 yıl önce yazılmış olan bir kitap yüzünden öldü.
De acuerdo a esto, esa pobre niña está muerta a causa de un libro que fue escrito hace 4000 años.
ben herşeyi bu günlüğe yazıyorum, istersen okuyabilirsin okurken her şeyi göreceksin sana asla söyleyemeyeceğim şeyler bile var o sarışın kadının yerinde olmayı hayal ediyorum aynısını yapmak istiyorum ama korkuyorum rezil olmaktan biliyorum aşıkımı evliliğimi riske atma riski var herşeye varım ama senin kısıtlamaların bana engel oluyor
Escribo este diario con la esperanza de que lo leas y así puedas saber lo que me pasa y nunca seré capaz de contarte. Al confesar que te he imaginado ocupando el sitio de la mujer objeto,... me arriesgo a ser juzgado como alguien corrompido. Ya lo sé.
Sana yazık olmasın. Git kurtar kendini.
No pierdas tu tiempo, ve y sobrevive.
Sana yazıtları okumuştum, kızım.
Te he enseñado las sagradas escrituras, niña.
Yazık... yük arabalarıyla çevreli bu alan sana kaldı
- ¿ Te lo has perdido? Es muy distinto cabalgar siguiendo a un tren.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]