Çok da kötü değil traducir español
323 traducción paralela
- Çok da kötü değilmiş, değil mi?
- Venga, no estaba tan mala.
- Yo. Hayatım çok da kötü değil, ama ben hayatımın geri kalanını sevimli ve güzel... küçük şişman öğrencilere nasıl kayak yapılacağını öğretmeye, harcayarak geçirmek istemiyorum....
No lo es, pero no quiero pasar el resto de mis días enseñando a niños gordos a esquiar, y siendo encantador y pintoresco.
Aynı safta savaşmamız çok da kötü değil ha?
Qué pena que luchemos del mismo lado.
- Bu, çok da kötü değil.
- No importa.
Bir düşün. Sığırların durumu bizimkinden çok da kötü değil.
Pues que los animales no lo tienen peor que nosotros.
Çok da kötü değil.
Bueno, no está mal.
Bu iş para getirmezse, çok da kötü değil.
Si no hay ganancia, no es tan terrible.
Çavuş çok da kötü değil.
El sargento no es tan malo.
Biliyor musun, çok da kötü değil.
Sabes, no es tan malo.
Çok da kötü değil, Sam.
No está tan mal, Sam.
Sizin için çok da kötü değil.
Para tí esto tampoco es malo.
Çok da kötü değil!
No está tan mal!
Çok da kötü değil.
No es tan malo.
Yine de, burada çalışmak çok da kötü değil.
Aquí no se está mal.
Tüm olan biteni düşününce, çok da kötü değil.
Bueno, no está mal, teniendo en cuenta el peligro.
Çok da kötü değil.
No está del todo mal.
Kedileri dışarı çıkarırsak çok da kötü değil.
Cuando saquemos a los gatos, no estará mal.
- Çok da kötü değil, değil mi?
- No es tanto, ¿ verdad Timmy?
Çok da kötü değil Homer.
No está tan mal, Homero.
Hey, bu aslında çok da kötü değil. Sorun ne?
Hey no es tan malo.
Burada olmak çok da kötü değil.
No se está tan mal aquí. Me encuentro muy bien, en serio.
Çok da kötü değil.
No es demasiado malo.
Dougal, bu mu "çok da kötü değil"?
Dougal, ¿ cómo puede ser esto "no está mal"?
Ama çok da kötü değil...
Pero eso no es demasiado malo.
Durum kötü ama çok da kötü değil.
Eso está mal, pero no muy mal.
Bu çok da kötü değil.
No pasa nada.
Çok da kötü değil, değil mi?
Esto no es tan malo.
- Çok da kötü değil.
- No es tan malo.
Dinle. Çok kötü olsa da, sadece şu an önemli değil.
No es sólo por ahora, a pesar de ya es bastante malo.
Hem senin durumun da çok kötü değil.
Además, no se puede decir que te vaya tan mal.
Oh, evet, Jack Brewer. Neyse, bana doğru geldi ve gergin bir sesle ama böyle, sesi titriyor gerginlikten. Yanıma yaklaştı ve alçak sesle, ama tam da öyle değil çok kötü bir huyu vardır, öyle bir fısıldar ki herkes duyar.
El, em, vino caminando hacia mi... y con una voz intensa... una voz absolutamente teñida de intensidad... se acerca a mi y me susurra... tiene la desagradable costumbre de susurrar... a todo volumen, así todo el mundo puede escuchar lo que dice.
Mulligan, sadece kulağın değil parmakların da çok kötü.
Mulligan, no sólo tienes un oído de lata, tienes dedos de plomo.
Aslında sürahinin şekli pek umurumda değil ve telefon da çok kötü yerleştirilmiş
No me gusta la forma de la licorera y el teléfono está mal colocado.
- Ama çok da kötü olmamış, değil mi?
- No creo que haya sido sólo para saludar a un viejo profesor.
Belki çok fazlalar, ama bu da kötü bir şey değil.
Quizás yo sea un poquito sentimental, lo reconozco, pero
Birkaç yıl önce bu çok zordu, ama artık o kadar da kötü değil.
Era bueno algunos años atras, pero ahora ya no lo es tanto.
Uyandırmak bazen çok da kötü bir şey olmuyor, değil mi?
No estaría nada mal despertarse con ellas a veces, ¿ verdad?
Bu da çok kötü değil, aslında.
Eso tampoco está tan mal.
Bu çok da kötü bir durum değil.
No es algo tan terrible.
Gidilecek çok da kötü bir yer değil.
No es tan mal sitio para ir.
Mulle, çok da kötü bir fikir değil.
No es mala idea lo de Mulle.
Gerçekten de asabi birisi ki yaptığı işe göre, şaşırtıcı değil ama onun da karısı ve çocukları var ve tek başına geçinmeye çalışan bir çocuğa kötü davranılmaması gerektiğini çünkü dünyanın ona zaten çok haşin davrandığını bilir.
Él es realmente un hombre irritable, lo que con su trabajo no es de extrañar, pero también tiene esposa e hijos y sabe que un niño, que sólo depende de si mismo... no debe ser atormentado innecesariamente, porque de eso ya se encarga el resto del mundo suficientemente.
Çok kötü durumda, değil mi? - Ama çok büyük ve pahalı da değil.
Está en muy mal estado, pero es grande y barato.
Çok da kötü bir şey değil.
Eso no es siempre malo.
Sadakatiniz gibi, bu da hayatın gerçeği. Daha çok ya da daha az kötü değil.
Es un hecho ni más ni menos irritante que vuestra fidelidad.
O kadar da kötü değil. Çok iyi biriyimdir.
Soy un tipo muy agradable.
Çok da kötü bir şey değil. En azından insanlar aşçılığını beğeniyorlar.
Por lo menos, a la gente le gusta mucho tu cocina.
Sanırım biraz ayrılık çok da kötü bir fikir değil.
Supongo que separarnos un tiempo no es mala idea.
Diğer gazeteler kadar kötü değil, ama çok iyi olduğu da söylenemez.
Comparado con otros periódicos, este no es tan malo.
Aslında çok da kötü değil.
No está demasiado mal.
Çok da kötü değil, Ted.
No está tan mal, Ted.
çok daha iyiyim 55
çok daha fazlası 28
çok dar 20
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
çok da önemli değil 21
çok daha kötü 18
kötü değil 112
çok düşüncelisin 96
çok daha fazlası 28
çok dar 20
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
çok da önemli değil 21
çok daha kötü 18
kötü değil 112
çok düşüncelisin 96