English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Y ] / Yirmi bir

Yirmi bir traducir español

1,288 traducción paralela
Ama tabii TK dört yüz yirmi bir taktırdım.
Claro que modificado con el TK 421.
Bunları benim ağzımdan duymak var, bir de TK dört yüz yirmi birden dinlemek var.
Una cosa es oírmelo a mí, y otra oírselo al TK 421.
- Yirmi bir.
- Veintiuno.
Sen her zaman bir şeyler söylersin. Eleştirmenler senin Avrupa'nın en iyi atletleriyle asla karşılaşmamış, yirmi bir yaşında, tecrübesiz çocuğun teki olduğunu söylüyorlar. +
Pre, los expertos dicen que eres un joven inexperto de 21 años que nunca enfrentó los melores corredores europeos.
Çünkü yirmi bir yaşındaki Steve Prefontaine büyük adamlarla beraber koşuyor. - Pekala.
Porque hoy, Steve Prefontaine, de 21 años de edad correrá en contra de grandes veteranos.
Yirmi bir yaşında hiçbir erkek buralara kadar yarışamadı daha önce. Hele söz konusu beş bin metreyken.
Ningún hombre a la edad de 21 años ha jamás ganado esta larga, dura y reflexiva carrera... los 5,000 metros.
Yirmi bir.
Blackjack.
Dedim ki, "Yirmi bir!"
¡ Dije, "Blackjack!"
Kız da " Yirmi bir yaşındayım. Kollarım ve bacaklarım yok.
"Estoy en la flor de la vida y no me han besado nunca".
Adam ne olduğunu sorunca, kız "Yirmi bir yaşındayım, kollarım ve bacaklarım yok ve bugüne kadar hiç becerilmedim." demiş.
"¿ Qué pasa?" "Estoy así, y no me han jodido nunca".
O da "Yirmi bir yaşındayım. Kollarım ve bacaklarım yok. Daha önce hiç öpülmedim." demiş.
"No tengo brazos ni piernas, y nunca me han besado".
Kız da "Yirmi bir yaşındayım. Kollarım ve bacaklarım yok. Daha önce hiç becerilmedim." demiş.
"No tengo brazos ni piernas, y no me han jodido nunca".
Birinin yirmi bir yaşına girdiği ilk gece gidip sarhoş olması gibi bir şey.
Los que cumplen 21 se emborrachan la primera noche.
Yirmi bir.
Veintiuno.
İki yüz yirmi bir. İki yüz yirmi iki.
... 221, 222...
Yirmi bir.
Black jack.
Yirmi saniye. Başka bir madde daha var.
Hay otra condición.
Bu yirmi kodu herhangi bir bilimadamına gösterirseniz, hemen elimizdekilerin protein amino asit dizilişinin kodu olduğunu düşünürlerdi.
Para la ciencia, un código de 20 letras significa una secuencia proteínica.
Yirmi beş yıl önce bu Kutsal sanatın esKi bir efsanesi canlandı.
Veinticinco años atras una antigua leyenda de nuestro arte sagrado volvió a vivir.
Bir bakarsın bir film için yirmi, yirmi beş, otuz bin dolar harcamış oluyorsun.
Sin darte cuenta, te has gastado 20, 25, 30.000 dólares en la película.
Yirmi dakikadır oturacak bir yer bekliyorum.
Llevo 20 minutos esperando para coger mesa.
Bu yüzden şimdi, yirmi yıl önce barda gördüğüm bir kızın yanına gidip konuşmadığım için pişman olduğumu söylemiyorum.
Por eso es que ahora no estoy hablando de una muchacha... que vi en un bar 20 años atrás... y de como me arrepentí de no haber ido a hablar con ella.
Bu kurumun müdürü olarak sizinle anlaştık... Yirmi veli tarafında imzalanan bir dilekçeyi göz ardı edemem.
Coincido con Ud., Sra. Fabre, pero como director de esta escuela... no puedo ignorar una petición firmada por veinte padres.
Yirmi yıl önce, fidyeden gelen bir parayı bana bıraktılar.
Hace 20 años, guardé un dinero de unos secuestradores.
'hm, saat... şey, sen bir saat geridesin - onu yirmi geçiyor.
Er,... es, bueno, tu estás a una hora menos - son las diez y veinte.
Bana yirmi bin dolar ve bir araba lazım.
Necesito 20.000 $. Necesito un coche.
Daha yirmi dakika önce, odamda yarı çıplak bir Mutlu Boyle, ondan " Sinirli, küçük, şirin bir şey.
"Una jovencita bonita. Ya aprenderá".
Yirmi fersahın üzerindeki kayalık yolda Spartalı ciritlerle dolu bir savaş vagonunu tek eliyle çektiğini mi?
- ¿ Arrió solo una carreta llena de jabalinas de Esparta por veinte leguas de camino de ripio? ¡ Sí!
Annem yirmi yılda bir kez olsun kumaşa para vermemiştir.
Mamá no ha tenido que pagar tela en 20 años.
Bir iki, üç beş altı ondokuz ve yirmi.
uno dos, tres cinco seis diecinueve y veinte.
Bir insanın hayatı, bütünüyle gizli kameraların karmaşık ağıyla kaydedildi. Ve canlı yayın ile, montajsız, yirmi dört saat haftanın yedi günü bütün dünya tarafından izlendi.
Una vida completa grabada en una complicada red de cámaras ocultas y transmitiendo en vivo, y sin cortes todo el día,... 7 días a la semana, para una audiencia mundial.
- Yirmi yıldır seni bir kez bile reddetmedim. Şimdi de reddetmeyeceğim.
En veinte años nunca te he dicho que no y no pienso empezar ahora.
Yirmi yaşlarında ölü bir yetişkin, orta yaşlı birinden daha değersizdir.
Un adulto muerto, de 20 a 30 años vale menos que uno de 40 a 50.
Soslu yengeç ve bir galon misket şarabı yirmi dolar.
Cangrejo con un cuarto de muscatel por $ 20.
Manhattan'dan, yirmi yıldır nükleer testlerin yapıldığı Fransız Polinezyası'na direkt bir yol çizilebilir.
Podemos trazar una ruta directa a la Polinesia Francesa con sus 20 años de pruebas atómicas.
"Yirmi Soru" diye bir oyun oynayacağız.
Vamos a jugar un juego. Se llama 20 preguntas.
Karaya bir kez bile ayak basmaksızın geçen yirmi koca yıl.
- Veinte años sin siquiera poner un pie en tierra.
Bir saati yirmi.
- 20 por hora
Bununla bir kesik ve yirmi dakika içinde kan kaybından ölürüm.
Un corte, y me moriré desangrado en 20 minutos.
Son yirmi otuz yıldır önerilen çevresel önlemlerin, bir an önce hayata geçirilmesi için gayret göstermeliyiz.
¡ Hagámoslo! Debemos implementar las recomendaciones ambientales hechas en las últimas décadas,
Bir tanesini şişirmek yaklaşık yirmi dakika alır.
Toma casi veinte minutos inflar una.
- Ayrıca o örnek bir mahkum. Uçağı kaçırdığında yirmi yaşındaydı. Koşulları değiştirdik.
Tenia 20 años, son otras circunstancias.
Evet. Cuma gecesi büyük bir ödül maçı var. Yirmi doların var mı?
Hay combate el viernes. ¿ Tienes 20 $?
Doktor eğer yirmi dört saat içinde kalkmazsa bir daha kalkmaz dediğinde, onun bir daha asla dönmeyeceğini...
Y luego pensamos que jamás despertaría pues el médico dijo que si no era en 1 día... Estuvo en coma una semana.
Önce bir yirmi beş.
¿ cuál es SU pretensión?
- Yok bir şey. Hayır, hayır. Beni yirmi saniye içinde iki kez aşağıladın.
Me has insultado dos veces.
Fabrikanın açıIışına yirmi dört saatten az bir süre kaldı.
La planta comenzará a operar en menos de 24 horas.
Bir hastaya nasıl yirmi gram magnezyum verirsin?
¿ Cómo has podido inyectar a un paciente 20 gramos de magnesio?
Maksimum güvenlikte yirmi yıl geçirdikten sonra bir kadına ne halt sunabilirim ki?
Después de dos décadas en Máxima Seguridad, ¿ qué demonios podré ofrecerle a una esposa?
Kısa bir taksi yolculuğu sonra... Samantha, Jon ; "H" yok, Sam ve ben..... kendimizi civardaki bir yirmi-bilmemkaçlar kulübünde bulduk.
Samantha, Jon, sin "H", Sam y yo tomamos un taxi y terminamos en la disco local para veinteañeros.
Biralarımızdan birer yudum alırken yirmi-bilmemkaç yaşındaki erkeklerin bir türü daha olduğunu hatırladım.
Mientras tomábamos cerveza del pico recordé otro tipo de veinteañeros.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]